ödevim için yardım eder misiniz?

SeLCuK_61
06-12-2008, 13:34   |  #1  
OP Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 0
389 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: May 2007

Arkadaşlar benim bi ödevim var ve bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum. Lütfen bana yardım edin. Ödevim aşağıdadır hepinize teşekkür ederim şimdiden Gülümseme

Günümüze kadar üretilmiş olan CPU'ları ve teknik özelliklerini yazarak karşılaştırınız. Üretici firmaların ne farklılıklar yaptığını belirtiniz. CPU nesil geçişlerine neden olan teknolojik gelişmelerini anlatınız. Kullanılan yeni iletken teknolojilerin gelişimini inceleyiniz.

Son Düzenleme: Serkan Karadaş ~ 06 Aralık 2008 14:18
omer_6134
06-12-2008, 13:38   |  #2  
Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 6
2,788 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Nis 2007

Ödev kolay aslında. Biraz araştırma yeter. Yardım etmek isterdim ama dershaneye gidicem :)

SeLCuK_61
06-12-2008, 13:44   |  #3  
OP Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 0
389 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: May 2007

Dersaneden gelince yardım edersin yada eder misin :)

Raxx36
06-12-2008, 14:03   |  #4  
Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 0
1,706 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Mar 2008

usta aslında ödevler senin araştırman öğrenmen için ... sadece genel olarak şöyle bahsedeyim

yani intelde mesela 386 (Belki daha öncesi de vardır)- 486i- sonra pentium diye günümüze kadar geliyor değişen şeyler transistör sayısı bununla birlikte frekansı vs. bunlar gelişiyor
cpu gelişmesindeki büyük etken askeri alan(savaşlarda yer saptamalar bazı  hesaplamalar) ve bilim (özellikle 'kimya' ve 'matematik' alanı)

not:kendin araştırırsan bil ki daha iyi olur! :=)

alexkidd
06-12-2008, 14:05   |  #5  
alexkidd avatarı
Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 1
361 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Oca 2006

ogrenmede basite kacmamalısın yoksa hicbisey ogrenemezsin bak iki dakka girdim google cpu hakkında yazdım neler cıktı neler lutfen kolaya kacma ilerde cok cekersin ceremesini yada isinde bilmezsin cpu nedir ne degildir musteri olarak karsına geliriz guveniriz bize cektirirsin lutfen ogrenmekten kacınmayalım ;)
saygılar

Son Düzenleme: alexkidd ~ 06 Aralık 2008 14:07
SeLCuK_61
06-12-2008, 16:59   |  #6  
OP Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 0
389 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: May 2007

Haklısınız arkadaşlar ama ben bunu acilen yetiştirmem gerekiyo söz size bundan sonra kendim yapıcam araştıracam :)

trinity
06-12-2008, 17:03   |  #7  
Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 2
2,103 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Kas 2008

goosle dan araştırmak en iyisi kopyala yapıştır yap ilk cpu nun ağırlığı kaç kiloydu biliyomusun 10 kg ı geçiyormuş bence buradan başla ödev yapma bizim dönemimizdeki gibi değil 1 saatte yaparsın yok yapamıyorsan bana mail adresini ytolla ben sana bişeyler bakayım da yollayayım amam önce kendin bişeyler yap

01apachi
06-12-2008, 17:25   |  #8  
Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 1
1,618 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Ağu 2008

İşlemci (CPU)

Genel Yapı
Bir bilgisayarın en popüler ve en önemli parçası işlemcidir. Kısaca CPU  (Central Processing Unit / Merkezi İşlem Birimi) olarak anılan işlemciler, adından da anlaşılacağı üzere bir bilgisayardaki işlemleri yürüten ve sonuçları gerekli yerlere gönderen elemandır.

1971 yılında Intel  firmasının ilk defa binlerce transistörü bir silikon çip üzerinde birleştirmesinle bilgisayar çağında devrim gerçekleştirilmiş oldu. Bu şekilde daha önce sadece büyük şirketlerin ve üniversitelerin kullanabildiği bilgisayarlar iyice küçüldü ve evlere girmeye başladı.

Mikroişlemci ler, açma kapama anahtarı gibi çalışan milyonlarca transistörden oluşmaktadır. Bu anahtarların programlanma durumuna göre elektrik sinyalleri bunların üzerinden akar. Bu sinyaller, bilgisayarın yaptığı tüm işleri toplama, çıkarma, çarpma ve bölme gibi temel matematiksel işlemlere indirir. İşlemci de bu işlemleri en basit sayma sistemi olan ikilik düzen yani sadece 0 ve 1 sayılarını kullanarak yapar.

Mikroişlemciler her türlü işi ikilik sayma sistemine dökmüştür. Mesela “Y” harfi ikilik sistemde “1011001” ile ifade edilebildiği gibi kırmızı gibi bir renk de bunun gibi ikilik tabandaki üç ayrı sayı grubu ile ifade edilir. Aynı şekilde bir ses veya görüntü kaydı da yine buna benzer ikilik sayı grupları ile ifade edilirler.

Bu  sayı grupları üzerinde işlem yapmak için işlemci içerisinde bir takım komut listesinden ibaret bir program mevcuttur. Bu komutlar işlemciye iki sayının çıkarılması, toplanması yönünde emir verebildiği gibi klavyeden girilen tercihlere göre bir takım komut satırını atlayıp (şartlı dallanma - conditional branch) diğer komut satırlarını icra etmeye devam edebilir. Yani klavyeden bir soru karşısında gireceğimiz “E” (evet) veya “H” (hayır) ifadelerine göre program belirli komut satırlarını icra eder veya etmez. Temel olarak, mikroişlemcinin yaptığı iş, bitler üzerinde işlem yapmak üzere komutları çalıştırmaktır.

  

Üniteler
İşlemci üzerinde komutları icra etme işini uygulama ünite si (execution unit) ya da fonksiyon ünitesi (******** unit) adı verilen üniteler gerçekleştirir. Modern işlemcilerde değişik komut türlerini işletmek üzere birden fazla fonksiyon ünitesi bulunur. Çoğunlukla aritmetik/mantıksal ünite (arithmetic/logic unit)  olarak da anılan tamsayı (integer) üniteleri tam sayılar ile ilgili işlemleri yapar. Kayan nokta ünitesi (FPU-Floating Point Unit) ise 5,21 gibi küsuratlı sayılarla ilgili işlemleri yapar. Bir mikroişlemcide ne kadar fazla fonksiyon ünitesi varsa aynı anda çalışabilecek komut sayısı da o kadar artar.

  

Register seti
Register ler, işlem anında bir program tarafından kullanılmakta olan sayıların saklandığı geçici hafıza hücreleridir. Farklı komut ve register setlerine sahip olan işlemciler birbirlerinin yazılımlarını çalıştıramazlar.

  

Mimari
Mikroişlemciler mimari (architecture) olarak gruplara ayrılırlar. Ortak mimariye sahip olan    işlemciler aynı komutları tanımakta ve aynı yazılımları çalıştırabilmektedirler.

  En meşhur mikroişlemci mimari si Intel’in x86 işlemcisidir. Intel ilk x86 tabanlı işlemcisini 8086 olarak 1978 yılında piyasaya sürdü. Daha sonraki yıllarda yeni nesil x86 tabanlı işlemciler çıkarıldı. 286,386,486, Pentium ve Pentium Pro olarak bu kuşakları görebilmekteyiz. Pentium II, Celeron, Pentium III, Xeon ve Katmai, altıncı kuşak Pentium Pro’nun varyasyonlarıdır.

Intel’in haricindeki diğer mimariler ise şunlardır: Modern Machintosh’larda bulunan PowerPC, eski Mac’lerdeki 68oxo serisi, Digital ve Compaq’ın güçlü serverlerinde kullanılan Alpha ailesi, Silicon Grahics’in Mips Rxooo serisi, Hawlett-Packard’ın PARISC’i ve Sun Microsystems’e ait SPARC’tır.

Mimariler, ortaya çıktıkları dönemin felsefesine göre dizayn edilirler. 1970’lerde veri saklama cihazları ve hafıza bu güne göre çok kısıtlıydı. Bu kaynakları tasarruflu bir şekilde kullanabilmek için  Intel x86 tabanlı işlemcilerde CISC (Complex Instruction Set Computing - Karmaşık komut seti ile hesaplama) diye bilinen  bir mimari kullandı. CISC’ın karakteristik iki özelliği, değişken uzunluktaki komutlar ve karmaşık komutlardır. Değişken uzunluktaki komutlar hafıza tasarrufu sağlar. Çünkü basit komutlar karmaşık komutlardan daha kısadır. Karmaşık komutlar da iki ya da daha fazla komutu tek bir komut haline getirdikleri için hem hafızadan hem de programda yer alması gereken komut sayısından tasarruf sağlar.

İlerleyen yıllarda CISC’in kısıtlamaları ve hafızayı tasarruflu kullanmanın önemini yitirmesi neticesinde CISC’a rakip olarak RISC (Reduced Instruction Set Computing - daraltılmış komut seti ile hesaplama) ortaya çıktı.

RISC’ın komutlarının uzunluğu sabittir (genelde de 32 bit’tir) ve her bir komut basit bir işlemi yerine getirir. Bir RISC çipi bu iki karakteristik özelliği sayesinde, fetch (komutu hafızadan taşıma), decode (komutun anlamını çözme) ve komutu çalıştırma işlemlerini daha kolay bir şekilde yapabilir. RISC’ın bir dezavantajı kodun uzamasıdır. Tüm komutlar gerek olsun olmasın 32 bitliktir. Dolayısıyla RISC programları CISC programlarından daha fazla hafıza gerektirebilirler. Buna rağmen decode aşamasının CISC’e göre daha hızlı gerçekleşmesine ek olarak, çoğu  RISC komutları sabit bir zaman diliminde işlem görür. Bu da superscalar pipelining teknolojisi kullanan modern işlemciler için önemli bir özelliktir.

  

Pipelining
Pipelining , tıpkı bir fabrikadaki seri üretim bandı gibi çalışır. Bir fonksiyon ünitesi, her komutun işletilmesini aşamalarına ayırır. Basit bir pipeline’de beş ya da altı  aşama olabilir. Bir superpipeline’da ise 10 ya da daha fazla aşama olabilir. Böyle bir pipeline’dan aynı anda birkaç komut birden akabilir. Her komut da ayrı bir aşamada işlem görmekte olabilir. Superscalar bir işlemcide her birisinin kendisine ait pipeline’ı olan iki ya da daha fazla fonksiyon ünitesi yer alabilir. Böyle bir işlemci birkaç komutu birden paralel olarak işletebilir.

RISC bu tekniğe daha da elverişlidir. Çünkü basitleştirilmiş komutlar pipeline’lardan daha pürüzsüz bir şekilde akarlar ve CISC komutlarının neden olabildiği tıkanmalara maruz kalmazlar.

  

Cache
Cache , çalışmakta olan bir programa ait komutların geçici olarak saklandığı bir hafızadır. Cache hafızalar, işlemcinin komutları daha hızlı yüklemesini sağlayan yüksek hızlı hafızalardır. Cache hafızlar, Level 1 (L1) ve Level 2 (L2) olmak üzere ikiye ayrılırlar. İşlemci ihtiyaç duyduğu komutu ilk önce L1 cache hafızada arar. Eğer işlemcinin aradığı komut burada yoksa L2 cache hafızaya bakılır. Eğer burada da yoksa (cache miss durumu) sırayla, RAM ve HDD üzerindeki sanal hafıza üzerinde arar. L1 cache hafıza bunlar içerisinde en hızlı olanıdır ve genellikle işlemcinin üzerine imal edilir. L2 cache hafıza ise L1 e göre daha yavaş olmasına rağmen gene de hızı çok yüksektir. Bir kısım işlemcilerde (Celeronların ilk nesillerinde olduğu gibi) L2 cache hafıza bulmayabilmektedir. Bu durumda L1 cache hafızaya sığmayan komutlar L2 olmadığı için direkt olarak daha yavaş olan RAM a yazılmakta ve işlemcinin performansı düşmektedir. L2 cache hafıza genelde  işlemcinin yakınındaki yüksek hızlı hafıza çiplerinden oluşur. Bazı yeni işlemcilerde (Celeron  300A ve sonrası gibi) L2 cache hafıza işlemcinin içine  monte edilmiş ve daha hızlı erişim sağlanmıştır.

  

Dünden bugüne x86 işlemciler
8086/8088
Intel, 16 bitlik 8086 işlemcisini 1978 yılında piyasaya sürdü. Yüksek seviyeli programlama dillerine ve daha etkin işletim sistemlerine sahip ilk işlemci olan 8086, IBM uyumlu sistemlerin temelini oluşturdu. Arkasından çıkan 8088 işlemci ile IBM ilk kişisel bilgisayarı (PC) piyasaya sürdü. Bu ilk PC’nin 16K hafizası, grafik özelliği olmayan ekranı  ve bir teyp bandı sürücüsü vardı.

Bu ilk işlemci dış veriyolu olarak 8 biti destekliyordu ve 4.77 MHz saat hızında çalışmaktaydı.

  

80286
Kısa bir süre sonra Intel, 80286 işlemcisini çıkartarak PC performansını yeni bir seviyeye yükseltti. 80286 işlemci 16 bit veriyolunu hem içte hem de dışta kullanabiliyordu. Bu da  kendinden  önceki işlemcilerden çok daha fazla ilgi görmesine sebep oldu ve artık PC’ler için daha güçlü yazılımlar üretilmeye başlandı.

80386
Intel’in bir kuşak sonraki işlemcisi olan 80386  işlemcisi PC dünyasına büyük değişiklikler getirdi. SX ve DX modelleri olan bu işlemcinin en büyük özelliği 32 bit bir işlemci olmasıydı. 286’lardaki veri yolunun iki katına çıkartılması PC’lerde grafik işlemlerini artırdı. Ayrıca saat hızının 16 MHz’den 33 ve 40 MHz’e çıkartılması işlemleri daha da hızlandırdı.

  

i486
Intel Nisan 1989 yılında i486 işlemciyi piyasaya sürdü. i486 işlemcisi entegre bir chiptir. Bu chip dört farklı işlev grubunu (asıl CPU’yu, bir matematik yardımcı işlemcisini, bir önbellek denetleyicisini ve DX/DX2 modellerinde bir adet genel önbellek, DX4 modellerinde ise iki adet ayrık 8K  önbelleği) bir bileşende birleştirmektedir. i486 hem içten hem de dıştan 32-bit yapı kullanır. Saat hızı olarak da 100 MHz’e ulaşmıştır.

  

Pentium
i486 işlemcilerin hızla yaygınlaştığı bir dönemde Intel P5 kod adıyla tasarladığı yeni işlemci ailesini Pentium adıyla piyasaya sürdü. Dış veriyolu 64-bit iç veriyolu ise 256-bit olan bu işlemci iki adet ayrık 8K’lık önbelleğe sahiptir. Pentium  işlemci 486’lardan farklı olarak iki adet tamsayı işlemcisine sahiptir. Kayan nokta işlemcisi de iyice geliştirilmiştir. Ayrıca 486 işlemcilerde olmayan  Branch Protection (dallanma tahmini) teknolojisi kullanılmıştır. Bu teknoloji, program sırasında işletilecek olan dallanma (jump) komutlarının dallanacağı tahmin edilen kod kümelerinin daha hızlı erişilen bir ortama kopyalayarak işlenmeye başlanmasına dayanır. Bu şekilde %25 oranında performans artışı sağlanır.

Pentium işlemciler 0.28 mikronluk BICMOS ve CMOS teknolojisi ile üretilmişlerdir. 60 MHz, 75 MHz, 90 MHz, 100 MHz, 120 MHz, 133 MHz, 166 MHz, 200 MHz ve 233 MHz saat hızında üretilmişlerdir.

  

Pentium Pro
Pentium işlemcilerin yaklaşık iki katı işlemci gücüne sahip olan bu   işlemcilerde 5.5 - 6.1 milyon arasında transistör kullanılmıştır. +2.9V besleme gerilimi ile çalışan bu işlemci 166 MHz, 200 MHz, 233 MHz ve 266 MHz  saat hızlarında üretilmişlerdir. Bu işlemci daha çok server bilgisayarlar için tasarlanmıştır ve x86 tabanındaki işlemciler için yazılmış tüm yazılımları desteklemektedir. Pentium Pro  öncelikle 32 bitlik programlara ihtiyaç duyar. Bu sebeple işlemcinin tam performansla çalışabilmesi için Windows NT gibi gerçek 32 bitlik işletim sistemi kullanılmalıdır.

  

MMX Teknolojisi
Intel, 1997’nin başlarında Pentium MMX işlemciyi piyasaya sürerek   Pentium tasarımına yeni bir boyut kazandırdı. Multi Media Extension’ın kısaltılmışı olan MMX , Pentium işlemcisine 57 adet yeni komutun eklenmesiyle oluşmuş bir işlemcidir. Yani birkaç komutun yaptığı bazı işlemler tek komutta toplanmıştır.  Single Instruction - Multiple Data -SIMD (Tek Komut - Çoklu Veri) teknolojisinin kullanıldığı bu işlemcilerde tek bir komutun getirdiği bir çok işlem paralel olarak bir arada yapılabilmektedir.

Bu işlemcilerde  multimedya için komut setinin genişletilmesiyle birlikte L1 önbellek kapasitesi de 32 KB’a yani iki katına çıkartılmıştır. İşlem performansı söz konusu olduğunda MMX işlemcilerin verimliliği tartışılmaz.  MMX   işlemcilerin hızlı olmasındaki en büyük faktör önbelleğin büyüklüğüdür.  Ayrıca MMX işlemcilerde besleme gerilimi 5V veya 3.2V’tan 2.8V’a düşürülerek işlemci çekirdeğindeki kayıp performans düşürüldü. Bu sayede yüksek saat hızına rağmen işlemci daha az ısınmaktadır.

  

Pentium II
MMX teknoloji ile yakaladığı performansı Pentium Pro ile birleştiren Intel Pentium II işlemcileri piyasaya sürdü. Pentium II işlemciler hem yapı olarak hem de fiziki olarak önceki işlemcilerden farklılıklar taşımaktadır. Önceki işlemcilerde Soket 7 yi kullanan Intel Pentium II ile birlikte SEC (Single Edge Contact) adını verdiği ve Slot 1’e girecek yapıda bir dizayn kullandı.

Pentium II ailesinin ilk modeli 233 MHz hızında üretildi. Arkasından 266 MHz, 300 MHz ve 333 MHz modelleri geldi. Intel bu aşamadan sonra 66 MHz’lik veri yolunun yanında 100 MHz’lik veri yolunu da kullanmaya başladı ve daha sonra çıkan işlemciler 350 MHz, 400 MHz ve 450 MHz olarak çıktı.

Pentium II’lerin yapılarındaki ve veriyolu hızlarındaki bu değişiklikler beraberinde anakartların da çeşidini artırdı. 66 MHz veri yolunu kullanan Pentium II’ler için 440LX chip set kullanan anakartlar üretildi. Arkasından 100 MHz veri yolu kullanan işlemciler için 440BX chip setli (aynı zamanda 66 MHz veri yolunu da destekler) anakartlar üretildi.

Pentium II ailesinin son ferdi olan 450 MHz den sonra Pentium III’ler piyasaya sürüldü.

  

Celeron
Daha çok iş istasyonları ve CAD/CAM gibi geniş uygulamalar için tasarlanan Pentium II’ler son kullanıcılar için pahalı gelmekteydi. Bu durumu değerlendiren Intel, son kullanıcılara yönelik yeni bir işlemci piyasaya sürdü. Celeron  ismini verdiği bu işlemcilerin Pentium II’den en büyük farkı L2 ön belleğinin olmamasıydı.

Bu serinin ilk ferdi 266 MHz olarak tasarlanmıştır. L2 ön belleği olmayan Celeronlar Pentium Pro ile aynı performansı göstermektedir. 266 MHz işlemcinin arkasından yine L2 önbelleği olmayan Celeron 300 üretildi.

İlk nesil Celeron işlemcilerin fiyatı çok cazip olmasına rağmen önbellek gerektiren uygulamalarda yetersiz kalması bu işlemcilere ilgiyi azalttı. Bu sırada Intel yine bir atak yaparak 128KB L2 önbelleğe sahip Celeron 300A işlemcisini üretti. Arkasından gelen 333 MHz, 366 MHz, 400 MHz, 433 MHz ve 466 MHz işlemciler 128 KB önbellek geleneğini devam ettirdiler.

Celeron işlemciler 333 MHz’e kadar Slot-1 yapısında üretilirken (Şekil 3 ) bundan sonra Soket-370 yapısında üretilmiştir.

Bu işlemciler 0.25 mikron CMOS teknolojisi ile imal edilmişlerdir. Önbellek içermeyen Celeron işlemcilerde 7.5 milyon transistör varken önbellek içeren işlemcilerde 19 milyon transistör olduğunu görmekteyiz.

  Celeron’ların içerdiği 128 KB önbellek işlemcinin içerisindedir ve çekirdek ile aynı hızda çalışırlar. Bu, Celeron işlemcilerin daha kolay overclock edilmelerini sağlar. Ancak Pentium II’ler her zaman Celeron’lara göre daha üstündürler. Çünkü daha önce de belirttiğimiz gibi Celeron’lar son kullanıcılar için, Pentium II’ler ise daha kapsamlı işler için tasarlanmıştır.

Pentium III
Katmai olarak isimlendirilen çekirdekle tasarlanan işlemci, beraberinde bir çok yenilikler de getirdi. Daha önce MMX işlemcilerde gördüğümüz (fakat onlardan çok daha karışık) şekilde 70 adet yeni komutla gelen bu işlemcinin asıl performansı temel yapısındaki değişiklik  olmadığı için hemen birden bire bilgisayarımızda bir performans artışı gözlenememektedir. Intel, Pentium III’te de Pentium Pro’dan beri  iyileştirilerek kullanılagelen çekirdek kısmı kullanılmıştır.

İşlemciye 70 adet yeni komut eklenmiş ve bu komutları kullanan birimlerde değişiklikler yapılmıştır. Bu komutlar MMX’teki gibi belli bir konuya mahsus komut değillerdir ve üç ana başlık altında toplanırlar.

Intel’in SIMD (Single Instruction, Multiple Data Parallelism - Çoklu Veri Paralelliği Sağlayan  Tek Çevrimli Komutlar) genişletmeleri olarak adlandırdığı bu komutlar işlemci içinde farklı çalıştırma birimlerinde işletilirler. Bu   komutlardan ilk 50’si FPU (Floating Point Unit - Matematik İşlem Birimi) içerisinde işlenir. Bu şekilde SIMD FPU komutları normalde onlarca saat çevriminde halledilebilecek 32-bitlik çarpımları tek bir saat çevriminde yapabilmekte ve bu komutlarda aynı anda 4 tanesi birden işletilebilmektedir. Bu sayede 3 boyutla ilgili hesapların yapılma süresi ve MPEG-1 ve MPEG-2 kodlarının çözümleri daha kısa zamanda yapılabilmektedir.

Bu komutlarla birlikte işlemciye eklenmiş diğer yapısal bir değişiklik de 8 adet yeni registerdir. Bu yeni register’lar işlemcide yeni SIMD FPU komutları tarafından kullanılmak üzere  yer alıyorlar. Register’lar 128-bit’lik bir genişliğe sahiptir. Bu sayede birden çok (dörde kadar) FP ucu bir register’a yüklenebiliyor ya da SIMD komutları bu register’larda saklanabiliyor. Bu şekilde Intel, RISC işlemcilere göre en büyük eksiklik olan register sayısının azlığını yavaş yavaş kapamaya başladı.

Pentium III işlemcilere eklenen komutlardan 12 tanesi “yeni medya” komutları olarak adlandırılarak MMX ünitesince değerlendirilmektedir. Daha hızlı işlenen iki boyutlu grafikler ile video oynatımı, MPEG çözümünde extra hız, codec’lerin kullanılmasında kolaylık ve daha hızlı istatistiki bilgi kullanılması mümkün olmaktadır.

Diğer 8 adet komut ise Pentium III’ün dış dünya ile konuşmasını sağlayan bus kontrolörüne eklenmiştir. Bu komutlar sayesinde daha büyük 3D veri tabanlarının kullanım hızını, düzgün video akışını ve performansı düşüren hafıza ıskaları konularında işlemler olur.

Daha önce de bahsettiğimiz gibi Pentium II’nin önbelleği işlemci hızının yarı hızında çalışmaktaydı. Bu durum Pentium III’de de devam etmiştir ve bu durum performansı bir miktar düşürmektedir. Pentium III’lerin yeni çıkan bazı modellerinde cache bellek 256 KB’a düşürülmüş ve çekirdek içerisine konarak işlemci ile aynı hızda çalışması sağlanmıştır. Bu modellerin sonuna “E” harfi konmaktadır.Ayrıca normalde 100 MHz veriyolu hızında çalışan Pentium III işlemcilerin yine yeni çıkan modelleri 133 MHz hızında çalışmaktadır. Bu modellerin sonuna da “B” harfi eklenmektedir. Mesela Pentium III 600EB işlemcisi 133 MHz hızında çalışan ve 256 KB cache belleğe sahip bir işlemcidir.

trinity
06-12-2008, 17:34   |  #9  
Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 2
2,103 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Kas 2008

CPU

CPU Ayrıntıları

Grafik tabanlı işletim sistemleri (Windows, Linux altındaki grafik kullanıcı arabirimleri vb.) çalışabilmek için, bir çoğumuzun bilgisayarında takılı olan fiziksel RAM (DDR, SDRAM diye değişik tipleri var) belleklerden çok daha fazla bellek alanına ihitiyaç duyarlar. Bu bellek ihtiyacı üstüste bir çok program ve servis çalıştıkça, her çalışan program/servis daha büyük veri veya daha çok kullanıcı ile uğraşmaya başladıkça artar.


Bir bilgisayarda ihtiyaç duyulabilecek bellek miktarı, hangi uygulamaların nasıl çalıştırılacağına bağlı olduğu için bellek miktarını kesin olarak belirlemek mümkün değildir.
RAM bellekler her zaman için bilgisayarın en pahalı bileşenlerinden biridir.

Her ne kadar son yıllarda fiyatlar düşmüşse de, yeni işletim sistemleri ve programlar eskisinden çok daha fazla bellek talep etmektedir.


Windows işletim sisteminin daha 3.1 versiyonundan bu yana kullandığı bir teknik ile bu problem aşılabilmektedir. Windows disk üzerinde bir dosya oluşturur. Bu dosyayı RAM bellek gibi kullanır. Bu tekniğe/dosyaya Virtual Memory-Sanal Bellek denir.

Bir program çalıştırıldığında, programın çalışan tüm modülleri belleğe yüklense de, bu modüllerin sadece belli bir bölümü aynı anda CPU tarafından kullanılır. Windows bellekte yüklü olması gereken program parçalarından CPU'nun hemen kullanacaklarını çok daha hızlı olan gerçek RAM'de, yani bellek çipleri üzerinde tutarken, diğer modüller disk üzerindeki bu sanal bellekte tutulur. CPU diğer modüllere ihtiyaç duydukça, gerçek bellekteki modül diske yazılır, diskteki modül belleğe yüklenir. Bu değiştirme işleminden dolayı diskte oluşturulan bu dosyaya Swap File-Takas Dosyası da denir. Takas dosyası üzerindeki bellek alanları Page-Sayfa olarak adlandırıldığı için bu dosyanın veya işlemin bir diğer adı da Paging veya Paging File'dır.

Bilgisayar üzerinde takılı gerçek RAM miktarı ne kadar fazla ise, Windows Page-File'a o kadar az ihtiyaç duyar ve bu da sistemin çok daha hızlı çalışması demektir. Çünkü disk üzerindeki Page-File'a erişim, bellek çiplerine göre çok çok yavaştır.

Page File ayarları
Windows Task-Manager Page-File kullanımı ile ilgili bir grafik sunar:


XP'nin hiç bir zaman bellek yetersizliği durumuna düşmemesi gerekir.

Eğer Task Manager'da, Commit Charge alanında Total ve Peak değerleri, Limit değerine yaklaşıyorsa bilgisayarın RAM belleği yetersiz kalıyor, Windows Page File'ı da sonuna kadar kullanıyor demektir.

Bu durumda önce Page-File ayarlarına bakmanız gerekiyor. Windows gerçek ram miktarına göre bir Page-File önerisinde bulunur, bu öneri çerçevesinde bir Page-File boyutu belirlemek gerekir.

RAM miktarının olması gerekenden çok daha az olduğu bir sistemde, "nasılsa benim diskimde yer çok" diye çok büyük bir Page-File oluşturmanın bir faydası olmaz. Çünkü windows'un verimli olarak kullanabileceği takas dosya boyutu sistemde takılı RAM miktarı ile orantılı bir sayıdır. Bu nedenle bazı durumlarda, gerçekten de sisteme ek RAM takılması gerekiyor olabilir.


01apachi
06-12-2008, 17:36   |  #10  
Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 1
1,618 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Ağu 2008

İşlemcilerin Üretimi...

Çoğu insan kenarlarından ufak iğnelerin çıktığı dörtgen parçanın işlemci çipi olduğunu sanır. Aslında bu yanlıştır. Bilinen bu şey çipi saran plastik parçanın kendisidir. Asıl çip bu plastiğin içerisinde tırnak büyüklüğü kadar bulunan üçgen şeklindeki minik bir silikondur.

Moore Kanunu...

Çipler FAB (Fabrication Plant-Üretim Tesisi)’larda hazırlanır. Bir çip üretmek için kurulması düşünülen fab’ın maliyeti 1 milyon dolardan fazladır. Bu fab’larda tozların imalat sürecine zarar vermemesi için süper filitrelerle donatılmış temiz odaları bulunur. İşçiler de toz geçirmeyen kıyafetler giyer. (Intel reklamlarından aşina olduğumuz tavşan kılıklı kıyafetler) Üretim tesisi, minyatürize litografi tekniği ile milyonlarca transistörü wafer (gofret) denilen silikon tabakasının üzerine kazır. Hassas makineler her silikon dilimini düzinelerce ya da yüzlerce kalıba (çipe) ayırır. Günümüz çiplerinde silikon ve metalden oluşan birkaç tabaka bulunur. Metal tabakalar iletken, silikon tabakalar ise yarı iletkendir. Yarı iletkenler, üzerlerinden geçen sinyallere bağlı olarak, yalıtkan ya da iletken davranırlar. Bu zaten transistörlerin çalışma mantığıdır. Bunu anlamak için biraz elektronik bilgisi gerekir.

Teknolojik ilerlemeye bağlı olarak transistörlerin de boyları küçüldü. 2001 yılı verilerine göre üretilen transistörlerin büyüklüğü 0.18 mikron kadardır. Bir saç kalınlığının 100 mikron olduğunu düşünürsek karşımıza bayağı ufak bir şey çıkar. Bu anlamda ufalan transistör büyüklüğü bir çipin içine sığdırılacak transistör sayısını arttırır. CPU tarihini incelendiğinde, bir işlemci çipinin kalıbına sığdırılan transistör sayısının, her 18 veya 24 ayda bir ikiye katlandığını görülür. Bunu işlemci kronolojisi bölümünde verilen tabloya bakarak inceleyebilirsiniz. Söz konusu bu trende Moore Kanunu denir.

Üretim işleminin her yeni kuşağında daha güçlü, daha hızlı az enerji harcayan, daha ucuz çipler imal edilmektedir. Bu durumun en az 10 yıl daha böyle devam etmesi beklenmektedir. Söz konusu verilen zamanın ötesinde fiziksel problemler görülmektedir. Ama bakalım yeni teknolojiler yeni çözümler getirebilecek mi (İntel moore kanuna uymaktadır sürekli yeni mimariye geçerek transistor sayısını artırmaya çalışmaktadır .....     )

İşlemci Üniteleri...

Esasen mikro işlemciler, açma kapama düğmeleri gibi çalışan milyonlarca transistörden oluşur. Elektrik sinyalleri, yazılmış bir program önderliğinde mikro işlemcide değişik sinyallere dönüştürülmektedirler. Bu işlemler Binary düzeyinde temel matematiksel işlemlerle yapılır. Bunlara Bit denir. CPU bu Bitler üzerinde işlem yapabilmek için temel bir yazılıma ihtiyaç duyar ki bu söz konusu temel yazılım mikro işlemcinin çalışması için gereklidir. Bu yazılım veya program bir komut listesinden ibarettir ve işlemcinin içindedir. Bu komutlar duruma göre toplama işlemini yapabilir veya Conditional Branch ile cevap verebilir. Komutları yerine getirme işini ise işlemci içinde bulunan uygulama ünitesi (Execution Unit) veya fonksiyon ünitesi (Function Unit) sağlar. Modern işlemcilerde değişik komutların işlenmesi amacıyla birden fazla fonksiyon ünitesi bulunmaktadır. Bundan başka işlemci içinde tamsayı (Integer) işlemlerini yapan aritmetik/mantıksal ünitesi (Arithmetic /Logic Unit) ve küsuratlı sayı işlemlerini yapan kayan nokta ünitesi (FPU-Floating Point Unit) bulunmaktadır. Bir işlemcideki fonksiyon ünitesi ne kadar çoksa çalıştırılabilecek komut sayısı da o kadar çoktur.

İşlemci Mimarileri...

Mikro işlemciler, mimari (Architecture) sınıfınca gruplandırılırlar. Ortak mimariye sahip işlemciler, aynı komutları tanıdıkları için, aynı yazılımı çalıştırabilirler. Bir işlemcinin tanıdığı komutlar seti, o işlemcinin mimarisinin özelliğini belirleyen en büyük kriterdir. Bir başka özellik de register seti (register set) veya register grubu (register file) olarak bilinir.

Intel ilk x86 çipi olan 8o86’yı 1978 yılında çıkardı. O zamanlarda x86 modeli 6 kuşak evrim geçirdi. (Pentium II, III altıncı kuşak Pentium Pro’nun varyasyonlarıdır) Söz konusu çipteki bu gelişmeler;kronoloji bölümünde tablo olarak verilmiştir. Diğer şirketler de x86 ile uyumlu işlemciler üretmektedirler. Bunlar üstteki tabloda gösterilen AMD, CYRIX (National Semiconductor’a ait), CENTAUR TECHNOLOGY (IDT’nin İştirakıdır) ve RISE TECHNOLOGY. Diğer mimariler ise şöyle sıralanmaktadır: PowerPC, Digital, Compaq, Silicon Graphics’in Mips Rxooo serisi, HP (Hewlett Packard)... vs. bu mimarilerin hiç biri ne kendi aralarında ne de x86 ile uyumlu değillerdir.

Mimariler ortaya çıktıkları dönemin hakim dizayn felsefesini yansıtırlar. X86’nın dünyaya geldiği 1970’lerde, veri saklama cihazları ve hafıza bugünün standartlarına göre çok kısıtlıydı. Bu kaynakları tasarruflu bir şekilde kullanabilmek için CISC diye bilinen bir mimari benimsendi.

1980’lerin sonuna gelindikçe hafızayı tasarruflu kullanma konusu önemini yitiriyordu. CISC’in kısıtlamaları da mühendislerin ellerini kollarını bağlıyordu. Bu sebepten dolayı CISC’a rakip olarak RISC ortaya çıkmıştır. RISC'in sağladığı özellikler sayesinde fetch (komutu hafızaya taşıma), decode (komutun anlamını çözme) ve komutu çalıştırma işlemleri daha kolay yapılmakta idi. RISC’in kötü bir özelliği ise tüm komutları 32 bit olarak kabul etmesidir. Bu durumda 32 bitten kısa olan komutlar daha uzun gözükmektedir ve daha fazla hafıza gerektirmektedir.

RISC komutları sabit bir zaman diliminde işlem görmektedir. Bu da Süperskalar Pipelining özelliğini kullanan işlemciler için önemli bir özelliktir. Pipelining seri üretim yapan bir fabrika tekniği ile çalışır. Basit bir pipeline’da 5-6 aşama olabilir. Süperpipeline’da ise en az 10 aşama bulunur. Bu sayede birden fazla komut birden fazla aşamada işlem görebilmektedir. RISC bu teknige daha uygundur. Çünkü basitleştirilmiş komutlar pipeline’dan pürüzsüz bir şekilde akarlar ve CISC’ın neden olabildiği tıkanmalara yol açmaz. RISC işlemcilerinin başka avantajları da vardır. mesela register‘ları ve register grupları daha büyüktür. Ama bu biraz RISC’in, CISC işlemcilerinin dizayn edildigi zaman mevcut olmayan teknolojik ilerlemelerden yararlanmasindan kaynaklanmiştir.

RISC ve CISC birbirleriyle taban tabana zit degillerdir. Modern CISC işlemcilerinde RISC ilkelerinden bazilari kullanilir. Mesela Intel ve AMD’nin altınca kuşak işlemcileri, karmaşık komutları süperscalar pipeline’larda çalıştırmadan önce bunları daha basit, RISC’e benzer komutlara çevirirler.

Kaynak :Tom R. HALFHILL

İşlemci Kronolojisi...
TARİH   
İŞLEMCİ   
AÇIKLAMA

1989 Nisan   
Intel 486DX-25 Mhz   
165 mm2die, 1.2 milyon transistör. İlk gerçek pipelined x86, L1 cache ve bir matematik yardımcı işlemci

1990 Eylül   
Motorola 68040 20, 33 Mhz   
153 mm2die, 1.2 milyon transistör. 68030 mimarisi güncellenmesiyle bellek yönetim birimi ve FPU birimine sahip oldu.

1991 Eylül   
Intel 486SX-16 Mhz   
316 mm2die, 1.185.000 transistör. FPU’suz düşük maliyetli 486; ama 32-bit.

1992 Şubat   
DEC Alpha 21064 150 Mhz   
234 mm2die, 1.7 milyon transistör. Süperskalar ve süperpipelined, 64-bit, yüksek saat hizi. (Çok kisa zamanda 200 Mhz modeli de çikartildi)

1992 Mart   
Intel 486DX2-50 Mhz   
230 mm2die, 1.2 milyon transistör. Diş veri yolu işlemci hizinin, yarisinda çalişan ilk x86 işlemci.

1992 Mayis   
Cyrix 486SLC-25 Mhz   
108 mm2die, 600.000 transistör. 386SX veri yolu ve 486 tipi iç yapiya sahip. Tüm bunlarin yaninda FPU içermiyor.

1993 Mart   
Intel Pentium-60 Mhz   
294 mm2die, 3.1 milyon transistör. Ilk çift pipelined süperskalar x86 mimarisidir. RISC teknikleri ilk kez bu modelde kullanildi.

1993 Nisan   
AMD 486-33 Mhz   
89 mm2die, 1 milyon transistör içermekte.

1993 Nisan   
Power PC 601 50,60 Mhz   
120 mm2die, 2.8 milyon transistör. Macintosh ürün serisini canlandirdi. Veri yolu mantigini Motorola 88100 RISC çipinden alinarak OS ve NT için üretildi.

1993 Ekim   
Power PC 603 66,80 Mhz   
83 mm2die, 1.6 milyon transistör. Ilk olarak taşinabilir bilgisayarlar için tasarlandi.

1993 Aralik   
Cyrix 486DX-33 Mhz   
196 mm2die, 1.1 milyon trransistör.

1994 Mart   
Intel 486DX4 75 Mhz, 100 Mhz   
87 mm2die, 1.6 milyon transistör. 3 kat hizlandirilmiş saat hizi. 16K L1 Ön bellek. Ayrica 3.3 volt ile çalişan ilk 486

1994 Nisan   
PowerPC 604-100 Mhz   
197 mm2die, 3.6 milyon transistör.

1994 Nisan   
Motorola 68060 40, 60 Mhz   
217 mm2die, 2.5 milyon transistör. Pentium’a rakip olması için tasarlanmış çift pipelined 68000 ailesi üyesi.

1994 Eylül   
DEC Alpha 21164 266 ve 300 Mhz   
314 mm2die, 9.3 milyon transistör.

1994 Eylül   
NexGen Nx586 70 Mhz (PR75)   
118 mm2die, 3.5 milyon transistör. P vey PR ölçü sistemi, ile pentiuma denk gelen sistem hızını göstermekte.

1995 Şubat   
Power PC 603e 100 Mhz   
98 mm2die, 2.6 milyon transistör.

1995 Temmuz   
Cyrix 5x86-100 Mhz   
144 mm2die, 1.9 milyon transistör.

1995 Kasım   
Intel Pentium Pro 150 ve160 Mhz   
196 mm2die, 5.5 milyon transistör. İlk altıncı nesil x86 ve yine ilk L2 ön belleğe sahip işlemci.

1995 Kasım   
Cyrix 6x86 100 Mhz (PR120)   
173 mm2die, 3 milyon transistör.

1996 Mart   
AMD K5-75 Mhz   
173 mm2die, 3 milyon transistör.

1997 Ocak   
Intel Pentium MMX 166   
128 mm2die, 4.5 milyon transistör. 1985’ten beri değişmeyen x86 komut kümesine ilk kez 57 tane çoklu ortam (Multi Media) komutu eklendi.

1997 Şubat   
Cyrix MediaGx 133 Mhz   
134 mm2die, 2.4 milyon transistör. Grafik DRAM kontrolcülerini ve PCI veri yolu arabirimini çip üzerinde içeren değer yönelimli işlemci.

1997 Mart   
DEC Alpha 21164 PC400 ve 533 Mhz   
137 mm2die, 3.4 milyon transistör. Kitlelerin kullandığı x86 masaüstü bilgisayarlarda rekabete girebilecek düşük maliyetli işlemci çip.

1997 Nisan   
AMD K6 - 166, 233 Mhz   
162 mm2die, 8.8 milyon transistör. Aslında bir NexGen tasarımıdır. MMX teknolojisini içeriyor ve aynı saat hızında çalışan Pentium II ile yarışabiliyor.

1997 Mayıs   
Intel Pentium II 233, 300 Mhz   
203 mm2die, 7.5 milyon transistör. Pentium Pro’nun MMX komutlarını ve yeni kartuş ile bağlantı tasarımını içeriyor.

1997 Mayıs   
Cyrix 6x86 100 Mhz (PR166), 187.5 Mhz (PR233)   
194 mm2die, 6 milyon transistör. MMX komutlarını içeriyor. Pentium Pro ve MMX işlemcilerine rakip olmak üzere üretildi.

1997 Haziran   
Power PC 604e 166, 200 Mhz   
148 mm2die, 5.1 milyon transistör.

1997 Eylül   
Intel Pentium MMXMobile-200, 233 Mhz   
95 mm2die, 4.5 milyon transistör. 0.25 mikronluk işlem teknolojisi kullanan ilk Intel işlemcisidir. 1.8 volt ile çalışmaktadır.

1999 Mart   
Intel Pentium III 450, 500, 550 Mhz   
Üzerinde 9.5 milyon transistör bulunduran işlemci 0.25 mikron teknolojisiyle üretilmeye başlanmıştı. Ancak yakın zamanda 0.18 mikron üretimine başlanacaktır. Yazılım desteği olarak üzerinde MMX ve SIMD komutları bulunmaktadır. Bu komutlar sayesinde özellikle grafiksel işlemler (3D amaçlı) daha hızlı gerçekleşmektedir.


KAYNAK : Nancy HIRSH; Josh LEVY PC Welt adlı yayının "Development Of CPU" bölümü.

İşlemcilerin Seçimi...

Bilgisayar almak isteyenler bu kadar işlemci karşısında ne yapacaklarını bilmezler. Öyle ki şu anda iki düzineden çok fazla seçeneğe sahipsiniz. Intel’in rakipleri, ilgi çekmek için ürettikleri çiplerin fiyatlarını Intel’inkilere göre önemli miktarlarda düşürmek zorunda olduklarindan bu durum onlari degerli kiliyor. Rekabet Intel’in üzerindeki fiyat kırma baskısını arttırdığından, piyasadaki tüm fiyatların düşmesine de neden oluyor. Böylece geniş işlemci seçenekleri arasında size uygun olan fiyat/performans oranını seçebiliyorsunuz. Yine de en iyi işlemciyi seçmede sizi pek çok tuzak bekliyor. Bu işlemcilerin bilgisayara takılması pek anlam ifade etmemekte. Çünkü her işlemci bir uygulamadan bir diğerine bayağı farklılık gösteriyor.

İşlemcilerin Hızları...

Mikro işlemci hızları genelde Mhz (MegaHertz) olarak ifade edilirler. Bir işlemcinin xxx Mhz hızında çalışması demek iç saatinin saniyede xxx milyon çevrim yaptığının göstergesidir. Saat frekansları işlemcinin performans ölçümünden çok motor devir göstergesidir. Bu rakamlar ancak aynı mikro mimariye sahip işlemcilerin karşılaştırılmasında geçerli olabilirler. Yoksa Pentium 200 Mhz ile Pentium Pro 200 Mhz aynı olurdu. Ama mikro mimarileri farklı olduğundan Pro daha hızlı çalışmaktadır.

Dizayn mühendisleri performansı daha arttırmak için branch prediction, speculative execution gibi teknikler kullanarak daha büyük ön bellek (cache) hafızalarına başvururlar. Branch prediction bir nevi kumardır. Programın karar verme noktasına ulaştığında kullanıcının vereceği kararı önceden kestirmeye çalışmasıdır. Static yöntemlerde her zaman aynı mantık yürütülür ve %50’den fazla ihtimal değerlendirilerek sonuca ulaşılır.

Daha gelişmiş işlemciler ise dinamik branch yöntemini uygulayarak kullanıcının önceden vermiş olduğu kararları değerlendirerek bir karar ulaşırlar. Speculative execution ise bu tekniği bir adım öteye taşır. İşlemci, sonucu tahmin ettikten sonra dallanma ardından çalıştıracağı komutları çalıştırmaya başlar. Ancak, dallanma sonucunun gerçekten de öyle olduğu teyit edilene kadar işlemci sonucu kendisine saklar. Tahmin yanlış çıkarsa bütün tahminler çöpe atılır ve yeni dallanma tahminine geçilir. Bu durumda karşılaşılan birka saat çevrimlik maliyete Misperdict Penalty (Yanlış Tahmin Cezası) denir. Bu maliyet özellikle süperpipeline işlemcilerde önem kazanır. Çünkü bu sistemlerde komutların işlendiği çok fazla aşamada vardır. Bu durumda yapılacak hatalı tahmin sonucunda boşaltılması gereken aşama sayısı çok olacaktır.

Kaynak :Tom R. HALFHILL

İşlemcilerde Slot Ve Soket...

İşlemcilerde yapılan bu iki ayırım sadece üretim modelleriyle ilgilidir. Aşağıdaki şekilde her iki model gösterilmektedir. Alacağınız işlemciye uygun ana kartınızın olması gerektiğini unutmayın. Eğer ana kartınız soket 370 modellerini destekliyorsa slot işlemcileri kullanamazsınız. Slot işlemciler genelde yeni çıkan işlemcilerde gözükmektedir. Ancak ne varsa Intel firması nostalji rüzgarları estirerek eskiye dönüş yapma çabasında. Bu demek değildir ki soket modeller kalkacak. Sadece elinde eski ana kart modelleri olanlara kolaylık sağlamak amacı vardır.


Super skalar yöntemi: Pentium işlemciler ve sonrası  için tasarlanmış olup,kullanıcı işlemciye birden fazla talimat verdiğinde işlemleri aynı anda çalıştırma imkanı sağlayan bir yöntemdir.Yanılmıyorsam Risc çiplerinin matematiksel gücü ile devreye giriyor.Saat hızının yüksek olmasına paralel süperskalar algoritmasıda hızlanır ve hesaplamalar güçlenir.

MMX: Pentium II işlemcilerde kullanılmaya başlayan mmx teknolojisinin amacı:videoları sıkıştırma ve açma ,şifreleme ve görüntü kullanımında iyileştirme içeren pakettir.Amaç maksimum multimedia tabanı sağlamaktır.

SSE: Bununla ilgili fazla bir bilgim yok ama kısaca;Pentium III işlemcilerde kullanılmaya başlayan bir teknoloji.MXX iyileştirme paketine ektir.50'den fazla iyileştirme paketi içererek;grafik ,video ve audio tabanlamalarında yüksek derecede iyileştirme sağlamıştır,CPU'nun meşguliyetini düşürmede yardımcı olur.

3DNOW: SSE teknolojisinin devamıdır ve AMD işlemcilerinin multimedia tabanını geliştirmede yardımcı olmuştur,görüntü ve grafikselleşmede iyi bir performans sağlar.

CISC ve RISC:  x86 tabanlı işlemciler ve sonrasında kullanıldı.Cisc'in kısaca amacı:Hafıza tasarrufu sağlamaktır.Karmaşık kodları basite indirgenerek işlemsel matematiği hızlandırır.Ancak bir süre sonra fazla işe yaramayan CISC yerini RISC'a bıraktı.RISC komutları sıralayarak işlem gücünü hızlandırmıştır,ayrıca RISC sanırım 32 bit komut zincirine sahip ve bu sabittir.Süperskalar yöntemiyle paralel çalışırlar.

Ayrıca semihin alıntı yaptığı Slot ve Soket türlerini açıklarsak:
Paketsel zincirle karşımıza çıkan modern işlemciler kısaca şöyle;

PGA ve SPGA türü soket türü işlemciler:1981 yılından itibaren kullanılmaya başlayan PGA türü işlemciler LIF türü soket işlemci yuvalarına takılırlar.SPGA türü soket işlemciler ise altındaki bacak sayılarının sıralaması ile karşımıza çıkarlar ve ZIF soketi kullanırlar.

PGA ve SPGA türü işlemcilerin slot versiyonlarıda  bulunmaktadır. Bazı kullanıcılar için tasarlanan PGA ve SPGA işlemcilerinin 2 tür slot tipine sahip modeli vardır.SEP ve SEC paketine sahip işlemciler (Bunlar genellikle Pentium II ve III işlemcileri) kılıfsız (SEP) ve plastik kılıflı (SEC) yapıdadırlar.

Son olarak soket türlerinden bahsedersek; LIF türü soket yerleşimi anakart üzerine işlemci takarken güç uygulamak gerekir ve anakartı çatlatma ihtimali yüksektir,ancak ZIF türü soketlerde ise herhangi bir güç uygulamadan (370 pinden beri) anakarta işlemciyi takabiliriz.


Intel veya (İntel), ABD merkezli, dünyanın en büyük mikroişlemci üreten firması ve en bilinen mikroişlemci markası. Firma, 1968 yılında Gordon E. Moore tarafından kurulmuştur.

İlk olarak 1971 yılında Intel 4004 mikroişlemcisiyle piyasaya çıkmıştır. Günümüzde, bilgisayarların %90'ında İntel kullanılması, önceden sadece bilgisayar üreticilerinin bildiği mikroişlemci markasını, kullanıcılara da öğreten İntel inside (İçeride İntel) reklam kampanyası sayesinde olmuştur. Şirketin piyasa değeri 150 milyar dolar olarak tahmin edilmektedir.

İntel, AMD nin 1995 yılından sonraki sürecinden olumsuz etkilenmiş. Piyasadaki hakim işlemci olma özelliğini yitirmiştir. 1995 yılından sonra AMD nin araştırma geliştirme faaliyetlerine agırlık vermesiyle masaüstü bilgisayarlarda kullanılmak üzere ilk olarak 64 bit işlemcileri piyasaya sürmüştür.

Intel veya (İntel), ABD merkezli, dünyanın en büyük mikroişlemci üreten firması ve en bilinen mikroişlemci markası. Firma, 1968 yılında Gordon E. Moore tarafından kurulmuştur.

İlk olarak 1971 yılında Intel 4004 mikroişlemcisiyle piyasaya çıkmıştır. Günümüzde, bilgisayarların %90'ında İntel kullanılması, önceden sadece bilgisayar üreticilerinin bildiği mikroişlemci markasını, kullanıcılara da öğreten İntel inside (İçeride İntel) reklam kampanyası sayesinde olmuştur. Şirketin piyasa değeri 150 milyar dolar olarak tahmin edilmektedir.

İntel, AMD nin 1995 yılından sonraki sürecinden olumsuz etkilenmiş. Piyasadaki hakim işlemci olma özelliğini yitirmiştir. 1995 yılından sonra AMD nin araştırma geliştirme faaliyetlerine agırlık vermesiyle masaüstü bilgisayarlarda kullanılmak üzere ilk olarak 64 bit işlemcileri piyasaya sürmüştür.

bunları vermemek olmaz bunu admin zımpalı konulardan yapsın  

SIRası ile işlemcileri
386
486
8086
8088
80286
80386 SX-L2 bellek anakart üzerinde
80386 DX-L2 bellek anakart üzerinde
80486 SX-L2 bellek anakart üzerinde
80486 DX-L2 bellek anakart üzerinde
Pentium pro/mmx/katmai/66/100
Celeron 300,Celeron 300a,Celeron D
4004
4040
8008
8080
8085
8086
80286
80386
80486
80586 veya Pentium
Celeron
Pentium II
Pentium III
Pentium 4
Pentium M veya Centrino
Pentium D
Intel Core
Xeon
Itanium
Core Duo
Core 2 Duo
Core 2 Extreme


AMD

Advanced Micro Devices firması, kısaca AMD, merkezi Austin, Texas ABD olan mikroçip üreten bir firmadır. Genel olarak kişisel bilgisayarlar için ürettiği işlemcileri ile bilinir. Ayrıca 2006 yazında Ati'yi satın alması ile grafik işlemcileri üretme kapasitesine de ulaşmıştır. Ana işlemci üretim fabrikaları Fab30 ve Fab36 Dresden, Almanya'dadır. Ayrıca Çin'de açılacak Ar-Ge Merkezi'nin inşaatı sürmektedir.

Kuruluşu 1 Mayıs 1969'dur. Kuruluşundan 1995'e kadar Intel işlemcilerin taklitlerini üreten firma bu tarihten sonra ar-ge çalışmalarını arttırıp rakibi Intel firmasına yetişmiştir. 1999'da rakibi Intel firmasından önce 1 GHz bariyerini aşan Amd, 2003 yılında masaüstü sistemler için 64 bit işlemci üreten ilk şirket olmuştur. Yapmakta olduğu yatırımlarla işlemci pazarinda pazar payını büyütmektedir. Özellikle masaüstü bilgisayarlar için ürettiği işlemciler son derece büyük rağbet görmektedir. Genel olarak matematiksel işlemler ve grafik işlemleri üzerinde yetenekli olan işlemcileri en son AMD Turion 64 serisi ile dizüstü bilgisayarlara da girmeye başlamıştır.

AMD 1 Mayıs 1969'da Farichild Semiconductor firmasindan ayrılan bir grup tarafından kurulmuştur. Kurucusu ve ilk genel müdürü Jerry Sanders'tir. 2005 itibariyle şireketin yönetim kurulu başkani Dr. Hector Ruiz'dir. 2006 yazında satın aldığı Ati, firmanın gücünü ve pazarını da genişletmiştir. Firma, AMD adıyla ürettiği Sempron, Athlon64, AthlonXp, Athlon, Turion, Athlon 64 Fx, Athlon64 X2, Opteron ve Duron işlemcileri ve ATi adıyla ürettiği [Radeon] grafik çipleri ile ünlüdür

sevecenmustak
07-12-2008, 11:54   |  #11  
Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 0
218 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Nis 2008

amma araştırma yapmışsın
bravooo

SeLCuK_61
09-12-2008, 18:44   |  #12  
OP Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 0
389 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: May 2007

Hepinize çok teşekkür ederim arkadaşlar çok sağolun