Hemen hemen tüm bilgisayar bileşenlerinde kullanılan ve bir standart haline gelen hava soğutma, silisyum bazlı yarı iletken teknolojisi ile paralel bir gelişim göstermiştir. İlk masaüstü bilgisayarlarda kullanılan Intel 8086 işlemcilerden günümüzün 4 çekirdekli transistör canavarı Quad Core’lara kadar geçen bu uzun süre içerisinde, performansın yanında işlemci sıcaklık değerlerinde de oldukça fazla artışlar oldu. Özellikle Pentium’un ilk modellerinden olan Pentium 1-2-3’den sonra çıkan Pentium 4 serisi, bizi sıcaklık kavramı ve devasa büyüklükteki soğutucularla tanıştırdı. Bir zamanlar üzerinde barındırdığı 60 mm.lik fanların kullanıldığı minik alüminyum soğutuculardan, günümüzde kullanılan ve 160 watt’lık peltier’lerin desteklediği 2 adet 120 mm'lik fanın soğuttuğu apartman ebatlarındaki hava soğutuculara kadar devam eden bu süreçte ulaştığımız son nokta, su soğutmadır. Peki neden su soğutma?
İnsanoğlu uzun bir zamandır, dünya dışında su arıyor. Çünkü su, hayatın temel taşlarından biridir ve o olmadan hayat varolmaz. Ancak bilgisayarları soğutma alanında bizi ilgilendiren asıl konu, suyun hayati temel fonksiyonları değil, suyun fiziksel yapısıdır. Su yani H2O, havadan daha yoğun bir madde yapısına sahiptir ve özgül ağırlığı havadan daha fazladır. En basit yaklaşımla bu iki özellik suyu, havadan daha fazla ısı taşıma kapasitesine sahip kılar.
Hayatın içinden çok basit örnek, konuyu anlamakta yardımcımız olabilir. Gecenin bir vakti minik bebeğinizin karnı açıktı ve siz kalkıp ona mama hazırladınız. Ancak mamayı biberona koyduğunuzda, sıcaklığının biraz fazla olduğunuz gördünüz. Ne yaparsınız? Biberonu üfleyerek mi yoksa bir çeşmenin altında akan suyla mı soğuturunuz? Eğer üfleyerek (hava ile soğutmaya) kalkarsanız, çok uzun bir süre mama soğumaz ve bebeğiniz ağlamaktan bitap düşer. Ama biberonu çeşmenin altında suyla soğutursanız, mama çok hızlı bir şekilde bebeğinizin içebileceği sıcaklığa düşer ve minik yer mantarı mutlu olur.
Bir işlemciyi suyla soğutmak, bebeğinize hazırladığınız biberonu çeşme altında soğutmaya benzer. Su soğutma sistemleri; daha hızlı soğutma sağlar, daha etkilidir ve hiçbir hava soğutmanın kolay kolay veremeyeceği performansı verir.
Peki su zararlı mıdır? Duruma göre değişebilir. Eğer su, sel halini alırsa yada boğazımıza kaçarsa kesinlikle tehlikelidir. Özellikle denizde yüzerken birden ortaya çıkan 10 mt.lik bir deniz dalgası, bize inanılmaz anlar yaşatabilir. Ama su soğutma sistemlerinde kullanılan ve ortalama 750 ml.lik hacme sahip olan suyun bize fazla bir zararı dokunmaz. Bize dokunmaz ama ya bilgisayarımıza?
Kullanıcıların, su sistemlerine bakışını negatif yönde etkileyen en büyük nedenlerin başında suyun elektriği iletmesidir. Daha doğrusu, suyun iletkenlik özelliğinin olmasıdır. Ancak bilinen fizik kurallarına göre; “su iletkendir, ancak saf su yalıtkandır”. Size ilginç gelebilir ama su soğutma sistemlerinde sıvı olarak kullanılan saf su, yalıtkan olmasından dolayı ELEKTRİĞİ İLETMEZ. Bir çoğumuzun bilmediği bu konu yüzünden bilgisayarlarımızda kullanılan su sistemlerine pek sıcak bakılmamaktadır. Çünkü sistemde oluşabilecek herhangi bir kaçağın, bilgisayar bileşenlere zarar vereceği zannedilir. İçi saf su dolu bir kabın içine bilgisayarı yerleştirerek (sabit disk ve optikler hariç, çünkü bu bileşenler mekanik parçalar içerir) çalıştırabilir, hatta günlerce oyun oynayabilirsiniz. Hikaye aslında basittir:
Yağmur olarak adlandırdığımız doğa olayı; suyun buharlaşarak gökyüzüne çıkmasından ve yoğunlaşarak yeryüzüne inmesinden meydana gelir. Bulutların taşıdığı su, saf haldedir. Nehirler, barajlar, arıtma üniteleri, su dağıtım şebekesi ve en son evlerimizde bulunan çeşmelerden akana kadar su, bol miktarda kirlenir. Bu kirlenme, suyu saf halinden çıkartarak içeriğinde bol miktarda mineral, kum, yosun, kireç, klor vs. gibi maddeler bulunmasını sağlar. Ve bu su, KESİNLİKLE İLETKENDİR. Ancak elektriği ileten suyun moleküler yapısı değil, içinde bulunan maddeler ve minerallerdir. Bu yüzden, su soğutma sistemlerinde kullanılan saf sudan korkmamız için, en azından fizik kurallarına göre herhangi bir nedenimiz yoktur. İlave bilgi olarak; evde saf suyu üretmek istiyorsanız, bunun en sağlıklı yöntemi kaynatma yada diğer bir deyişle damıtmadır. Damıtılmış bir su, içeriğinde bulunan tüm mineral ve yabancı maddelerden kurtularak en temel haline (H2O) dönüşür.
Saf su iletken değildir ama, su soğutma sistemlerinde biz bu suyu “saf” olarak kullanamayız. Çünkü saf su “KOROZYONA” neden olur. Eğer sıvı olarak sadece saf su kullanırsak, bir süre sonra özellikle bakır parçaların yüzeyinde korozyon meydana gelecektir. Bu yüzden hazır olarak satılan “korozyon önleyici katkı maddelerini” kullanmak zorundayız. Bunun yanında bazı kullanıcıların sıvı olarak tercih ettiği antifriz, alternatif bir seçenektir. Otomobillerde kullanılan antifrizin temel görevi; motoru soğutan suyun düşük hava sıcaklıklarda donmasını engellemektir. Ancak bilgisayarlarda kullanılan su sistemlerinde -18 dereyi görmek pek mümkün olamayacağı için biz, antifrizin ikinci işlevi olan “KOROZYON ÖNLEME” özelliğinden faydalanıyoruz.
Su soğutma sistemini oluşturan parçalarSu sistemleri temel olarak 3 ana parçadan meydana gelir. Su blokları, radyatör ve pompa. Bu parçalara ek olarak indikatör (su akışının izlenebildiği akış göstergesi), su deposu, su hortumları ve suyun sıcaklığını gösteren digital göstergeler de kullanılır.
Su Blokları:
Hava soğutma sistemlerinde kullanılan heatsink’lerde olduğu gibi, su bloklarında da ısı iletim değerleri yüksek metaller (bakır) kullanılır. Yeni nesil bloklarda ise, bakır taban üzerindeki gövde plexi’den imal edilir. Bu şekilde blok içinde dolaşan sıvıyı rahatlıkla görebiliriz. Su bloklarında 2 yada 3 adet konnektör bağlantısı bulunur. Su, hortumlar yardımıyla bir konnektörden bloğa girerken, ısıyı yüklenen sıvı diğer bir yada ikinci konnektörden soğutulması için radyatöre gönderilir. Soğutma performansını birebir etkileyen bloğun fiziksel yapısı, kanallardan ve sivri çıkıntılı yüzeylerden oluşur. Bazı bloklar, nispeten düzgün olmayan bir tabana sahip olurken, bazıları ise ayna kadar pürüzsüz bir yüzeye sahiptir.
İşlemci Bloğu:
kuzey köprüsü bloğu
ekran kartı bloğu
Harddisk Bloğu
işlemci Bloğunun iç yapısı
radyatör
Otomobillerde kullanılan akrabalarıyla aynı çalışma sistemine sahip olan su soğutma radyatörleri, bloktan gelen sıcak suyun soğutulduğu ünitedir. Üzerine 120 mm.lik fanların monte edildiği radyatörler, bakır su borularından ve çok sayıda ince alüminyum yapraktan oluşur. 120 mm, 240 mm ve 360 mm. standartlarında imal edilirler ve hava soğutmada olduğu gibi su soğutma sistemlerinde performansını en çok etkileyen bileşenlerdir. Hava soğutmanın temel performans ilkelerinden biri olan “büyük hacimli soğutucu” kavramı, radyatörler içinde kesinlikle geçerlidir. Her ne kadar sistemin adı “su soğutma” olsa bile, sistem içinde kullanılan sıvı, hava ve radyatör ile soğutulur. Bu yüzden, büyük radyatörler daha fazla ısıyı dağıtma özelliğine sahiptir.
Su Pompası:
Bir çoğumuzun evinde kullandığı akvaryumlarda bulunan pompalarla aynı mekanik yapıya sahip su pompaları, sistem içindeki suyun belli basınçla hareket etmesini sağlar. Bir çok sistemde standart olarak üretilen 220 voltluk “havuz pompaları” kullanıldığı gibi, 12 volt modifiye edilmiş pompalarda bulunur. Su pompasının en önemli kriteri sessiz çalışması ve istenilen su basıncını üretmesidir. Bunun yanında radyatör büyüklüğü, hortum uzunluğu ve blok sayısına göre pompanın saatteki debi oranı da büyük önem taşır. Çok sayıda bloktan (işlemci, ekran kartı, kuzey-güney köprüsü ve sabit disk bloğu) oluşan bir sistemde, su pompasının oluşturduğu basıncın yeterli olması gerekir.
Su Hortumu:
Su hortumları sıvı soğutma sistemlerinde bulunan pompa, radyatör ve blok arasındaki bağlantıyı sağlayarak sıvının taşınmasını sağlar. Normal akvaryum hortumlarından farklı olarak daha kalın ve sert bir yapıya sahiptirler. Sert olmalarının en büyük nedeni; hortumun bükülerek su akışını kesmesini engellemek içindir. 10/8, 10/6 ve 1/2 standartlarında üretilirler. Şeffaf, siyah iç yüzeyi metal sargılı UV duyarlı modelleri vardır.
Konnektör:
Su bloğu, radyatör ve pompa üzerine takılarak, su hortumlarının bu bileşenlere geçmesini sağlayan montaj parçalardır. Çelik ve nikelajlanmış çelikten üretilirler. G 1/8 ve G1/4 vida genişliği standartları bulunur. Hortumu, konnektör üzerine sıkı geçme ve konnektör yuvasına vidalama olarak iki çeşit bağlantı tipleri vardır.
Indicator:
Sistemde varolan su hareketinin izlenebildiği, basit bir yapıya sahip mekanik parçalardır. İki adet konnektör bağlantıları bulunur. Su; bir konnektörden girip diğerinden çıkarken, indicator’ün içinde bulunan mekanik parça suyun akış hızıyla beraber döner. Ayrıca sisteme ilave edilen indicator’ler, görsellik olarak da son derece hoş görüntüler verirler.
Su Deposu:
Kapalı sistem olarak çalışan sıvı soğutma da, sistemin içindeki havayı almak ve sisteme su eklemek için dizayn edilmiş minik su hazneleridir. Genellikle plexi ve alüminyum malzemeden imal edilirler. Üzerlerinde birden fazla konnektör bağlantısı bulunur. Asli görevlerinin yanında, görsel modifikasyon malzemeleri arasında yer alırlar.
Su soğutma sistemlerinin montajıBirçok kullanıcının kabusu olan montaj aşaması, aslında sanıldığı kadar zor bir işlem değildir. Hatta bazı model su soğutma sistemlerinin kurulumu, üst seviye işlemci heatsink’lerinden daha basittir. Kuralları ve dikkat etmeniz gereken noktaları bildiğiniz sürece, bırakın suyu bir bilgisayarı gaz yada yağla bile soğutmanız mümkündür.
- Satın aldığınız su soğutma sisteminin içinden çıkan kullanım kılavuzunun içinde anlatılan montaj aşamalarını HARFİYEN YERİNE GETİRİN.
- Su hortumlarının bükülmemesine ve katlamamasına özen gösterin. Katlanan bir hortumun içinden SU AKIŞI GERÇEKLEŞMEZ. Ya pompa zorlanarak yanar yada hortumlar bağlantı noktalardan aşırı basınç yüzünden ayrılır. Hortum satın alırken, sert ve kolay bükülmeyen modelleri tercih edin.
- İşlemci, kuzey köprüsü, ekran kartı yada hd. bloklarına konnektörleri vidalarken YÜKSEK TORK UYGULAMAYIN. Özelikle pense gibi aletlerle konnektörü sıkmayı hiç denemeyin. Bu aletlerle yapacağınız baskı, blok üzerine bulunan plex’inin çatlamasına neden olur. En sağlıklı yöntem, konnektörlerin elle sıkılmasıdır.
- Su soğutma sistemine sıvı koyduktan sonra, kapalı sistem içinde mutlaka hava boşlukları oluşacaktır. Bu havayı sistemden dışarı çıkartmanız gerekir.
- Sistemi ASLA bilgisayara monte edip hemen çalıştırmayın. En az 2 saat kasa dışında bağımsız çalıştırın ve bunu kesinlikle İHMAL ETMEYİN. Eğer hatalı bir montaj yaparsanız, hatanızı kasa dışına çalıştırılan sistem üzerinde rahatlıkla görme ve müdahale etme şansınız vardır.
- Gereğinden fazla abartılı su pompası kullanmayın. Ortalama tek bloklu bir su soğutma sisteminin içinde bulunan su miktarının, yaklaşık olarak 1 lt. olduğunu unutmayın.
Örnek bir su soğutma sisteminin montajıyla konuyu açalım.
Eheim 1046 su pompası:
Pompaya konnektörlerin vidalanması:
Aqua işlemci bloğu
Bloğa, Intel 775 anakart monte parçalarının takılması
Bloğa konnektörlerin takılması:
Alphacool 240 mm. Radyatör:
Radyatöre konnektörlerin takılması:
Radyatöre fanların monte edilmesi:
Hortumlar konnektörlere takılıp sisteme sıvı ilave ettikten sonra, su soğutma çalışmaya hazır. Sistem kasa içinde yada dışına rahatlıkla konumlandırılabilir.