Bazen, hiç sebepsiz, düşüveriyorsun aklıma birden, kor gibi
Gecenin en umulmadık bir yerinde uykukaçıran firari
Saatlerin sereserpe kuluçkaya yattığı sevdanın koynunda
Yalnızlığın başkaldırısında, isyanında, işte tam o anda
Çatlatıverip yüreğimi perperişan, o en hassas yerinden
Oturuyorsun beynimin hasret kıvrımlarına yangın yeniden
Konfeti yıldızlar dökülüyor teninden hınzır duygularıma
Boşalıveriyor renkarenk bir ışık, körmavi bakışlarıma
Ilık bir su gibi akıp giriyorsun duyguların haramına
İnce bir sızı oluyorsun da süzülüveriyorsun kasıklarıma
Usulca, tenimde dolaşıyor, bir türkünün nağmesinde ellerin
Ellerin titrek, ellerin ürkek, ellerinde kocaman bir yürek
Bir çift kumru süzülüyor avuçlarımıza yırtıp karanlığı
Ürperiyorum, ürperiyor ta saç diplerim, gözlerim kapalı
Bir masal gibi başlamıştı her şey hiç beklemedik bir anda. Sağanak bir yağmurdu altında ıslandığım duygular. Çoktan kapatmıştım oysa yarına ait sayfaları, aralamasaydın. Umut olmasaydın. Cevap olmasaydın. Ses olmasaydın. İnkar eden olmasaydın sonra nedenini anlamadığım. Bir ucu yanık asker mektubu gibiyim şimdi. Sağ üst köşesinde adın yazılı yıldızlı. Hiçbir zaman postalanmayacak ve hiç haberin olmayacak bendeki senden. Özlemlerim, insanca zaaflarım olacaksın belki zaman zaman tekelimde.
Şimdi olduğu gibi şiirlerimin öznesi.
Büsbütünüm.
Seninleyim.
Ya sonra! ! !
Toz pembe oluyor dudağımda açan gülümseme
Gözlerin gözlerime değdiğinde
Gözlerim büyür gözlerinde
Nefesin nefesime değdiğinde
Nefesim kesilir nefesinde
Gitme!
Canıma can ektiğinde
Kal!
Kızıl bir gül kanıyorsa da düşlerimde
Kızıl bir gül kanıyorsa da düşlerimde rüyabozan
Prematüre sevdaların küvezinde bir umuttur kan
Kana can katan
Umut
Bazen hiç sebepsiz düşüveriyorsun işte böyle aklıma bir kor gibi
Beynim göç ediyor o zaman sınırdışı bakışlarına kaçak
Matematikler altüst oluyor, hesaplarım tutarsız
Çalışmıyor hiç bir fizik kuralı, hepsi mantıksız
Duygularımda... kendi kendimin isyanlarındayım
Sözüm geçmiyor
Yapışıp yakamdan silkelemek gelir seni içimden
Ellerimin düğümünü çözemem
Seni düşünmek, seni istemek, seninle olmak
Suç / sa!
Neden?
Dönüp dolaşıp hep sana çıkıyor bütün yollar kayıtsız şartsız
Sürgün edilmiş imge fakiri şiirlerin kanayan dizelerinde
Bu şiir biter mi dersin
Tutuklu bulunduğum sürgün mavilerde
Ya da bu şarkı
Ya da...
Ya da...
Hangi şiiri kim bitirebildi! Gönülden bestelenen hangi şarkıyı kim susturabildi! Kurşun yarası gibidir aşk yüreğe saplandığında. İlk şoku atlatınca başlar ağrısı, sızısı. Kurşun çıkar, izi kalır bir yerlerde. Kabuk bağlar yaralar. Küle dönüşür içindeki yangın. Yağmur öncesi, romatizma sancısı gibidir, a y r ı l ı k l a r... Lodoslarda kendini ele verir.
Tırnaklanır işte yaralar o zaman, bilmem kaçıncı kez, kabuklar kopartılır yenibaştan... Silbaştan kurşun yağar yüreğine...Alır götürür yağmurlar seni bir papatya falına, hani, hep ''s e v i y o r'' çıkıyordu ya sonunda! ! ! Ortasına bir türlü '' m '' koyamadığımız, yakıştıramadığımız... sev / m / iyor...
Beynim göç ediyor yine bir yerlere
Kime ne?
Bütün suç
Papatya fallarındaki ''m'' de
'' rüzgara verdim küllerimi şimdi
'' estikçe, kor alevleniyor... ''