Türkiye şu anda Türkiye ise bu O'nun şükre şayan çabalarıyla olmuştu. Unutmayalım, unutturmayalım...
Kefen siyrildi ve...
Ozel solusyonla islatilmis pamuk kitlesi kaldirilinca Ata'nin yuzu ortaya cikti. Derisi kahverengi bir hal almis, ama hatlari bozulmamisti.Sanki uyuyordu...8 Kasim 1953 Pazar gecesi saat 23.00'da Prof. Dr. Kamile Sevki Mutlu'nun ev telefonu caldi. Prof. Mutlu, Ankara Tip Fakultesi Histoloji ve Embriyoloji Kursusu Baskani'ydi.Patalogdu. Arayan ise Ankara Valisi Kemal Aygun'du...Aygun, "Hocam" dedi, "10 Kasim gunu Atamizin naasini Anitkabir'e tasiyacagiz. Bunun icin bir komite kurduk. Naasi
geleneklere uygun olarak topraga defnedecegiz. Ancak bozulmadan korundugunu belgelemek icin muayene etmenizi rica ediyoruz."Prof. Mutlu once reddetti. Mutlu, o sirada 40 derece atesle
yatiyordu. Hastaligini gerekce gostererek bu gorevi bir baska meslektasinin yapmasini rica etti.Ancak Vali Aygun israrciydi: "Ben sizi sarar sarmalar gotururum, bu tarihi bir gorev" dedi.Mutlu kabul etti ve 9 Kasim sabahi Etnografya Muzesi'ne gitti.Basbakan Adnan Menderes oradaydi. Meclis Baskani Refik Koraltan
ve eski baskan Abdulhalik Renda da...Mutlu, gorevden affini istemekle ne buyuk hata ettigini o zaman anladi.Gercekten tarihi bir taniklikti bu... Ata'nin gul agacindan tabutu, 4 Kasim gunu, gecici kabrinden cikarilip muzenin holundeki mermer katafalka konulmustu. Bir hafta boyunca sirayla ogrenciler, subaylar ve generaller katafalk basinda nobet tutmustu. Nihayet tabutun acilma gunu gelip de komite uyeleri tamam olunca, Prof.Dr. Kamile Mutlu "Baslayin" talimatini verdi Bunun uzerine tabutun vidalari sokuldu. Tahta tabutun icinde madeni bir sanduka bulunuyordu. Bu sandukada gaz birikmis olma ihtimal dusunulerek once bir burgu ile delik acildi. Gaz ya da koku çikmadi.Sanduka talas doluydu. Sandukanin ici, muhafaza solusyonu ile islatilmis tahta talasi doluydu. Bu talas, naasin ayak yonune dogru toplandi. Talasin arasinda,agzi kapali ve ici sivi dolu bir sise bulundu. Bu,cesedi muhafaza icin kullanilan
solusyondan bir numuneydi. Uzerinde terkibi yaziliydi.Ata'nin naasi beyaz kefene sarilmis, sonra kahverengi bir musambayla kaplanmisti.Sargilariacmaya basladilar. Herkes nefesini tutmustu.
Cunku, "Naas curuyup bozulmus, cikan gazlar tabutu patlatmis,nobetci er, kokudan bayilmis" diye bir suru soylenti geziniyordu. Ve 15 yil sonra ilk kez Ata'nin yuzunu goreceklerdi. Kefenin sargilari aralaninca Prof. Kamile Sevki Mutlu, orada bulunanlarin yardimiyla katafalka cikti ve Ataturk'un yuzune bakti. Ata'nin derisi kahverengi bir hal almis, ama yuz hatlari bozulmamisti. Menderes sapsari olmustu
Prof. Mutlu, gordugu tabloyu daha sonra soyle anlatacakti:"Yuzunu orten islak pamuk kitlesi kaldirilinca
Ata'nin heykel gibi duran yuzu ile karsilastim. Uzun sari saclarindan ince bir tutam, sol goz kapaginin uzerine dusmustu. Ataturk, Dolmabahce Sarayi'ndaki yataginda uyuyor gibiydi." Prof. Mutlu, kenarda bekleyen komite uyelerini tabutun basina cagirdi. Onlar da tek tek tabutun icine baktilar.En basta Basbakan Adnan Menderes vardi. Koyu renk takim elbisesi icindeki Menderes de yanindakilerin yardimiyla katafalka cikti,urkek bir sekilde asagi, tabuta dogru bakti. O an ne oldugunu Prof. Kamile Mutlu'dan aktaralim: "Menderes cok heyecanlandi.Rengi sapsari oldu. Bir de baktim ki, muzenin kapisina dogru gidiyor. Ataturk'un yuzune bakmadi.Tahmin ediyorum, kendinde o kuvveti bulamadi. En sona Abdulhalik
Renda kalmisti. O da Ata'yla karsi karsiya gelir gelmez tabutun yanina yigiliverdi. Salondaki herkes Ataturk'u tek tek gordukten sonra naas, tekrar solusyonla islatildi. Ata'nin basi pamuklarla
ortuldu ve vucudu beyaz kefenle sarildi.