Sektör tabirini kullanacak olursak, 2010 yılının ilk çeyreğini geride bıraktık. Firmalar bu dönem için, giderek kızışan bir rekabet ortamında kozlarını oynadılar ve biz tüketicinin karşısına epeyce yeniliklerle çıktılar. Şöyle bir solukta hemen akla geliverenleri sayacak olursak mesela;
- Microsoft: Windows 7'yi piyasaya sürdü.
- Intel: 32 nm. işlemcilerini şimdilik iki ve altı çekirdekli modellerle piyasaya sürdü. LGA 1156 ve LGA 1366 soket tipindeki işlemcileri şu an satışta. 1000 dolar civarında satış fiyatı olan altı çekirdekli performans canavarının (Core i7 980x) alt modellerini de hazırladığı söyleniyor. Merkezi işlemci ve grafik işlemcinin bir araya getirilmesi için ön çalışma niteliğindeki Larrabee'de henüz başarılı olamadı. İki çekirdekli yeni model işlemcilerine, bana göre biraz garip bir şekilde minik bir grafik işlemci de yerleştirdi.
- AMD: Altı çekirdekli 45 nm. işlemcileri çok uygun, dört çekirdekli işlemci fiyatlarından piyasaya sürmeye hazırlanıyor. Dört çekirdekli fiyat/performans oranı çok yüksek işlemcileriyle hem kendisinin hem de rakibi Intel'in iki çekirdekli işlemcilerini öldürdü. 890 çipsetinin raflarda yerini alması an meselesi. AMD-ATI'nin de ileriye dönük merkezi işlemci ve grafik işlemcileri birleştirme planları bulunuyor.
- ATI: DirectX 11 destekli ekran kartlarını 2009'un son çeyreğinde piyasaya sürmüştü, iki milyondan fazla sattı. Bugüne kadar hemen her seviyede kaliteli ekran kartlarıyla, eski nesil Nvidia kartlara nefes aldırmadı. Fakat DirectX 11 özelliklerinin tam olarak desteklenmesinde an az HD 5770 ekran kartı modelinin alınması gerektiğini düşünürken, GTX 470 ve GTX 480 ile gördük ki, özellikle “Tessellation” bakımından daha üst modeller de tam olarak beklenen seviyede değil. Nvidia’nın yeni ekran kartlarına karşılık daha yüksek saat hızlarında çalışan yeni ekran kartları hazırlıyor.
- Nvidia: Fermi kod adlı mimarisini baz alan GF100 grafik işlemcisinin kullanıldığı ilk ekran kartı modelleri GTX 470 ve GTX 480 henüz tanıtıldı. Piyasada yaygınlaşması için zaman gerekiyor. Firmanın x86 lisansı olmadığı için işlemci üretemiyor ama Fermi ile grafik işlemcisini merkezi işlemcilere yaklaştırdı. DirectX 11'in sunduğu yeniliklerin özellikle donanım tabanlı desteklenmesinde, rakibi ATI geri kalırken, Fermi ile öne çıkmak istiyor. Kartların ısınması ve yüksek güç tüketimi ise olumsuz tarafları.
- Monitör: LED ekranlı monitörler piyasaya girmiş olsa da henüz fiyatları yüksek ve uygun fiyatlı olanların da kalitesi tam tatmin edici düzeyde değil.
- SSD: Flash ve SDRAM çipli yeni nesil depolama çözümü denebilecek bu alanda, hemen tüm RAM üreticisi firmalar kıyasıya rekabet halinde. Ama fiyatlar henüz ortalama kullanıcı için çok yüksek ve daha hesaplı giriş seviyesi ürünler de tatmin edici bir performansın çok uzağındalar.
- SATA3: SATA2'ye göre daha fazla bant genişliği sunmasına rağmen SATA3 ara birimli klasik mekanik diskler henüz beklenen performansa sahip değiller.
- Oyun ve Yazılım: Oyunlar yeni yeni DirectX 11'i ağırlıklı olarak kullanmaya başladı denebilir. Yazılımlar ise artık tamamen 64-bit uyumlu.
Teknoloji çok hızlı değişiyor, tam hevesle birşey almaya karar veriyorsunuz ama daha iyisi yolda. Bir ürünü almışsınız, kısa bir süre sonra hemen aynı fiyata daha iyisi çıkıyor ve keşke bekleseydim diyorsunuz. Beklemeye karar verirseniz de, bu bekleme sürecinin hiç bitmemesi gibi bir tehlike söz konusu; mükemmel, iyinin düşmanıdır çünkü. Ama en önemlisi bir donanım bileşenini tercih ederken, ne beklediğinizi, ürünün size ne sunduğunu iyi değerlendirmeniz gerekiyor. Çünkü bazen karmaşa içerisinde neyin ne olduğunu tam ayırt edememiş olabiliyoruz.
Gelin üretici ve tüketici ilişkisine biraz farklı bir perspektiften bakalım. Firmalar birbiriyle kıyasıya rekabet ederlerken aslında ortak bir hedefleri var; ürünlerini satmak. Yani bizim paramızı almak istiyorlar, diğer bir tabirle. Biz ise paramızı harcamak istiyoruz ama mevcut bütçemiz ile en iyi tercihi yapmak, iktisadi tabirle optimum fayda sağlamak istiyoruz. Peki, satrançtaki gibi düşünürsek, hamlemiz ne olmalı?
Artık iyice eskimiş bir bilgisayara sahip olan ve bir anlamda artık sistem yükseltme mecburiyeti hissedenlere birşey demiyorum. Ama hal-i hazırda fena olmayan bir bilgisayara sahipseniz, mesela yeterli iki çekirdekli işlemci, yeterli bir ekran kartına (mesela E7400, Athlon x2 7750, 9800 GT, HD 4670 gibi) sahipseniz, bu dönemde beklemek daha uygun. Çünkü bana göre şu an tam olarak bir ara dönemdeyiz.
Yukarıda da kısaca anlattığım gibi, rakip firmalar birbirlerine karşı yeni kozlarını oynuyorlar. Eski ve yeni bir arada; yeniler bir süre sonra eskilerin yerini alacak ama yenilerin mevcut olanları henüz tam anlamıyla eskilere alternatif değiller.
Üstelik çoğu zaman gerçek anlamda bir yükseltme için sistemde birden fazla parçanın, bazen neredeyse tamamının değiştirilmesi gerekiyor. Mesela 1440x900 çözünürlükte bir monitörünüz varsa ve daha fazla performans için ekran kartınızı değiştirmeyi düşünüyorsanız; aslında yapacağınız değişiklik, aynı görüntü kalitesini almak için tam yükte çalışan bir karttan, yarım yükte çalışan bir karta terfiden ibaret olabilir. Fazlaca yapılan hatalardan biri de RAM hızına dayalı, RAM’lerin esas olarak bir depolama birimi olup hızlarının neredeyse önemsiz olduğu unutularak yapılan yükseltmelerdir. Benzer durumlar diğer bileşenler için de geçerli olabilir. Bu yüzden özellikle bu ara dönemde beklentileri ve donanımların bize sunduklarını iyi değerlendirerek en optimal seçimleri ıskalamamak gerekir.
Firmaların mevcut ürün konumlandırmalarına ve kısa zamandaki planlarına baktığımda, yukarıda kısaca özetlemeye çalıştığım şekilde bir kanaate varıyorum ben şahsen. Siz ne dersiniz?
Düzeltme: İmla.