arkadaşlar biraz gülelim diye aklına fıkra gelen arkadaşlar buraya yazsın mümkünse küfürlü olmasın.
kamyon şöförü pazarın yanında geçicekmiş ve frenlerin tutmadığını farketmiş durdura bilmek için biryere çarpması gerekir bakmışki evin yanında bir adam duruyormuş yazda ise pazar varmış yalnız adam giderse daha az kayıp olurdiye adamın üstüne kırmış direksiyonu adam farkeder kamyonu ve pazara doğru kaçar kamyon şoförü bunu farkeder ve adamı takip eder ve pazara doğru direksiyonu kırar.
fıkra
Mafya babası, haraçlarını toplaması için yeni bir tetikçi buldu.Seçtiği sağır ve dilsizdi. Çünkü baba, bu tetikçi yakalanırsa polise fazla bir şey anlatamaz, diye düşünüyordu... Baba, bir gün ödemelerin geciktiğini fark etti ve tetikçiyi odasına aldırttı; bir de işaret dilini bilen tercüman buldular. Tercüman işaretle sordu:
"Para nerede?" Sağır-dilsiz işaretle yanıt verdi:
"Ne parası? Benim paradan maradan haberim yok. Neyden bahsettiğinizi anlamıyorum." Tercüman, tercüme etti: "Neyden bahsettiğinizi anlamıyormuş."
"Baba 38'liği koltuk altından çıkarıp sağır-dilsizin beynine dayadı:"Şimdi sor bakalım, para nerede?"
Tercüman işaretle sordu: "Para nerede?"
Sağır-dilsiz kan ter içinde işaretle yanıt verdi: "Şehir merkezindeki parkta, büyük heykelin olduğu kapıdan girince soldan 3. ağacın kavuğunda."
Baba öfkeyle gürledi: " Ne dedi?"
Tercüman yanıtladı: "Dedi ki, hala neyden bahsettiğinizi anlamıyormus. ayrıca o tetiği çekmek de biraz sıkarmış!"
Mafya babası, haraçlarını toplaması için yeni bir tetikçi buldu.Seçtiği sağır ve dilsizdi. Çünkü baba, bu tetikçi yakalanırsa polise fazla bir şey anlatamaz, diye düşünüyordu... Baba, bir gün ödemelerin geciktiğini fark etti ve tetikçiyi odasına aldırttı; bir de işaret dilini bilen tercüman buldular. Tercüman işaretle sordu:
"Para nerede?" Sağır-dilsiz işaretle yanıt verdi:
"Ne parası? Benim paradan maradan haberim yok. Neyden bahsettiğinizi anlamıyorum." Tercüman, tercüme etti: "Neyden bahsettiğinizi anlamıyormuş."
"Baba 38'liği koltuk altından çıkarıp sağır-dilsizin beynine dayadı:"Şimdi sor bakalım, para nerede?"
Tercüman işaretle sordu: "Para nerede?"
Sağır-dilsiz kan ter içinde işaretle yanıt verdi: "Şehir merkezindeki parkta, büyük heykelin olduğu kapıdan girince soldan 3. ağacın kavuğunda."
Baba öfkeyle gürledi: " Ne dedi?"
Tercüman yanıtladı: "Dedi ki, hala neyden bahsettiğinizi anlamıyormus. ayrıca o tetiği çekmek de biraz sıkarmış!"
güzel gibi iyi fıkra mafya fıkrası
birtan resimler görünmüyor birdaha koy
Otobüs Şöförü Hidayet
Hidayet ölünce cennetin kapısında kuyruğa girer. Hemen önünde bekleyen adam Peder dir. Kapıda bir melek beklemektedir. Melek Peder e sorar:
- Hiç günahın var mı Peder ?
- Aziz melek ben rahiptim. Tüm hayatım boyunca hep tanrıma dua ettim. Karıma ve çocuklarıma sadık kaldım. İnsanlara ve hayvanlara hep yardım ettim.
- Melek : Çok iyi bunları biliyorduk zaten al sana cennetin gümüş anahtarı der ve sonra Hidayet'e döner. Senin hiç günahın var mı Hidayet?
- Hidayet : Ben de her zaman hayvanlara ve insanlara iyilik yapardım. Tanrıya dua etmedim açıkçası, inancım da zayıftı ve bir günahım vardı. Çok sert ve hızlı otobüs kullanırdım.
- Melek Hidayet'e döner ve bunu da biliyoruz. Çok iyi al sana cennetin altın anahtarı...
- Peder bu olaya sinirlenir. Ben hayatımı tanrıya adadım siz de gidip bu adamı cennette benden üstün tutuyorsunuz haksızlık değil mi ?
- Melek gülerek.. 'Oğlum sen vaaz verirken herkes uyuyordu, ama Hidayet otobüs kullanırken herkes dua ediyordu...
Otobüs Şöförü Hidayetbombaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa zuhahahahhahah:)Hidayet ölünce cennetin kapısında kuyruğa girer. Hemen önünde bekleyen adam Peder dir. Kapıda bir melek beklemektedir. Melek Peder e sorar:
- Hiç günahın var mı Peder ?
- Aziz melek ben rahiptim. Tüm hayatım boyunca hep tanrıma dua ettim. Karıma ve çocuklarıma sadık kaldım. İnsanlara ve hayvanlara hep yardım ettim.
- Melek : Çok iyi bunları biliyorduk zaten al sana cennetin gümüş anahtarı der ve sonra Hidayet'e döner. Senin hiç günahın var mı Hidayet?
- Hidayet : Ben de her zaman hayvanlara ve insanlara iyilik yapardım. Tanrıya dua etmedim açıkçası, inancım da zayıftı ve bir günahım vardı. Çok sert ve hızlı otobüs kullanırdım.
- Melek Hidayet'e döner ve bunu da biliyoruz. Çok iyi al sana cennetin altın anahtarı...
- Peder bu olaya sinirlenir. Ben hayatımı tanrıya adadım siz de gidip bu adamı cennette benden üstün tutuyorsunuz haksızlık değil mi ?
- Melek gülerek.. 'Oğlum sen vaaz verirken herkes uyuyordu, ama Hidayet otobüs kullanırken herkes dua ediyordu...
Üniversite Hastanesi :)))))
Yaslıca, ancak kadınların yaşlanabileceği kadar yaslı bir hanıma bir türlü teşhis konulamıyor.
Kadıncağız yirmi sekiz gündür hastahanede yatmakta ve hiç bir sonuç yok. Belki dikkatinizi çekmiştir, üniversite hastahanelerinde garip bir hiyerarşi vardır.
Ord. Prof. basta, arkasında Doç'lar, sonrasında başasistanlar ve bir iki parlak öğrenci üçgen düzende 'Vizitelere' uçarak giderler.
Yine böyle bir gün ve tüm kadro hastanın başında. Ord. Prof sorar:
-Radyolojik tetkikler?Hemen filmler ışıklı panoya yerlestirilir. Sert ve kararlı bir ses:
- EKG ? Derhal 'Trase' hocanın önüne serilir,
- Eforlusu ? O da hemen açılır hocanin önüne.
- Laboratuvar tetkikleri? Her sey önceden hazirlanmistir.
- Elektroansefalografi ?
- Buyrun hocam.
- E mar ? Disarida çektirilmis (!) emar da konulur büyük patronun önüne.
- Sintigrafi? Anjiyo?... derken büyük şef sorar :
- Scan oldu mu ?(ingilizce telafuz ediniz) Kadından gelen cılız bir ses :
- Bi onu yapmadılar !
Üniversite Hastanesi :)))))
Yaslıca, ancak kadınların yaşlanabileceği kadar yaslı bir hanıma bir türlü teşhis konulamıyor.
Kadıncağız yirmi sekiz gündür hastahanede yatmakta ve hiç bir sonuç yok. Belki dikkatinizi çekmiştir, üniversite hastahanelerinde garip bir hiyerarşi vardır.
Ord. Prof. basta, arkasında Doç'lar, sonrasında başasistanlar ve bir iki parlak öğrenci üçgen düzende 'Vizitelere' uçarak giderler.
Yine böyle bir gün ve tüm kadro hastanın başında. Ord. Prof sorar:
-Radyolojik tetkikler?Hemen filmler ışıklı panoya yerlestirilir. Sert ve kararlı bir ses:
- EKG ? Derhal 'Trase' hocanın önüne serilir,
- Eforlusu ? O da hemen açılır hocanin önüne.
- Laboratuvar tetkikleri? Her sey önceden hazirlanmistir.
- Elektroansefalografi ?
- Buyrun hocam.
- E mar ? Disarida çektirilmis (!) emar da konulur büyük patronun önüne.
- Sintigrafi? Anjiyo?... derken büyük şef sorar :
- Scan oldu mu ?(ingilizce telafuz ediniz) Kadından gelen cılız bir ses :
- Bi onu yapmadılar !
Son Düzenleme: teknohat ~ 19 Kasım 2009 13:01
Bir gün temel trabzona gitmek için uçağa binmiş uçağa girerken bir alman bir fransız birde amerikali görmüş ben bu uçağa binmem binersem kesin yine bir fıkra olur demiş
:D:D
Bir devrin tüm as ve klas futbolcuları cennette buluşmuş. Cennetin baş meleği de futbol meraklısıymış. Şeytanı çağırtmış: -"Cennetle cehennem arasında bir maç düzenleyelim ne dersin?" -"Boşuna oynamayalım, biz kazanırız", demiş şeytan. -"Olur mu en iyi futbolcular bizde, ne kadar da kötü futbolcu varsa sizde..." Şeytan şeytanca gülümsemiş: -"Ama bütün hakemler de bizde..."
:))))
Temel hayvanları araştırma konusuna oldukça ilgi duymaktaymış. Bir gün bu merakını gidermek için laboratuarını kurarak çalışmalara başlamış. Örnek hayvan olarak bir PİRE almış. Çok hassas aletler ile bu işe başlayan Temel, eline çok hassas bir neşter alarak pirenin ayaklarının ucundan biraz kesmiş ve masanın üzerine bırakmış ve pireye ZIPLA BAKAYIM diye seslenmiş, doğal olarak zıplayarak dolaşan bir hayvan olan pire yarım yamalak da olsa zıplamış, o sırada Temel hemen yakalayarak ayaklarının tamamını yontmuş ve masanın üzerine tekrar bırakarak seslenmeye başlamış. ZIPLA BAKAYIM, ULA ZIPLASANA, ZIPLA BE HAYVAN. Fakat ayakları kesilen pireden hiçbir hareket yok..... Temel hemen kalem kağıdı alarak raporu yazmaya başlamış. PİRE incelendi. SONUÇ: "PİRE'nin ayakları kesilince kulakları duymamaktadır."