Kifayetsiz Muhteris (Salieri-like) Kime Denir?

Ahmet Ertuğrul
29-09-2009, 02:45   |  #1  
Ahmet Ertuğrul avatarı
OP Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 0
3,651 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Mar 2009

İlginç bir makale...

New York Stern School of Business'te görevli psikologlar Justin Kruger ve David Dunning'in tarihe geçmelerine vesile olan bulguları, yani *Dunning-Kruger Etkisi* adıyla literatüre geçecek olan teorileri de, Türk sağduyusunun yüzyıllardır "*cahil cesareti*" dediği şeydir aslında.

Journal of Personality and Social Psychology'nin Aralık-99 sayısında yayımlanan teorileri özetle, "cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini artırır" der.

**Metin çözme, araç kullanma, tenis oynama gibi çeşitli alanlarda yapılan  araştırmaların sonucunda şu bulgulara ulaşılmıştır*

- Niteliksiz insanlar ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler.
- Niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedir.
- Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp anlamaktan da acizdirler.
- Eğer nitelikleri, belli bir eğitimle artırılırsa, aynı niteliksiz insanlar,niteliksizliklerinin farkına varmaya başlarlar.

*Değerlendirme zaafı*
İki uzman daha sonra, bu teorilerini test etme fırsatıda buldular. Cornell Üniversitesi'nden 45 öğrenciye bir test yaptılar,çeşitli sorular sordular. Ardından öğrencilerden "testin sonucunda ne kadar başarılı olacaklarını  tahmin etmelerini" istediler. En başarısızların (yani sadece yüzde 10 ve daha az doğru cevap verenlerin),testin yüzde 60'ına doğru cevap verdiklerine, ayrıca iyi günlerinde olsalar yüzde 70'e ulaşabileceklerine inandıkları ortaya çıktı.. En iyilerin (yani en az yüzde 90 doğru sonuç alanların)en alçakgönüllü denekler olduğu (soruların yüzde 70'ine doğru cevap verdiklerini düşündükleri) görüldü. (Not: Dunning ve Kruger bu çalışmalarıyla 2000 yılında Nobel de kazandılar.) İki uzman psikolog bu bilinçsizliği, "kronik kendi kendini değerlendirme (auto-evaluation) yeteneksizliğine" bağlıyorlar. Çalışan, kendi kapasitesini değerlendirmekten ve eksikliğini teşhis etmekten acizdir. Ama asıl vahim olan, bu "yetersizlik + haddini bilmeme" kokteylinin, mesleki açıdan, karşı koyulmaz bir itici güç oluşturması. Kariyer açısından bir eksiyken, artıya dönüşmesi.

*İşinde çok iyi olduğuna yürekten inanan "yetersiz",* kendini ve yaptıklarını övmekten, her işte öne çıkmaktan ve haddi olmayan görevlere talip olmaktan en küçük bir rahatsızlık duymayacaktır. Aksine bunu bir "hak"olarak görecektir. "Uyanıklık" bilecektir. Bu arada, gerçekten bilgili ve yetenekli insanlar ise çalışma hayatında "fazla alçakgönüllü" davranarak kendilerine haksızlık edecekler, öne çıkmayacaklar, yüksek görevlere kendiliklerinden talip olmayacaklar, kıymetlerinin bilinmesini bekleyecekler (ve bilinmeyince için için kırılacaklar ve kendilerini daha da geriye çekecekler) ve muhtemelen üstleri tarafından "ihtiras eksikliği" ile suçlanacaklardır. Üstleri de zaten,genelde "aynı yoldan geçmiş" insanlardır. Buna, insan kaynaklarının, iki benzer CV arasından, "kendine güvenen ve iyi sonuç alma olasılığı yüksek" adayı tercih edeceği gerçeğini de eklerseniz, Dunning-Kruger Sendromu'nun Peter Prensibi'nin(*) yatağını yaptığı da ortaya çıkar. Sonuçta, "kifayetsiz muhterisler" her zaman ve her yerde daha hızlı yükselecekler ve daha yukarılara çıkacaklardır. Etrafınıza bir bakın, uzmanlara hak vereceksiniz. 

(*) Peter Prensibi: *Her çalışan, iş ortamında yetersiz olduğu noktaya
kadar yükselir*, der. Bunun doğal sonucu olarak, yüksek makamlar daima
yetersiz insanlar tarafından işgal edilir.


Kifayetsiz muhterisi nasıl tanırsınız?

1- Gücünü delegasyon bahanesinden alır. Ekibinin orkestra şefi havalarına  girer.

2-* Çok gürültü patırtı eder, çok şey yapıyormuş  havası estirir.

3- Koridorlarda hızlı hızlı, düşünceli edayla yürür.

4-* *"Beşer şaşar" diye düşünür. Ama genellikle şaşan beşer başkası değil, kendisidir..

5- Ne olursa olsun, hazırlıklıymış, olacakları önceden biliyormuş gibi davranır.

6- Üstlerine karşı son derece kibardır; altındakilere(özellikle de en çok ihtiyaç duyduklarına) kötü muamele eder.

7- İktidar ilişkileri ve göstergeleri onun için çok önemlidir. Astlarına kimin üst olduğunu hatırlatmayı sever.

8- İlk denemede başarılı olamazsa,başarısızlığının belgelerini yok etmeyi unutmaz.

9- Talimatlarını post-it ile, e-postayla verir böylece astlarıyla yüzleşmekten kaçar.

10-Toplantılarda son sözü mutlaka o söyler, gerekirse başkasının sözünü  tekrarlamak pahasına..

alıntıdır

Son Düzenleme: Ahmet Ertuğrul ~ 29 Eylül 2009 02:47
PcMaKeR
29-09-2009, 08:57   |  #2  
PcMaKeR avatarı
Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 6
8,935 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Eki 2005

1- Ekipteki herkezi dinlerim önerimi verir reaksiyona bakarım.

2-yaptığım ortadadır. emiri yapar geçerim.

3- Koridorda düşünürüm ama sesli ve hızlı değil.

4- bilmediğim konuda konuşup öneri vermem. Yanılma olasılığım çok düşüktür.

5- Çoğu zaman hazırlıksızımdır.

6- Üstlerime sert davranırım Yani ciddi sert havası. altlarım ve eşit olduğum kişilerle iyi anlaşırım.

7- Kimseye ben buyum demem sevmem.

8- İlk denemede başarılı olamazsam tekrar denerim. Bir sorunun birden fazla çözümü vardır. basitten zora doğru yönelirim.

9- Talimatlarını post-it ile, e-postayla verir böylece astlarıyla yüzleşmekten kaçar.

10-Baştan belirtirim, kabul edilmezse mutlaka ikinci bir söz hazırlamışımdır onu sunarım. Son konuşan olmak istemem. Heleki patronum varsa.

E Ahmet ben senin yukardaki anlattığının ikisine de uymuyorum. O adamlar bunu nasıl değerlendirecekler ki.

Ahmet Ertuğrul
29-09-2009, 12:28   |  #3  
Ahmet Ertuğrul avatarı
OP Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 0
3,651 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Mar 2009

İkisine de uymuyorum derken?

PcMaKeR
29-09-2009, 12:48   |  #4  
PcMaKeR avatarı
Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 6
8,935 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Eki 2005

Sence ?

Ahmet Ertuğrul
29-09-2009, 13:00   |  #5  
Ahmet Ertuğrul avatarı
OP Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 0
3,651 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Mar 2009

Sen ortadasın demek ki. Herkes az hırslı yeterli ya da hırslı yetersiz(kifayetsiz muhteris) olacak değil ya. ;)

Son Düzenleme: Ahmet Ertuğrul ~ 29 Eylül 2009 13:02
PcMaKeR
29-09-2009, 13:12   |  #6  
PcMaKeR avatarı
Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 6
8,935 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Eki 2005

Helal olsun.

Ahmet Ertuğrul
29-09-2009, 13:23   |  #7  
Ahmet Ertuğrul avatarı
OP Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 0
3,651 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Mar 2009

N'oldu? :) Ben yanlış mı anladım bir şeyi?

Dipnot: Başlıkta geçen "Salieri-like"(Salieri gibi, Salieri benzeri) ifadesi İngilizce'de "kifayetsiz muhteris" anlamına gelen deyimsel bir söz öbeğidir. Buradaki Salieri'nin Mozart'ın gölgesinde kalan kardeşi olduğunu düşünüyorum.

Son Düzenleme: Ahmet Ertuğrul ~ 07 Ekim 2009 15:03