neredeyse tüm toplumlarda bu ruh halinin bir tezahürü olarak erkeklerin ortada “ulan ben napıyorum? kim getirdi beni buraya? neredeyim amk” ifadesiyle dolaşıp dakikada bir kararlarını sorgulamaları, eş adayının evlenelim de evlenelim ataklarını savuşturmak için çaresizce son bir kıvılcım aramaları olmazsa olmaz kabul ediliyor sanırım. esasen sanmıyorum, oldukça eminim; fakat şaşırıyorum yine de. zira uzunca bir süredir çevremdeki 25-35 yaş arası istisnasız tüm erkeklerin evlenmek için kudurduklarını gözlemliyorum. adamlar ortada avare gibi “evlenecek kız bulun bana allahsızlaar!!!”, “melis seninle ciddi düşünüyorum gel he de”, “falanca hayatımın sonuna kadar seninle olmak, yanında yaşlanmak istiyorum nolur evlen benimle köpeğin olayım” diye sayıklaya sayıklaya dolaşıyor. resmen düzenli bir seks hayatı ve sıcak ev yemeği uğruna ruhlarını satabilecek kıvama gelmişler. benliklerini yitirmiş vaziyette mecnun misali çöllerde paçalarını yırtıp emekleyerek ilerliyor gibi bir halleri var.
erkeklerin evlenmek uğruna attıkları taklaları, eşi dostu toplayıp videoya çektirdikleri tüm o şaşalı evlilik tekliflerini, takındıkları“puffff sırf sen bir bir evlenen kız arkadaşlarının arasında rencide olma diye seninle evlenmeye lütfedeceğim. evlilik öncesi süreçte farklı bir gezegenden aranıza düşmüşcesine sana ve yakınlarına yabancılaşıp çeşitli isteksizlik emareleri göstermemi anlayışla karşılamak zorundasın. sonuçta seninle yaşamayı kabul ettim boru mu!?” tavrıyla kamufle etmeye çalışmalarını son derece samimiyetten uzak ve alabildiğine itici buluyorum. sonra bir de kadınları evlilik delisi ilan edip kendilerini kadınlar tarafından kapaklanmaya çalışılan yüce birer yaradılış timsali görmeleri yok mu… gerçekten daha gülünç olamazsınız beyler.