Padişahın biri, neşeli saatler geçireceği ilginç olaylar arıyormuş. Aklına parlak bir fikir gelmiş.
Haftada iki gün, yalan söyleyenleri dinleyecekmiş. Anlatana "Yalan Söylüyorsun" derse, yalan söyleyen kişi bir sandık dolusu altın kazanacakmış.
Duyuru yapılmış ve yalancılar gelip anlatmaya başlamış.
- Padişahım geçenlerde o kadar susadım, o kadar susadım ki, göl kenarına gelip susuzluğumu giderirken, gölün bütün sularını içmişim...
- Padişahım, geçen yıl ormanda giderken karşıma 15 tane aslan 20 tane vahşi kaplan çıktı, bir yumrukta hepsini öldürdüm...
Uzatmayalım, padişah ne anlatılırsa "olabilir" diyormuş.
Bir gün huzura, üstü başı perişan biri gelmiş. Padişah:
- Hadi anlat bakalım sen ne yalan söyleyeceksin?
Gelen kişi hemen söze girmiş.
- Padişahım ben, alacak tahsiline geldim. Yıllar önce, sizin babanızın babasının babası, savaş sırasında babamın babasının babasından, büyük bir küp dolusu altını ödünç almış. O zamandan bu zamana da ödenmemiş. Ben sizden borcunuzu ödemenizi istemeye geldim...
Padişah birden hiddetlenmiş ve "Atın şu adamı dışarı, yalan söylüyor..."
- Padişahım yalan mı söylüyorum?
- Evet yalan söylüyorsun, senin gibi çulsuzun dedelerinden, benim dedelerim borç falan almış olamaz.
- Padişahım eğer yalan söylüyorsam, o zaman bana yalan söyleyene vaat ettiğiniz bir sandık altını verin, yok eğer doğru söylüyorsam o zaman da bir küp altın borcunuzu verin...
Padişah bakmış ki çıkış yok. Yalanı kabul edip, bir sandık altını vermiş.