Biz hindi değiliz

Hiper£l£v£nKids
31-08-2008, 13:08   |  #1  
OP Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 1
2,310 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Oca 2008

Turkey kelimesi Osmanlı imparatorluğunun son zamanlarında ilk defa İngiliz kaynaklarında, biraz da alay ifade ederek kullanılmıştır. Bazı ülkeler kendilerini GREAT=BÜYÜK, ÖNEMLİ - olarak nitelerken Ülkemizin bir kümes hayvanının ismi ile anılması kabul edilemez. Kelimenin iticiliği ve ülkemizi ne şekilde ifade edeceği düşünülmeden adeta ülkemizin isminin İngilizce ifadesi imiş gibi Türkler tarafından da kullanılmış ve kullanılmaktadır. Özel isimler bir başka dilde de aynı şekildedir.
Bir zamanlar Habeşistan olarak bilinen ülke tüm Dünyaya adının Etiyopya olduğunu ve bundan böyle Habeşistan olarak gönderilen hiç bir postanın alınmayacağını açıklamış ve tüm dünya Etiyopya adını kullanmaya başlamıştır.
Ya Türkiye !, Bir kümes hayvanının adı ile anılıyor. Uluslararası toplantılarda ülkemizi temsil eden başta sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere tüm görevlilerin önünde "HİNDİ" anlamında "TURKEY" yazıyor. Bundan rahatsız olmamak mümkün mü ?
Örneğin Mısır. Bu ülkeye Mısır adını biz veriyoruz. Kendileri Mısır adını kullanıyorlar mı ? Uluslararası alanda adı Mısır olarak mı geçiyor. O ülkenin adı "Mısır Arap Cumhuriyetidir. " ikinci adı yoktur. Arapça yazılışı ile mim, sad ve r harflerinden oluşur ve "şehir, ülke" anlamındadır. Bizim kullandığımız mısır ile ilgilisi yoktur. Benzerlik nedeniyle ve Türk dilinin fonetiği nedeniyle Mısr yerine kullanılıyor. Ama sadece biz kullanıyoruz. İngilizler Egypt diyor. Ülkelerden bir tanesi kendi dilinde bize hindi dese dikkate almayabiliriz.
Bir başka örnek ise Hindistan. Siz hiç uluslararası bir toplantıda Hindistan diye bir kelime gördünüz mü? Aynı hata. Hindistan bu ülkeye sadece Türklerin verdiği bir isimdir. Uluslararası isim değildir. Malezya mal mı oluyor diyenler de aynı şekilde.
Bizim ismimiz Türkiye kelimesi bir ülkenin dilinde başka anlama gelebilir.Bu önemli değil. Bütün dillerde tek tek ülkemizin adının iyi anlama gelmesi gerekmez.
Ancak bir de uluslararası ülke isimleri vardır. Uluslararası toplantılarda bu isim kullanılır. Türkiye’nin uluslar arası toplantılarda adı İngilizlerin söylediği Turkey olarak geçiyor. İngilizler Turkey demeye devam etsin. Ancak bize Turcia, Turkia gibi değişik şekillerde söyleyenler de var. Onlar da devam etsinler. Ancak uluslararası bir toplantıda ülkemizin adı bizim söylediğimiz şekilde Türkiye olarak geçmelidir.
Diyorlar ki Türkiye kelimesinde bulunan ü harfi Avrupa dillerinde yokmuş. Bu nedenle sorun oluyormuş. Avrupa Birliği toplantısında Türkiye delegesinin önünde Turkey=Hindi yazarken
Yunanistan delegesinin önünde bırakın Latin harflerini Yunan alfabesi ile ELLAS yazıyor. Yunanlıların hiç bir harfi batı alfabesinde yok. Ülkesini ve dilini seven Yunan delegesini kutluyorum.
Türk delegesine söyleyecek söz bulamıyorum.
ASLINDA YAPILACAK TEK ŞEY HÜKÜMETİN BİR AÇIKLAMA YAPARAK BİR YILLIK GEÇİŞ SÜRESİ SONUNDA TURKEY YAZILI HİÇ BİR POSTA'NIN KABUL EDİLMEYECEĞİNİ DÜNYAYA AÇIKLAMASIDIR. HABEŞİŞTAN BÖYLE YAPTI. ETİYOPYA OLDU. BİZ BÜTÜN LOGOLARIMIZI TÜRKİYE DİYE YAZSAK DA TURKEY DİYENE ENGEL OLMAYACAKTIR. BU NEDENLE RESMEN
BELİRTTİĞİMİZ YOL İZLENMELİ.


       
Varsayılan
“Republic of Turkey” ya da “Zhong Guo-#20013;#22269;”

Türkiye ya da Turkey. Bahsedilen mevzu bir dilden diğer bir dile dışarıdan müdahaledir. Bazıları tüm dünyanın sürekli bir değişim üzerinde olduğu bilgisinden uzak olsa gerek. Zira yaşam standartları, hayat tarzları, inanç biçimleri, konuşma şekilleri ve yazma kuralları zamanla çok ciddi bir şekilde değişebilir.

Bahsi geçen yazıda Türkçe’de farklı anlamları olan ülkelerin köken bilgileri bir bir açıklanırken “Turkey” kelimesinin kökenine, etimolojisine, değinilmemiştir. Biz Mısır diyoruz, biz Hindistan diyoruz, Malezya diyoruz. Ayrıca Kanada diyoruz, Pakistan diyoruz, Mali diyoruz, Benin diyoruz, Brezilya yazdığımıza [Birezilya] diyoruz. Her birinin ülke vatandaşları güceniyor diye bunları demekten vazgeçip yerine ne diyeceğiz?

Geçmişte olan en fazla kağıt üzerinde kalıyor. Ve maalesef yazı olduğu yerde kalıyor, söz ise yerinde durmuyor. Mesela bir zamanlar Afrika kıtasında bulunan beçtavuğu(Numida meleagris [bazıları tür isimlerinin neden Latince olduğu konusunda da yakınacak]) ‘nun Osmanlı döneminde Türkler tarafından Avrupalılara tanıtıldığı ve buna ithafen bu türe Türklerin yaşadığı yerden geldiği için “Turkey fowl” adı verildiği ama Amerika kıstasında bulunan yeni bir türe yanlış kelime benzetmesi yapılarak Kuzey Amerika Yabani Hindisi (M. gallopavo)’ne de “Turkey” dendiği* zaman içinde unutulmaya yüz tutmuştur. Ayrıca günümüz dünyasında İngilizce uluslar arası topluluklarca kabul görmüş bir dünya dilidir. Bu durumlar görmezden gelinmiş ve şimdi büyük Türkiye devletimizde üretime, hizmete geçilmesi gerekirken yaratılan bir başka suni gündemden başka bir şey değildir. Belli bir gelişmeyle güçlü ve istikrarlı bir ülke olmanın ardından cazibe merkezi olabilirsek dilimizi dünya dili yapabilir ve ardından uluslar arası ilişkilerde kullanılan tek dil olmasını sağlayabiliriz. Bu esnada harici ve dahili pek çok kişi karşımıza engel olarak çıkabilir, bir takım anlamsız sorunları büyük dert olarak sunabilir. Bunların, en değerli zamanımızı sadece gösteriş için çalmasına izin vermemeliyiz.

Yaşayan, değişen ve gelişen bir dili tek şekilde yönetmek olanaksız. Ancak belli bir süre hükmedilebilir. Tıpkı yetiştirdiğiniz çocuğunuz gibi. Anne-baba olmadan önce çevreden çocuğun nasıl yetiştirilmesi ya da yetiştirilmemesi gerektiğini görüyorsunuz. Doğan çocuğunuzu da siz nasıl isterseniz o şekilde yetiştiriyorsunuz belli bir döneme dek. Ancak ne kendi evladınızı hayat boyu yönetebiliyorsunuz, ne de tüm gençliği siz yetiştiriyorsunuz. Dil de buna benzer: sadece kendi ürettiklerinize, hükmettiklerinize hakim olabilirsiniz. Devamlı ve tam bir hakimiyet dilde yoktur. Örneğin, Cumhuriyet’in ilk yıllarında kullanılan da Türkçe idi, şu an kullanılan resmi dil de Türkçe’dir. Ama o dönemin edebi eserleri tekrar gündeme geldiğinde daha iyi anlaşılabilmesi için önce bir uyarlanması gerekmektedir. Türkçe, yine aynı topraklarda ve aynı topluluk tarafından kullanılmakta. Oysa bahsi geçen yazıda Türkçe konuşmayan, Türkiye topraklarında yaşamayan topluluklardan “Turkey” kelimesinin atılması istenmektedir. Bu, ne kadar gerçekçi bir istektir sorgulanması gerek. Tek sorun Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslar arası alanda “Türkiye Cumhuriyeti” adıyla tanınması ise bu kişisel tatminden başka bir şey değildir. Ayrıca diğer devletlerin de aynı yönde eğilime başvurduğunu düşünün: her bir ülkeyi kendi orijinal adı ile tekrardan öğrenmemiz gerekecek. Türkçe’deki karşılıkları da zamanla o dillerdeki halini alacaktır. Dolaylı yoldan dillerini korumak isteyenlerin dillerindeki kelimeleri atıp yerine başka kelimeler koyma isteğidir bu. Örneğin; (araştırma yapılmadan) aynı mazereti gösterip, İngilizce ‘porselen’ anlamına gelen Çin (China) kendi adının bundan sonra tüm uluslar arası topluluklarda “Con Guo”(Türk sesletimi-ortografisi) ya da “Zhong Guo”(Pinyin’in İngilizce sesletimi-ortografi çalışması) olmasını hatta kendi yazı sistemiyle “#20013;#22269;” yazılmasını isteyebilir. Bu da pek çok karışıklığı beraberinde getirir.

Bir diğer atıf da Yunanistan’ın Avrupa Birliği’nde kendi yazı sistemiyle yazılan bir tabela ile temsil edilmesi. Avrupa birliği üyesi olan Yunanistan’ın resmi dili, birliğin işleyişi gereği aynı zamanda Avrupa Birliği’nin 21 resmi dilinden birisidir. Bu nedenle kendi birliği içerisinde o şekilde temsil edilmesi doğal bir durumdur. Konuyu sadece Yunan yazı sistemi ve “Türkiye” kelimesi üzerine vermek yerine, Avrupa ve diğer toplumlarca halen bir sorun olarak kabul edilmeyen Kıbrıs’a göz atılması daha mantıklı olmalı itibar sahibi olmak isteyen kişilerce. Zira resmi düzeyde birlik üyesi Kıbrıs Rum Kesimi’nin resmi dili bir değil ikidir: Rumca ve Türkçe. Konuya bu doğrultudan girilmesi gerekirken dilbilimini herkesin alanı sayanlar sadece “Türkiye-Turkey” sorunu üzerinde durmakta. Araştırma, inceleme, analiz etme gibi bize zahmetli gelen işlerden kaçtığımız sürece refah yakalamaktansa sürekli bir çekişme yaşamaya devam edeceğimiz kesindir.

XxXDaRKoXxX
31-08-2008, 13:18   |  #2  
Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 0
3,720 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Ağu 2007

Turkiye'de yazılıyor artık nette dalga geçmemeleleri için...

frkn_ua
31-08-2008, 16:10   |  #3  
Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 0
893 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Şub 2008

bu yazıyı başka bi yerde daha okmuştum ne kadar doğru ne kadar yanlış bilinmez ama galiba doğru.neden derseniz geçenlerde yeğenim oturmuş çizgi film izlerken bende yanındaydım.çizgi filmin o bölümü Türkiye'de geçiyor ve ortalıkta sürekli bir HİNDİ dolaşıyor nedense.ayrıca Türkiye'nin görünümü yanii evleri,sokakları ve insanları aynı arap ülkerindeki gibi gösterilmiş.yabancıların Türkiye'ye nasıl gözle baktığının bence bir kanıtıydı o çizgi film...

Hiper£l£v£nKids
31-08-2008, 19:26   |  #4  
OP Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 1
2,310 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Oca 2008

Ben İngilizce öğretmenime sordum evet dedi diğer anlamı hindi dedi