ışık hızı geçilebilir

bunca zaman bilinen ve bilim çevrelerince kabul edilen e=mc², yani kütlesi olan bir cismin ışık hızını geçemeyeceği hatta aşamayacağı teorisinin çöküşünün resmen ilanıdır.

buradan açıkça tübitak ve cern türkiye temsilcilerine sesleniyorum. bu teori tarafıma tescil edilmeli veya çalınacaksa da, şahsıma olan saygıyı korumalarını rica ediyorum. teorimiz şöyle;

m= kütle veya daha basit anlatım için m= otobüs

evet değerli arkadaşlar, eğer ki biz otobüsü ışık hızına yani saniyede 300000 km hıza; saniyede 300000 km hızla çıkarabiliriz. yani otobüsü hızlandıran platform otobüsü saniyede 300000 km hızla iterse, işte o zaman otobüs ışık hızına ulaşmış ve hatta geçmiş olacaktır. elbette pratikte değil ancak buraya aktaramadığım, evde yaptığım matematiksel hesaplamalarımla teoride bunu başarmış bulunmaktayım. gerçekten şu an heyecandan ellerim titriyor, yazım hatalarım varsa affola. konuyla ilgilenen ve destek vermek isteyen arkadaşlara mesaj kutum açıktır.

"bilim aklın şiiridir; şiir de yüreğin bilimidir." 
maksim gorki

bir cismin ışık hızını geçemeyeceği düşüncesinin e = mc^2 formülü ile uzaktan yakından alakası yoktur. ama şu formülle alakası vardır.

m* = m0 / sqrt(1- v^2/ c^2)

durgun halde kütlesi olan bir cisim tam ışık hızında sonsuz kütleye sahip olmalıdır. bu da çok mümkün olan bir durum değil. ışık hızından daha yüksek hızlarda ise kütle "imaginary" yani sanal bir sayıya eşit olmalıdır. 5i gibi bir kütle olamayacağına göre de bir cisim ışık hızını geçemez. bir cismin ışık hızında hareket etmesi için durgun haldeki kütlesinin "0" olması gerekir. yani durgun halde var olamayan, ancak ışık hızında hareket ettiğinde var olabilen bir cisim. zaten bunlara da elektromanyetik dalga diyoruz.

yanlış önermedir.

ışık hızı ( c ) evrendeki diğer tüm sabitlerin- maddeye ve madde olmayana dair, matematik içre, yığınla sabit vardır- bulunan değerleri için temel oluşturur ve aşılamaz. zira aşılması, nedenselliğin- neden- sonuç ilişkisinin- başka deyişle zaman akış yönünün değişmesi anlamına gelir. ki zaman, akış yönü tek olan değişkendir yani akış hızı artabilir ya da azalabilir ancak akış yönünün tersine çevrilerek geriye doğru gelmesi mümkün değildir.

gerek magazin değeri ve gerekse zamanın akış yönünün değişmesi ile ortaya çıkacak kaotik durumun masalsı gerçekliği (!) spekülasyona açık olduğu için, çok kullanılır.

özellikle fizik- matematik dışı olan ya da alan içre olup, paraya tahvil edilebilen bilinmezlik(!) ve gizem içeren yanını, maniple eden ( adam fawer- olasılıksız, vs... ) insanlar tarafından bilime aykırı olacak şekilde tartışılıyor ve kullanılıyor.

ışığın hızı suda havaya göre daha düşük mü?
ışığın kütlesiz olduğu kabul ediliyor mu?
ışık hızına ulaşan madde ışınlanmış ve kütlesini tamamen enerjiye çevirmiş oluyor mu?
öyleyse suda yol alan ışık neden madde olupda suya karışmıyor be amınakoduum.
pardon.

ışık hızı ölçülebilmiş en yüskek hız olduğundan bir üst sınır olarak kabul edilmekte. ayrıca hızı hiç bir zaman artarak o hıza ulaşmıyor. o hızda başlıyor yolculuğuna. araba gibi düşünme. 0 dan 100e çıkmıyor ışık, hep öyle.

esasında teorik olarak imkansız değildir. yani ifade biçimini değiştirsek. atom altı parçacıkların hareket ilkelerini çözebilir ve taklit edebilirsek, a noktasından b noktasına ışıktan önce varabiliriz. yani ışığın önünde gidemeyiz ama a noktasından b noktasına olan mesafeyi kendi düzlemimizde bükersek ışıktan önce varabiliriz. bu bir boyut olayı ercan..

Bir ara yerçekimi dalgalarinin isik hizinin 4 katina lastigina dair bir teori vardi. Hatirlayan ya da takip eden var mi?