ortadoğu bin yıllar boyunca, en keskin medeniyetlerin kurduğu imparatorluklara tanıklık eden bir coğrafya oldu.
mısır, pers, roma ve sonradan bizans; son olarak osmanlı imparatorluğu. daha da irili ufaklı babil gibi, selçuklular gibi başka medeniyetler...
mısır'ın baskısı yahudiliği getirdi. hıristiyanlık ve müslümanlık da bunu izledi. bu coğrafya; dünyanın başka hiçbir kısmının görmediği kadar savaş, kan, ölüm, çatışma, şiddet ve kötülük gördü. bu da ortadoğu topraklarından, olası bir kıyamete kadar silinmeyecek bir öfkeye neden oldu. öyle bir öfke ki toprağa, havaya ve suya işlemiş durumda. ara ara peygamber adı altında nispeten iyi insanlar çıkıp isyanla veya çeşitli dini kurallarla buranın insanlarına, görece daha tercih edilebilir bir sevgi ve güzelliği öğretmeye çalıştı.
ama şu da bir gerçektir, orta doğu'da çıkmış hiçbir din, ortadoğu'da başarılı olamaz. tıpkı akp öncesi türkiye'sinde islam'ın daha güzel, gerçek ve nispeten doğru yaşanması gibi. türkiye, ortadoğu olmadan önce. burada kadınlar/erkekler daha güzel ve özgürken. ortadoğu'nun lanetli öfkesi, türkiye'yi henüz boğazlamamışken.