Sevgili Chip Online Kullanıcıları Bu Konu Başlığı Altında Fıkralarınızı Paylaşabilirsiniz.
Not:18 yaşından küçükler ve bayanlarında forumumuzu takip ettiğini unutmayınız.Uygun bulunmayan fıkralar silinecektir.
Sevgili Chip Online Kullanıcıları Bu Konu Başlığı Altında Fıkralarınızı Paylaşabilirsiniz.
Not:18 yaşından küçükler ve bayanlarında forumumuzu takip ettiğini unutmayınız.Uygun bulunmayan fıkralar silinecektir.
Kurusun
Bir gün doktorlar, tımarhanede yaptıkları araştırmada en akıllı deliyi seçeceklermiş. Bir gün delilerden biri bahçede bulunan havuza düşmüş ve boğulmak üzereymiş. Delilerden biri havuza düşen arkadaşını kurtarmaya çalışmış. Bunu gören doktorlar arkadaşını kurtaran deliyi yanlarına çağırmışlar ve "seni en akıllı seçiyoruz" demişler. Doktorlardan biri: "Peki kurtardığın arkadaşını çağır da sana teşekkür etsin" demiş. Deli: "Gelemez ki!" Doktor: "Neden gelemezmiş?" Deli: "Çünkü kuruması için onu astım!"
Uğursuzluk
Avci Sultan Mehmet bir gün adamlariyla beraber aksama kadar bir keklik bile vuramaz. Bunun sebebinni de, sabahleyin gördügü bir dervisin ugursuzluguna baglar. Solaklara seslenir. Saraydan cikarken, su su tipte, sivri külahli, sirti kambur birinin önünden gectigini ve hemen bu adami bulmalari emrini verir. Tarife göre Bektasi babalarindan ayyas Hamza Babayi yaka paca huzura getirirler.
Sultan:
" Bre ugursuz, nabekar!.. Bugün sabahleyinkarsima ciktin. Bu yüzden aksama kadar bir ava rastlayamadim. Bu ne ugursuzluktur. Vurun kellesini... "
Bektasi bakar ki kelle elden gidiyor. Son bir dilegini aciklamak icin söz alir:
" A devletlum siz beni gördünüz bir keklik vuramadiniz. Ama insaf ediniz, benim de bugün ilk gördügüm sizdiniz ve kellemi kaybediyorum. Söyleyin, ugursuzluk hangimizde!... "
Kabahat sende değil!
Bir köyde yagmur duasina çikarlar.Bektasi de istemeye istemeye bunlara uyar, cemaatin arkasi sira giderken, eline geçirdigi bir agaç dalini, kendi tarlasinin bir kösesine saplayarak, basini yukari kaldirip, söylenir:
-Bizim tarla da iste burasi...
Rastlanti bu ya, yagmur duasi yapilir yapilmaz, bulutlar kendini gösterir.Kara bir bulutun kendi tarlasi üzerine gittigini gören Bektasi sevinçle kosar.Bir de ne görsün, ceviz büyüklügünde dolu, bütün ürünü berbat etmemis mi?O vakit basini yukari kaldirir; söyle söyler;
-Kabahat sende degil, sana tarlayi gösteren pezevenkte!...
Tarihte O Gün
01 Ocak 2006 - Hicri Takvim'e geçildi.
06 Şubat 2006 - Suriye ile Geçici Dostluk Anlaşması yapıldı.
16 Şubat 2006 - Suriye ile yapılan Geçici Dostluk Anlaşması sona erdi.
19 Mart 2006 - Üniversitelerde türbana serbestlik sağlandı.
20 Mart 2006 - Türbanıyla okuluna girmek isteyen bir öğrenci "serbestliği türbana verdik sana değil" denilerek içeri alınmadı.
01 Nisan 2006 - Yabancılara mülk satışının serbest bırakılmasından sonra, Uzaylılara mülk satışını serbest bırakan yasa da yürürlüğe girdi. İstanbul'a UFO akını başladı.
16 Nisan 2006 - 1982 Anayasası'ı değiştirildi. Yeniden matbaaya verilen anayasa, bu kere 14 punto Arial fontu kullanılarak bastırıldı.
30 Nisan 2006 - Yurdun çeşitli bölgelerinde meydana gelen kazalarda, hiç kaza yapmamış bir araba modelinin kalmadığı tespit edildi.
01 Mayıs 2006 - İşçi Bayramı bu sene Taksim Meydanı'nda 150.000 işverenin katılımıyla kutlandı. İşçiler, alanda kutlayacak yer bulamadı.
11 Mayıs 2006 - Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı'na Nezih Demirkent'in torunu Hayrullah Demirkent seçildi.
16 Haziran 2006 - Adalet Bakanlığı ilga edildi. Boşta kalan hakim ve savcılar için Kadılık sınavı açıldı.
01 Temmuz 2006 - Nobel Edebiyat Ödülü, babası Çinli, annesi Finlandiyalı, memleketi Şanlıurfa olan bir Türk'e verildi. Orhan Pamuk, "Osmanlılar 1 milyon Eskimo'yu kesmiştir" dedi.
17 Temmuz 2006 - Milli Futbol Takımı'nın başına Jet Li getirildi. Yardımcı antrönörlüğünü ise Hakkı Koşar yapacak.
29 Temmuz 2006 - İlk madeni 100.ytl tedavüle çıkarıldı.
12 Ağustos 2006 - Tüm ilköğretim, lise ve üniversitelerde din dersi zorunlu hale getirildi.
30 Ağustos 2006 - Türk Ordusu, tümüyle terhis edildi. Terhis işlemlerine direnen bir başçavuş gözaltına alındı.
05 Eylül 2006 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan klonlandı. 25 adet klonlanan Başbakan'ın klonları da derhal yurtdışı gezilerine başladı.
12 Eylül 2006 - Klon Başbakan caiz midir tartışması başladı. Darbe hazırlığı yapan bir grup emekli asteğmen tutuklanarak cezaevine konuldu.
30 Eylül 2006 - Başbakanın 25 klonundan 3. olanı 'türbandan daha önemli meselelerimiz var' deyince, oracıkta imha edildi.
13 Ekim 2006 - Yabancılara gayrımenkül satışı ve özelleştirmelerin bilançosu açıklandı: Türkiye'de Türklere ait herhangi bir taşınır veya taşınmaz mal kalmadı.
29 Ekim 2006 - Anayasada yapılan değişiklikle devlet rejimimiz "Türkiye İslam ve Laiklik Cumhuriyeti" olarak değiştirildi.
07 Kasım 2006 - Bu tarihten itibaren alkollü içecekler yalnızca Karaköy Zürafa Sokağı'nda kurulan İçki Evleri'nde içilebilecek.
10 Kasım 2006 - Atatürk'ün mezarı Şemdinli'ye nakledildi.
27 Kasım 2006 - Dün sabah saatlerinde Türkiye'yi de tam üyeliğe kabul eden AB, son anda aldığı bir kararla birliği dağıtmaya karar verdi.
29 Kasım 2006 - Türkiye kurulmakta olan Büyük Ortadoğu Birliği'ne tam üyelik için başvurdu.
10 Aralık 2006 - Fethullah Gülen halifeliğini ilan ederek tahta çıktı.
15 Aralık 2006 - Soytarılık kadrosu için başvuran ve isminin gizli tutulmasını isteyen bir sosyal demokrat, hükümdarı güldürmeyi başardı.
01 Ocak 2007 - Yılbaşını kutlamaya yeltenen 23 milyon Türk vatandaşının kimlik cüzdanlarının "Dini" hanesine "gavurdur" yazıldı.
Paralel Evrende* Neler Oluyor? -I-
Her gün posta kutuma yüzlerce e-posta geliyor. Bunların tümüne yanıt vermek, takdir edersiniz ki mümkün olmuyor. Biriken binlerce e-postayı tasnif ettiğimde, en çok sorulan ve merak edilen konunun “Parelel Evren” olduğunu saptadım. Paralel Evren'de neler olup bittiğini merak etmeyen yurttaşımız neredeyse yok denecek kadar az.
Paralel Evren'in bu denli merak edilmesinin temel nedeni, Paralel Evren güzel bir yer ise, o yana doğru yatay geçiş yapabilir miyiz, iyimserliği olsa gerek...
Paralel Evren'de neler oluyor sorusundan sonra en çok karşılaştığım sorular ise şunlar:
Eğik evren'de neler oluyor?
Yamuk evren'de neler oluyor?
Uzayda GSM operatörü var mı?
Galaksimizde, beleşe benzin temin edebileceğimiz bir yıldız veya samanyolu var mı?
Kainatın öbür ucunda asgari ücret kaç YTL?
Mars'da Televole programı var mı?
Venüs'ten manken manita kapabilir miyiz?
Dörtkenarüçgen diye bir şey olabilir mi?
Bu çerçevede gelişen tonla e-posta mevcut değerli okurlar. Ancak bunların yanıtlanmasını sonraya bırakmak üzere, şimdi kameralarımızı Paralel Evren'e doğru yöneltebiliriz:
- Yer Avrupa... Ankara'dan gelen İnsan Haklarını İzleme Heyeti, Avrupa'dan rapor edilen insan hakkı ihlallerini yerinde inceliyor. 2.457 ihlal tespit eden heyet, Avrupa ülkelerini uyararak “Bir dahaki gelişimizde durumunuz düzelmemiş olursa, sizi Avrasya Birliği'ne alma konusunu askıya alırız” şeklinde beyanda bulunuyor. Kendilerine 2009 yılına müzakere tarihi verilen Avrupa ülkeleri, “o zamana kadar gerekli değişiklikleri yapacağız” diyorlar.
- Yer ABD... Başkan tv'den ulusuna sesleniyor: “İstihbarat organlarımızın yanlış ve yanıltıcı bilgi vermesi neticesinde Irak'ı işgal etmis bulunuyoruz. Az önce elime ulaştırılan bilgilere göre; onbinlerce Iraklıyı öldürdüğümüz yetmiyormuş gibi, bir o kadarını da yaralamış veya sakat bırakmışız. Bu asla kabul edilebilir bir durum değildir. Tüm bu suçlarımızı itiraf ederken derin acı çekiyor ve utanç duyuyorum. En geç 1 hafta içinde askerlerimiz Irak'tan çekilecek ve Irak devletine 500 milyar dolar haksızlık tazminatı ödenecektir... Samimi özürlerimin Irak halkı tarafından kabul edileceği dilek ve umuduyla, Irak'ta ölen Iraklılar için 1 dakikalık saygı duruşuna davet ediyorum hepinizi... Unutmadan bir konuya daha değinmek isterim ki, haksız bir şekilde yürüttüğümüz bu işgal hareketi esnasında biricik müttefekimiz Türkiye'yi de çok güç durumlarda bıraktık. Onlardan da yüzmilyonlarca kere özür diliyorum. Kendilerine gereken tazminat fazlasıyla ödenecektir.”
- Yer Çin... Olimpiyatlara katılan kısa mesafe koşucusu Türk atletin 100 metreyi 8.9 saniyede koşmasının ardından yapılan doping testinde doping maddesine rastlanmıyor. Birincilik kürsüsüne çıkan Türk atlet, İstiklal Marşımızı 1,5 milyar Çinliye ve tüm dünyaya dinletiyor. Kendisi de marşımızı hatasız söylüyor.
- Yer Türkiye... Sevgililer Günü tüm yurtta ve yurtdışı temsilciliklerinde coşkuyla kutlanıyor. Açıklanan istatistiklere göre hiçbir erkek eşine veya sevgilisine hediye almayı unutmuyor. Kutlamalar sırasında silah sıkılmıyor, trafik kazası olmuyor, reytingler düşmüyor.
- Yer İstanbul... Yılmaz Erdoğan'ın yönetmen ve yapımcılığını yaptığı Organize İşler filminin gösterimi başlıyor. Filmin izleyiciye sunulduğu ilk günün sonunda yalnızca 25 kişi filmi izliyor. Bu 25 kişinin de gazetelerin sinema yazarları olduğu anlaşılıyor. Bir açıklama yapan Erdoğan: “Bu ne biçim organizasyon anlamadım” diyor.
- Yer İstanbul... Milli Takım teknik direktörü konuşuyor: “Takımı kurma ve taktik belirleme konusunda büyük hatalar yaptım, Dünya Şampiyonası'na katılamayışımızın tek sorumlusu benim, istifamın kabulünü talep ediyorum.”
- Yer Fransa... Fransa Parlamentosu, 'Ermeni Soykırımı Kanunu'nu iptal ederek Türkiye'den özür diliyor...
- Yer Ankara...Asgari ücreti bir türlü yoksulluk sınırı üzerine çekemeyen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı istifa ediyor ve başarılı olamayan diğer bakan arkadaşlarını da istifaya davet ediyor...
- Yer İsviçre... Bir basın toplantısı düzenleyen Orhan Pamuk, “roman yazma konusundaki yetersizliğimi tarihi konularda sivri çıkışlar yapmak suretiyle örtmeye çalıştığım için üzgünüm” diyor...
Paralel Evren manzaraları şimdilik bu kadar değerli okurlar. Yeri geldikçe Paralel Evren'den bilgi vermeye devam edeceğim.
* “...evren her karar aşamasında ikiye yarılır. bu şekilde sınırsız sayıda paralel evren oluşur...” (Ekşi Sözlük)
Futbol Konuşuruz
Einstein ölünce insanlığa hizmetlerinden dolayı onu cennette bir villaya yerleştirmişler. Bir gün kapısı çalmış. Gelen adam benim IQ 200 demiş. einstein ooh demiş gel içeri seninle quantum fiziği konuşuruz.
Bir vakit sonra başka biri gelmiş. Adam benim IQ 90 demiş. Einstein gel gel demiş seninle siyaset konuşuruz.
Derken üçüncü adam kapıyı çalmış. Benim IQ 5 demiş.
einstein biraz düşünmüş ve cevabı vermiş.. Gel içeri seninle de Futbol konuşuruz.
Hakemler Bizde
Bir devrin tüm as ve klas futbolcuları cennette buluşmuş. Cennetin baş meleği de futbol meraklısıymış. Şeytanı çağırtmış :
-Cennetle cehennem arasında bir maç düzenleyelim ne dersin?
-Boşuna oynamayalım, biz kazanırız, demiş seytan.
-Olur mu en iyi futbolcular bizde. Ne kadar da kötü futbolcu varsa sizde.
Şeytan şeytanca gülümsemiş :
-Ama bütün hakemler de bizde.
Ön Yüzü
Başkan Bush'un yeni talimatı:
-Üzerinde resmim olan pul bastırdım, bundan böyle başkanlığın bütün mektuplarında bu pullar kullanılacak.
Bir süre sonra görülmüş ki pullar zarfa bir türlü yapışmıyor.
Başkan Bush küplere binmiş ve yetkiliyi çağırıp sormuş;
- Üstünde resmim olan pullar yapışmıyor, arkalarına zamk sürmediniz mi?
- Sürdük efendim, demiş yetkili ve eklemiş;
- Yapışmamasının nedeni, herkesin pulun ön yüzüne tükürmesi....."
arkadaşlar geç oldu ama bii fıkrada ben yazayım
temelin annesi ölmüş tabiki cenaze namazı kılınacakmış hekes safa geçerken temel kenarda bekliyormuş arkadaşları temele sormuşlar neden cenaze namazını kılmıyorsun diye temel demişki ben cenaze namazı kılmayı bilmem demiş. neyse aradan bii kaç yıl geçmiş bu seferde temelin kaynanası ölmüş yine cenaze kılınacakmış bakmışlarki temel ön safta namazı kılıyor namazdan sonra temele sormuşlar sen hani cenaze namazı kılmayı bilmezdin diye temel de demişki:BU BENUM BAYRAM NAMAZIMDIR
KOMİK DEĞİLSE YİNEDE GÜLMEYİ DENEYİN
ANLAYIŞINIZ İÇİN TEŞEKKÜRLER
Lil_Cat in yazdığını görmeden yazdım ama güzel oldu yinede...
Einstein ile sohbet etmek.
Einstein ölmüştür ve cennetin en güzel köşesine konumlanmıştır.Canı da epeyce sıkılmıştır burada.Bu sırada yanına bir adam gelir ve sevgili Einstein benim IQ um 200 acaba konuşabilirmiyiz der ve Einstein cevaplar; Tabiki efendim siznle quantum fiziğinden,kara deliklerden,uzaydan konuşalım der.
Biraz sonra başka bir adam gelir ve Einstein benim IQ um 150 der acaba seninle konuşabilirmiyiz.Einstein yine tabiki der ve gel seninle sosyolojiden,psikolojiden,kimyadan konuşalım der ve konuşurlar.
Biraz sonra başka birisi gelir ve Einstein benim IQ um 100 der acaba sohbet edebilirmiyiz? Einstein ise tabiki gel seninle çevre kirliliğinden,denizdeki yaşamdan,ülkenin halinden konuşalım der.
Daha sonra başka bir adam gelir ve Einstein benim IQ um 25 acaba sohbet edebilirmiyiz der.Einstein da tabiki der gel seninle de Fenerbahçeden konuşalım der.
Sadece bir Fıkra...
Temel bir gün doktora gitmiş.Kanser olduğunu ve 2 ay ömrü olduğunu öğrenmiş.Artık vaktim geldi deyip herkesle helalleşmeye başlamış.Ama hepsine de kanserden değil aıds ten öleceğini söylüyormuş. Bunu gören Dursun sormuş:
-Yav Temel sen kanser yüzünden ölmeyecekmisin niye herkese aıds ten öleceğini söylüyorsun?
Temel de demiş ki:
-Öyle deme Dursun ben gittikten sonra karıyı garantiye alayımda!
Bilim adamları toplanır ve protez konusunda geldikleri yeri anlatırlar.
Fransız kalkar veder ki: Ülkemizde bir adamın kolu kopmuştu ve biz ona protez kol taktık adam protez koluyla gülle atma da birinci oldu.
İngiliz kalkar ve derki: Ülkemizde bir adamın bacağı kopmuştu ve biz ona protez bacak taktık adam engellide birinci oldu.
Ve temel kalkar : bizim ülkemizde bir adamın kafası kopmuştu yerine kabak koyduk Cumhurbaşkanı oldu
(1)
TEMEL FADIMEYE BOSANMA DAVASI ACMIS VE HAKIME,
SAYUN HACUM BEY, KARIM UC YILDUR EVDE NE BULURSA USTUME
FILATIYU. NE OLUR BIZU BOSAT! HAKIM SORMUS,
PEKI EVLADIM NIYE BUNUN ICIN UC YIL BEKLEDIN?
TEMEL:
- YENU ISABET ETTURMEYE BASLADU DA!
(2)
BUYUK IKRAMIYE CIKAN TEMELI UC AY SONRA BAKKAL, KASAP VE
BORCLU OLDUGU DIGER ESNAF YOLDA CEVIRMIS ve ULA TEMEL SANA
IKRAMIYE CIKTUGU HALDE UC AYDIR NIYE BORCUNU ODEMIYOSUN?
DIYE SORMUSLAR.
ZENCUN OLDI DEGISTU DEMESUNLAR DIYE, DEMIS.
(3)
DAMA MAHKUM OLAN TEMELE SON ARZUSUNU SORMUSLAR;
BENU OGLUMIN YANUNA GOMIN DEMIS. OGLUNUN YASADIGI ORTAYA
CIKINCA, BEN BEKLERUM DEMIS
kayserili tripling i
türk ,ingiliz,alman ve amerikalı kumar masasnıda kağıt oynuyorlarmış . bizim türkde kayseriliymiş. oyun dönmüş dolaşmış herkes gaza gelmiş bütük paylarını ortaya koymuş , herkes durumunu söylüyormuş
ing>> pas
alman >> pas
kayserilide ise hiç birbir ile uymayan kağıtlar gelmiş
amerikalı>> full as demiş ve bütün ganimeti alıyormuş ,derken kayserili hop hemşerim dur demiş
amerikelı >> elin yoksa benimkinden büyük mü diye dalga geçerek sormuş
kayserili >> ewt, benim el tripling demiş . ortadaki ganimeti almış . aynı ses tonu ile saf amerikalıyı küçümseyerek ; yoksa triplingi bilmion mu , bilmosan kalk git bu masadan demiş
amerekalı >> (safsaf) elbette biliorum hadi devam !!1
millet ice gaza gelmiş herkse neyi var neyi yok ortaya koymuş . herkes elini söylüyormuş
ing>>> pas
alman >> pas
amaerikelı " aha o tripling meleti şimdide bana geldi " deyip pis pis sırıtıyormuş ve hemn atlamış ganimetlere
kayserili >> ful as deyip , hop hemşerim napyon
amerikalı sırıtarak >> tripling var olm demiş
kayserilide >> hadi len bi oyunda bi kere triplin olur deyip çökmüş ganimete
######
gittip gezdim gördüm . hakketen kayserinin adamı bir başka
bi fıkra da benden forumdak ilk mesajım.
Temelin babası ölmüş cenazeyi defnetmişler Temelin evine gelmişler.
>>yahu Temel senin baban nasıl öldü?
>>>3. kattan aşağı düştü.
>>vah! vah! demek çakılarak öldü.
>>>yo yo alttaki bakkalın tentenesine çarptı.
>>ondan sonra mı öldü?
>>>yok ondan sonra karşıdaki kasabın tentenesine düştü.
>>öyle mi öldü?
>>>yok ordan binanın çatısına fırladı.
>>çatıya çarpıp mı öldü?
>>>hayır çatıdan yuvarlandı elektrik tellerine.
>>vahhh! elektrik mi çarptı?
>>>yok elektrik telleri babamı bi 100-150 metre yukarı fırlattı.
>>çok kötü çakılmış be yere.
>>>hayır çakılmadı bakkalın tentenesine düştü.
>>!!!!!?????? ee Temel nasıl öldü baban?
>>>baktık durmuyo vurduk.
Bir adam otobanda hız limitinden daha hızlı sürdüğü için polis tarafından durdurulmuş.
>>beyfendi ehliyetinizi görebilirmiyim?
>>>maalesef önceki çevirmede el koydular.
>>!!! peki o zaman arabanın ruhsatını verir misiniz?
>>>araba benim değil çaldım ruhsatın yerini bilmiyorum...a bi dakka sanırım torpido gözüne silahımı koyarken görmüştüm.
>>silah mı!?!
>>>evet arabanın sahibi olan kadını silahımla öldürdüm ve cesedi de bagaja attım.
>>bagajda ceset mi var!?!
bunun üzerine polis hemen bulunduğu yere bir ekip gönderilmesini ister. Olay bu kadar büyük olunca bi tane de amir gelir. Amir adamdan ehliyetini ister adam çıkarır verir ehliyetini. Amir bakar ehliyet temiz. Sonra ruhsatı ister adam onu da çıkarır verir, araba adamındır.
İyice emin olmak isteyen amir torpidoya ve bagaja bakar anormal bir durum yoktur. Şaşırmış bir halde:
>>az önce sizi durduran polis bize arabayı bir kadını öldürerek çaldığınızı ve onu bagaja kapattığınızı söyledi.
>>>inanmıyorum o şimdi benim için aşırı hızlı gidiyordu da demiştir.
Öğretmen ilkokul 1.sınıflara okulun daha ilk günleri cennet ve cehennem kavramlarını anlatıyormuş.başlamış,işte cehennem çok kötü biyerdir çocuklar orda sadece ateş vardır.sürekli yanar.kötülük yapan ve günah işleyenler orada yakılırlar demiş.sora da,cennet ise çok güzeldir.orada aklınıza gelecek herşeyi bulabilirsiniz.oyuncaklar,çiçekler,kuşlar,ne isterseniz demiş.sonra sınıfa sormuş.syleyin bakalım kimler cennete gitmek ister demiş.herkes parmak kaldırmış.sadece arka sırada bi çocuk pramağını kaldırmamış.
öğretmen merakala sormuş:
-çocuğum bak arkadaşalrının hepsi cennete gitmek istiyor.sen neden istemezsin?
çocuk:
-öğretmenim annem okuldan çıkınca doğru eve gel dedi.demiş
Bir kadının bir süreliğine is seyahati için İngiltere ye gitmesi gerekmektedir. Kadının kocası esini havaalanına kadar götürür. Karisi: - "Teşekkür ederim kocacığım, senin için İngiltere den ne getirmemi istersin?" diye sorar. Adam güler ve yanıtlar: - "Bir İngiliz kızı istiyorum hayatim..." Kadın sessiz bir şekilde kocasından ayrılır ve yola çıkar. 2 hafta sonra adam karisini tekrar hava alanından almaya gider ve sorar: - "Hayatim gezin nasıldı?" Karisi: - "Teşekkür ederim hayatim çok güzeldi." Adam: - "Peki hediyem nerde?" Kadın: - "Ne hediyesi?" Adam: - "Hani bir İngiliz kız istemiştim ya..." Kadın: - "Haa hatırladım, evet elimden geleni yaptım, simdi biraz beklememiz lazım kız olup olmayacağını görmek için... !!!!"
XXX Bey köpeğinin tasmasından tutmuş yolda giderken, hoşlanmadığı bir komşusuyla karşılaştı. Komşu sordu:
- Bu eşekle nereye gidiyorsun?
- Yahu bu köpek be, diye tersledi Mehmet Bey. Köpekle eşeği birbirinden ayıramıyor musun?
Komşu aldırışsız:
- Ben köpekle konuşuyorum. Sen ne diye söze karışıyorsun?
Çocuk, okuldan bir gözü şiş olarak dönünce, annesi telaşlandı :
-Oğlum ne oldu gözüne? Düştün mü yoksa?
-Hayır düşmedim.Arkadaşım Hakan`la dövüştük.Ben de yarın onun gözünü şişireceğim!
Annesi yatıştırmaya çalıştı :
-Sakın ha! Dövüşmek iyi birşey değil.Ben sana yarın pasta çörek vereyim.Arkadaşına da ver, barışın.Güzel güzel oynayın olmaz mı?
-Olur anneciğim, barışırız.
Ertesi gün, çocuk öteki gözü de şişmiş olarak döndü. Annesi merakla sordu:
-Yine ne oldu?
-Arkadaşım yaptı, daha çok pasta, çörek istiyor!
Adamın biri California'da bir kumsalda yürürken ayağı eski bir lambaya takılmış,
adam lambayı kumların içinden çıkarmış. Dalgasına "Belki cin çıkar" deyip ovalamış lambayı,
harbi harbi cin çıkmış. adam çok sasırmış, cin başlamış konuşmaya
"Tamam, tamam.Beni lambadan kurtardın vs ." "Bu, bu ay içinde dördüncü çıkarılışım
ve bu isten sıkılmaya başladım bu yüzden 3 dileği unut. Sadece 1 dilek hakkin var!"
Adam oturmuş ve bir sure düşünmüş ve "Her zaman Hawaii'ye gitmek istedim ama uçaktan korkarım
ve deniz beni çok tutar. Benim için Hawaii'ye bir köprü yap böylece arabayla oraya
gidebileyim" demiş. Cin gülmüş ve "Bu imkansız. Bu isin lojistgini düşün! Köprünün ayakları nasıl Pasifik'in dibine ulaşabilir?
Ne kadar beton gerektiğini, ne kadar çelik gerektiğini düşün. Hayır,başka bir dilek düşün" demiş.
Adam tamam demiş ve gerçekten güzel bir dilek düşünmeye başlamış.
En sonunda,Dört kere evlendim ve boşandım.Bütün karılarım her zaman duyarsız olduğumu ve
kendileri ile ilgilenmediğimi söylerlerdi. Bu yüzden, kadınları anlayabilmeyi diliyorum...
Nasıl hissettiklerini ve neden ağladıklarını,bir şey söylemedikleri zaman gerçekten ne istediklerini...
onları nasıl gerçekten mutlu edebileceğimi bilmek istiyorum..."
Cin cevap vermiş: "Köprü iki şeritli mi olsun dört şeritli mi????!!!"
Uçakta bes kisi varmis. Pilot, Michael Jordan, Bill Gates, Dalai Lama ve
bir hippi. Oldukça yüksek bir irtifada uçarlarken, uçagin motorları
birdenbire bozulmus ve ucak hizla düsmeye baslamis. Pilot büyük bir
telasla yolcularin yanina gelmis.
"Beyler" demis "biraz sonra yereçakilacagiz ve sadece dört tane parasütümüz var,
biri bende!" deyip parasütü ile uçaktan atlamis.
Michael Jordan hemen ayaga firlayarak
"Beyler" demis "Biliyorsunuz ben dünyanin en büyük sporcusuyum ve dünyanin
benim gibi insanlara ihtiyaci var" ve bir parasüt kapip uçaktan atlamis.
Derken, Bill Gates de hemen ayaga firlamis
"Beyler" demis "Biliyorsunuz ben de dünyanin en zeki adamiyim ve
dünyanin benim gibi zeki insanlara ihtiyaci var" ve o da parasütlerden birini kapip atlamis.
Dalai Lama vehippi birbirlerine bakmislar.
Dalai Lama "Evlat, ben oldukça verimli ve bereketli bir hayat yasadim,
gerçek aydinligi buldum. Oysa senin önünde uzun ve güzel bir hayat var.
Son parasütü al ve atla, kendini kurtar" demiş
Hippi gülmüs: "Endiselenme dede, dünyanin en zeki adami az önce benim sırt
çantamla atladi!"