Playstation (PS) için çıkan özel oyunlar, genellikle başarılı yapıtlar oluyor. Başarılı olarak nitelendiremeyeceğim nadir yapımlardan biri olan Days Gone bile ortalamanın çok üstünde bir oyundu ve kendisini 50 saatten fazla oynadım. PS için çıkan özel oyunların bu başarısının arkasında ne olduğunu bilmiyorum ve öğrenmekle de çok ilgilendiğimi söyleyemeyeceğim. Benim için bu sırrı öğrenmek yerine PS için çıkan her özel oyunla uzun uzun vakit geçirmek, oyuncular için yaratılmış dünyayı keşfetmek çok daha mantıklı bir seçenek oluyor. Bu deneyimi yaşadığım son PS özel oyunu ise Horizon Forbidden West yapımıydı.
Horizon Forbindden West, temel olarak Horizon Zero Dawn yapımının devamı niteliğinde bir oyun olarak karşımıza çıkıyor. Oyunun konusu, oynanış mekanikleri, çevre tasarımı geçtiği dünya ilk oyunun devamı olacak şekilde tasarlanmış. Bu yüzden ikinci oyundan, ilk oyundan çok farklı bir şey beklemek doğru olmayacaktır ama bu demek değil ki ikinci oyun ilk oyunun bire bir kopyası olacak şekilde tasarlanmış. İkinci oyun kesinlikle ilk oyunun üstüne ekleyerek karşımıza çıkıyor. Şimdi bunun detaylarını konuşmaya başlayalım.
Horizon Forbidden West hikayesini anlatmak için önce Horizon Zero Dawn hikayesini hatırlamak faydalı olacaktır. Oyundaki karakterimiz Aloy, kendini kabinelere kabul ettirmek için bir yarışmaya katılır ve yarışmanın sonunda saldırıya uğrar ve bu saldırıda kendisini büyüten Rost hayatını kaybeder ve Aloy karakterinin intikam mücadelesi başlar. Hikayemiz ilerledikçe dünyanın, insanların iyiliği için üretilen robotlar tarafından bozulduğunu öğreniyoruz. İnsanlık ise bu durumu düzeltmek için Zero Dawn adılı projeyi geliştirir. Projenin bir kısmı planlama dışını çıkar ve dünya şu anki halini alır. Planın dışına çıkan kısım ise Hades adı verilen bir yapay zekadır. Aloy, yolculuğu boyunca bütün bu hikayeyi öğreniyor ve Hades’i durdurmak için işe koyulup, Hades’i devre dışı bırakıyor.
İkinci oyun ise tam bu noktadan 6 ay sonra başlıyor. Aloy Hades’i yendiğini ve artık dünyanın daha iyi bir yer olacağını düşünürken dünya kendi kendini yok etmeye başlamıştır. Bunu engellemek için için Aloy Gaia’ya ulaşmaya çalışır ve başarır. Gaia bir durum değerlendirmesi yaptıktan sonra dünyayı tek başına kurtaramayacağını açıklar ama kurtarmak için bir umut olduğunu da hemen belirtir. Bu umudun adı ise Hephaestus’ dur. Hephaestus’un aktive edilmesi içinde Gaia’nın bütün gücünü tekrar kazanması gerekmektedir. Bu doğrultuda hikayemizin gidişatı netleşmiş olur.
Oyuna başlar başlamaz, ilk oyundan tanıdık olduğunuz mekaniklerle karşılaşıyorsunuz. Baş düşmanlarımızı dinozor robotlar, çevreyi analiz etmemize ve strateji kurmamıza yarayan Focus (Aloy’un kulağına taktığı cihaz) teknolojisi, yakın dövüş silahı, yay-ok, tuzak mekanikleri ve diğer oyun mekanikleri ilk oyundakine çok benzer olarak karşımıza çıkıyor. Hiç mi yeni bir şey yok ? hayır, yeni bir çok şey oyuna eklenmiş. Bunların başında karakter gelişim sistemi geliyor. Karakter gelişim sistemi ilk oyuna göre çok daha fazla detaylandırılmış. Bu detaylandırma sayesinde artık Aloy, ile bir build yapma şansınız oluyor ama benim tavsiyem build yapmak yerine bütün özelliklerde dengeli bir şekilde gelişmeniz yönünde olacak.
Peki ikinci oyundaki karakter gelişim sistemi nasıl işliyor. İlk oyundakine benzer olarak öncelikli olarak yetenek puanları kazanmanız gerekiyor. Bu puanları, seviye atladıkça veya görevleri tamamladıkça elde edebiliyorsunuz. Bu noktada sadece oyundaki ana görevleri takip ederek bütün yetenekleri açmanın mümkün olmadığını belirtmem gerekiyor. Bu yüzden oyun sizi yan görev içeriklerine bir nevi yönlendirmiş oluyor ama iyi bir oyuncuysanız daha az yetenekle de oyunu rahatlıkla bitirebilirsiniz. Daha fazla özellik ve daha rahat bir oynanış istiyorsanız, yan görevler ellerinizden öper. Yan görevler başlarda zevkli geliyor ama bir süre sonra kendini tekrar etmeye başladıklarından dolayı sıkılmaya başlıyorsunuz.
Oyunda karakterinizi geliştirebileceğiniz, savaşçı, tuzakçı, okçu, survivor (Nasıl çevireceğimi bulamadım), makine ustası ve gizlilik olmak üzere 6 temel alan bulunuyor. Savaşçı yetenek ağacı, daha çok yakın dövüş üzerine odaklanmış durumda olmasına rağmen yaptığınız bir kombodan sonra düşmanın üzerine bıraktığınız bir ize okla ateş ederek, patlama hasarı verebiliyorsunuz. Bu da oyunun her şekilde sizi uzak dövüşe yönlendirdiği anlamına geliyor. O yüzden mümkün olduğunca uzak dövüşle aranızı iyi tutun. Tuzak yetenek ağacında ise tuzaklara yönelik olarak gelişim gösteriyorsunuz. Okçu yetenek ağacı ise benim oyundaki favori yetenek ağacım ve bence en önemli yetenek ağcı, uzak dövüşe odaklanıyor. Survivor, daha çok iyileşme yeteneklerinize odaklanırken gizlilik ağacı ise gizli saldırılarınızı daha etkili hale getiriyor. Son olarak makine ustası yetenek ağacı ile makinelerle daha etkin bir şekilde savaşa girebiliyorsunuz.
Oyunun çok büyük bir kısmında savaşlarla ve savaş stratejileri kurmakla uğraşıyoruz. Özellikle boss savaşlarında önce düşmanı analiz etmek ve daha sonra analize göre savaş strateji belirlemeniz gerekiyor. Bunu yapmadığınız durumda ya çok iyi bir aksiyoncu olmanız gerekiyor ya da aynı boss ile bol bol uğraşmanız gerekiyor. Oyunda savaş dışında, bulmacalarla, dağa tepeye tırmanmakla, malzeme toplamakla, crafting yapmak için avlanmakla uğraşıyorsunuz. Savaşmak dışındaki faaliyetleri yapmakta oyuna ayrı bir hava katmış ama bir süre bunlarla uğraşmak sıkabiliyor. Neyse oyundaki bu içeriklerin hepsi türünün en iyi örnekleri kadar iyi değil ama onlara çok yakın bir kalitede oluşturulmuş. Örnek, Bir dağa tırmanmak veya platformlar arasında hoplayıp zıplamak konusunda benim favorim ve referans değerim kesinlikle Uncharted serisidir. Horizon Forbidden West’de bu konuda çok iyi olmakla birlikte tam olarak Uncharted serisinin başarısını da gösteremiyor.
Oyun hakkında pozitif olarak söyleyebileceğim en önemli nokta kesinlikle sunduğu içerik olacaktır. Horizon dünyasında yapabileceğiniz bir sürü şey bulunuyor ve bunları farklı farklı şekillerde yapabiliyorsunuz. Buna benzer olarak silah ve ekipman çeşitliliği de inanılmaz derece geniş tutulmuş. Her savaşa girdiğimde düşmana göre silah ve kıyafetlerimi, çoğu kez değiştirdim. İlk oyundan farklı olarak oyuna eklenmiş olan özel yetenekleriniz ise oyunda çok kritik bir faktör oluyor. Silah değiştirme ekranından aktif ettiğiniz bu özellikler ile kısa süreliğine Aloy “overpower” moda geçiyor ve size büyük avantaj sağlıyor. Ayrıca ikinci oyundaki su altı sahneleri ve havada süzülmenize yarayan yeni ekipmanlarınızda oyunu çok keyifli hale getiriyor.
Oyunda kötü hiç bir şey yok mu diyenler için bazı animasyonların ve bugların olduğunu söylemem gerekiyor. Örnek ,bir platform bulmacasını çözerken Aloy’un bir yere atlayıp son anda tutunması ve düşerken son anda tutundum animasyonu yapması gerekiyor. Bu animasyon ilk seferde vay be dedirtiyor ama platformu başarıyla tamamlayamayınca en başa dönüp tekrar platforma başladığınızda aynı yerde aynı animasyon çok yapmacık, sıkıcı ve zaman kaybı oluyor. Bu durumu Uncharted serisinde hiç bir zaman yaşamadığımı söyleyebilirim. Buna benzer olarak özel yeteneklerinizi aktive ederken Aloy’un savaş boylarını sürdüğü animasyonun, boss savaşının en kızıştığı anda araya girmesi hem konsantrasyonunuzu bozuyor hem de çok yapay duruyor.
Horizon Forbidden West yapımının sunduğu içerikten dolayı kısa bir inceleme yapmak çok mümkün olmuyor ama elimden geldiğince en en önemli noktaları içeren bir içerik hazırlamaya çalıştım. Bu içeriği de oyunun muhteşem grafikleri ve son sözle bitirmek isterim. Oyundaki grafikler bence çok çok güzel olmuş. Bu kalitede yapımlar kesinlikle God of War Serisi, Uncharted Serisi ve benzeri seriler oluyor. Zaten Horizon seriside diğer saydığım seriler gibi bir AAA oyunu olarak geliştiriliyor. Bu yüzden grafiklerin iyi olmasını beklemek, normal bir beklenti oluyor ama bu oyun için grafikler çok iyi olmuş. Su animasyonları, toz bulutları, robotlar, makinelerin üzerinde koşarken ki görüntü, savaşlardaki görüntü her şeyi ile grafikler ve çevre tasarımları oyunda tam puanı hak ediyor. Bu durumun aynısı sesler içinde geçerli. Robotların sesleri, patlama efektleri, robotların yürürken çıkardıkları sesler gerçekten çok başarılı olmuş.
Son söz olarak oyunun bende çok pozitif bir iz bıraktığını söylemem gerekiyor. Bazı incelemelerimde de bahsettiğim bir his vardır: eğer oyunu oynarken “aaa oyun ne zaman bitti” veya “50 saatten fazla bu oyunumu oynadım” veya “saat sabaha karşı 5 olmuş” diyorsanız, o oyun bir baş yapıttır. Horizon Forbidden West benim için bir baş yapıttır ve zevkle oynadığım, bahsettiğim bir oyundur. Bu tarzda bir oyun bulursanız alın, uzun uzun oynayın derim. Oyunun gerçek değerinin altında bir algıya sahip olduğunu kabul ediyorum. Bununda en büyük nedeninde oyunun her alanda iyi olması ama grafikler hariç diğer alanlarda en iyi olmamasından kaynaklandığını düşünüyorum. Oyundaki her mekanik için daha iyi bir örnek gösterilebiliyor: GOW ve Uncharted gibi başyapıtlar olduğu için Horizon Forbidden West’e başarısız demek doğru olmayacaktır. Oyunu başarısız gösteren diğer bir unsurun da kontroller olduğunu düşünüyorum. Oyun bir aksiyon oyunu olarak lanse edilmesine rağmen çok fazla strateji öğelerini içinde barındırıyor ama savaşlardaki en önemli mekaniğinde ok ve yay olduğu düşünüldüğünde ortaya çok yaman bir çelişki çıkıyor. Oyunun kontrolleri çok iyi olsa bile savaş mekaniklerinin bu çelişkisi oyunun kusursuz bir baş yapıt olmasını baltalıyor. Yine de Horizon Forbidden West çok iyi bir oyun ve benim için baş yapıtlardan bir tanesidir.
Oyun Puanı: 4.5 / 5