Önce olumsuzlardan başlayalım; hücum preste yeterli değiller. Rakibi bozmak ve daha oyun kurarken buna izin vermeyip topu kapmak konusunda özellikle orta üçlünün sorunları var. Guiza ve arkasında oynayan Semih ilk presi tereddüt etmeden başlatıyorlar. Ama Uğur, Alex ve Kazım’ın tamamlayıcı baskısı için istek olsa da etkili olmadıklarını söyleyebiliriz. Bu konuda Selçuk’un hisleri bir çok pozisyonda gereken hedefe takımı ulaştırdı. Önündeki Fenerbahçeli’yi gören rakip çabuk pas kullandı, yanlış yaptı, Selçuk araya girip topları kaptı.
Bu görüntü MTK karısında işlese de, ayağa daha iyi pas yapan üst düzey bir takım karşısında gedikler verebilir. Yine de işleyişin her maçta daha iyiye gittiğini görmek mümkün. İkincisi Semih ve Alex’in gerçek yerlerinden bir adım geride oynamaları. Bunun tek nedeni, sezonun en büyük yatırımı olan Guiza…
Aragones tek forvette ısrarla alınmasını istediği vatandaşını oynatıyor. Yönetimin de buna karşı çıkması mümkün değil. Adamlar 15 milyon euro’yu tıkır tıkır saymak zorunda kaldılar. Oyuncuyu ikna edebilmek için bol sıfırlı kontratı önüne koymuşlar. Kime nasıl anlatabilirler ki, aldıkları adam aslında Semih’ten daha iyi değil.
Bunu Semih kısa yoldan anlattı herkese. Bir Avrupa Kupası maçında dört gol atan ilk Türk futbolcusu oldu skora bakarsanız. Aslında gerçek bir golcü ve Türk Futbolu’nun parlayan ismi olacağını gösterdi.
Bu eleştirilerden Guiza’ya karı olduğum çıkmasın. İyi niyetli ve çalışkan bir forvet. Gittiği yerler de doğru. Her an pozisyona girecekmiş görüntüsü veriyor. Ama asla maliyetini hak eden kaliteye sahip değil. Bu transfer çok yüksek bedele mal oldu ve arkasında yönetim becerisi var diyen, hepimizi kandırıyor demektir.
İki MTK maçında Guiza’nın kaçırdığı pozisyonlara baktığımızda adını en iyi niyetle “formsuzluk” diyebileceğimiz bir görüntü var. Daha sert olmak gerekirse “beceriksizlik” de diyebiliriz. Bu izlenimler bana Guiza’nın Fenerbahçe’yi Şampiyonlar Ligi’nde taşıyacak önemde olmadığı izlenimini veriyor. Umarım yanılırım. Ve yine umarım bu transfer Fenerbahçe Yönetimi’nin son iki yıldaki diğer pahalı ıskalarından biri değildir.
Ve iyi şeyler…
Takımın birlikte hareket etme istikrarı gelişiyor. Oyunu dar alana kilitleyip, daha tempolu ama daha az yorulacakları düzene yavaş yavaş geliyorlar. Tek vücut olmak istiyorlar. Geçen sene Şampiyonlar Ligi’nin tadını ve gururunu aldılar. İyi paralar kazandılar. Şimdi bu hedef için disiplini ve ciddiyeti korumaları gerektiğini biliyorlar.
Geçen seneden gelen güven sahada futbolcuların hareketlerinde hissediliyor. Semih, Alex’in yükünü alıyor. Yine ayağa paslaşıp, tempoyu ayarlıyor ve kontrolü ellerinde tutarak sahada kimin üstün olduğunu rakiplerine kabul ettirmeye çalışıyorlar.
Kimse kafasına göre oynamıyor. Herkes belli bir plana kendi yorumunu katmaya çalışıyor. İyi futbolculardan kurulu, çok iyi bir takım olmanın kapısından içeri girdiler. Bu Fenerbahçe takımının çok zor gol yiyeceğini, bize yine güzellikler tattıracağını sanıyorum ve umarım yine yanılmam.
Gürcan Bilgiç
Kaynak::