Simyager olduklarını iddia eden bir çift ilginç beyefendiyle karşılaştım. Akademik çevrelerde ünleri kesinlikle olmamasına rağmen kendilerine alim diyorlardı. Bir keşif gezisi düzenlediklerini, şu anda ekip topladıklarını ve beni aralarında görmek istediklerini söylediler. Ne araştırdıklarını sorduğumda ise bana büyük Gozarath'ın laboratuvarının yerini bulmaya çalıştıklarından bahsettiler. Bu büyücü 3. Çağın başlarında yaşamıştı. Yüzyıllar evvel önce ölmüş olmasına rağmen aşırı ünü efsanesini hala devam ettirmekteydi. "Trebatius ve Endrast - Keşif liderleri - Ilona (Ben) - Muhafız - Valie ve Dave - Büyücü - Falas - Kaşif - Yag - Kiralık Asker - J'darr ve J'zhar - İşçi."
Eğer bu yer onun bilgi birikiminin en ufak bir parçasını bile içeren bilimsel hazineler, hatta daha bile kışkırtıcı bir şekilde, büyücünün yaratımlarından birisini bile içeriyorsa, bunun peşinde yapılacak gezinin kesinlikle harcanan çabalara, girilecek zahmetlere değeceğini iddia ediyorlardı. Laboratuvarın konumunu tespit ettiklerini, yerinin Gozarath'ın anılarında bahsi geçen, Akdiyar ile Kışhisar'ın merkezinde bulunan dağların yakınında büyük Alftand harabe kulesinin altında bir yerlerde yattığını söylediler. Muhtemelen arşivi de orada gömülüydü. İş ilgimi çekmişti, simyacıların teklifini kabul ettim ve keşifte görev alan diğer personel üyeleriyle tanışmak için yola koyuldum.
Diğer üyeler ile olan fazla medenice geçen tanışma faslından sonra, daha ne olduğunu anlamadan, keşif gezisi başlayıvermişti. Ekip büyücünün laboratuvarını bulma amacıyla hiç vakit kaybetmeden Alftand'a giriş yaptı. Fakat kule canavar makinelerle doluydu. Bir Dwemer işçi örümceği sürüsü ile savaşmak zorundaydık. Çarpışma sırasında işçi olarak tutulan iki Khajiit kardeş olan J'darr ile J'zhar'ı kaybettik. Etrafta başka yaratık kalmadığından emin olduktan sonra ekipçe daha az kişiyle kulenin derinliklerine doğru ilerlemeye devam ettik. Gozarath'ın atölyesine giden kapı bir ilüzyon örtüyordu, fakat bizimkilerin ekipte iki tane Winterhold kolejiyle bağlantısız büyücü vardı.
Valie ile Dave ilüzyonu ortan kaldırarak yapabileceklerinin bir örneğini gösterdiler. Bundan sonra ise bir başka engelle karşılaştık. Gozarath'ın yaratımlarından biri olan kapının üstüne yerleştirilmiş bir göz muhafızı. Konu hakkında hiçbir fikri olmayan simyagerlerden biri Endrast göze yaklaştı ve... Dev göz'ün kapakları birden açıldı ve tüm dikkatini Endrast'a çevirdi. Ardından ona bir bilmece sordu. Demek ki büyük sihirbaz Gozarath zaman zaman hem aptal bir çocuk, hem de zeki olgun bir adam gibi davranabiliyormuş. Göz sadece bilmecesini çözenlerin geçmesine izin veriyordu. İş gücünü kontrol altında tutması için kiralanan vahşi kadın Yag aceleyle bir cevap söyleyiverdi.
Yanlış cevap vermenin cezasının ölüm olduğunu nereden bilebilirdi ki... Şansımıza yerel şöhrete sahip dost bir kaşif Falas tam bu iş için yaratılmıştı ve gözün bilmecesini çözmeyi başardı. Herkes rahatlayıp bir oh çekti. Gozarath'ın laboratuvarına giden yol karşımızda açılmış, duruyordu. Fakat ben ve ekibim odaya duyduğumuz hayranlığı bir kenara bırakmak zorundaydık. Bir grup çöpçü haydut, bizden daha önce odaya gelmeyi başarmıştı. Hazine avcıları pek az duyarlılığa sahiptir. Eğer iki rakip ekip kendilerini hazinelerle dolu aynı anda tek bir tane yeraltı odasında buluyorsa, oradan sadece bir tanesi sağ çıkar. Daha önce hiç terk edilmiş mahzenlerde sıklıkla bulunan iskeletlerin nereden geldiğini merak etmiş miydiniz? Ben de etmemiştim.
Bu durumda, bu mahzendeki iskeletler bize bulaşmaya çalışan haydutlara ait olacaktı. Arkamızda ufak bir ceset yığını bırakmıştık ancak ne yazıktır ki aralarında kaşifimiz Falas'da vardı. Dokuz kişiyle başladığımız geziye beş kişi olarak devam ediyorduk. İlerledik ve bir başka kapı muhafızı ile karşılaştık. Valie ile Dave bir kez daha büyülerini kullandılar ve beklendiği gibi muhafız yine bilmece sordu. Bu sefer ki bilmece bayağı zorlayıcı çıkmıştı, fakat grupça kafa kafaya verip onu çözmeyi başardık. Karşımıza bir başka kapı daha açılmıştı. Bu seferde içeride farklı bir engelle karşılaştık. Gozarath bir başka şeytanlığıyla yarattığı golem büyücünün mirasına giden yolu koruyordu.
Hepimiz Gozarath'ın ustalığını görünce hayrete düştük. Yarattığı golem konuşuyordu, şaşırtıcı olan akıllıca konuşup mantık yürütebiliyor olmasıydı. Onu öldürmeye çalışmak daha kolaydı ancak yine de, golem zeki görünmesine rağmen onu kandırmayı denemeye karar vermiştim. Golemle olan konuşmam sanki bir düellodaymış gibi hissettirdi bana kendimi. Hitabette de kılıç oyunlarında olduğu kadar yetenekli olduğumu kanıtlamıştım. Goleme sorular sorarak savunmasında bir zayıflık keşfettim ve o zayıflığı acımasızca kendi avantajıma kullandım. Mantıksal belitlerle donanmış yapay varlık sağduyudan yoksundu.Yemi ortaya attım ve yaratığın mantığının yerle bir olmasını seyrettim. Golem ne yapacağını bilemedi ve etkisiz hale geldi. Gozarath'ın laboratuvarına giden yol artık açıktı.
Bekleneceği gibi, büyücünün laboratuvarı sihirle doluydu. Her zaman dikkatli olan Valie ile Dave aurayı sezdi ve daha önce yaptıkları gibi Gozarath'ın işgalcilere karşı kurduğu sürprizleri ortaya çıkarmak için büyüler yaptılar. Trebatius, Endrast ve ben sabır ve dikkatle bekledik. Bir başka illüzyon daha ortadan kalkarak harikulade bir makineyi ortaya çıkardı. Bunun Gozarath'ın el emeğinin bir ürünü olduğu açıktı. Keşif gezisi hedefine ulaşmıştı. Aygıt öylece duruyor ve bize ona daha yakından göz atmamız için yalvarıyor, adeta kendisine dokunmamız için yanına çağırıyordu. Ancak sonrasında Valie ile Dave'in aygıtı paylaşmaya niyetlerinin olmadığı ortaya çıktı. Ama benimde bu kadar yol ilerledikten sonra aygıtın elimden kaçıp gitmesine izin vermeye niyetim yoktu. Zaten onlara başından beri hiç kanım ısınmamıştı. Gezi boyunca kendimi zor tutuyordum benim hakkımda sürekli Trebatius ve Endrast'a şüphelerinden bahsedip onlara güvenilmez olduğumu söyleyip duruyorlardı.
İki hain büyücüyle yüzleşmek zorunda kaldım... Büyücüleri memnuniyetle öldürüp, haklamayı başarmıştım ancak çarpışma sırasında Trebatius, Endrast öldürülmüştü sessizce onları son yolculuklarına uğurladım. Yorucu bir kavga olmuştu bu yüzden Gozarath'ın aygıtına yaklaşmadan önce biraz soluklandım. Makine kullanıcısının seçtiği herhangi bir yere ışınlanmasını sağlıyordu. Birkaç yere ışınlanmayı başardım. Bazıları yakın yerlerdi Skyrim'de, bazıları ise çok uzaklarda Cyrodiil'de. Fakat aygıtın gücü sınırsız değildi. Üç bağlantıdan sonra makine sessizliğe gömüldü bende onu nasıl tekrar aktif edeceğimi bilmiyordum. Böylece asrın keşfi son bulmuştu. Açıkçası hayal kırıklığına uğramıştım ancak laboratuvarda sadece bu işe yaramaz cihaz yoktu aynı zamanda altında vardı bunca çektiğim çile ve gördüğüm ölümden sonra en azından evime elim boş dönmemiştim.