trance dünyasının müslüm babası pvd hakkında:
Paul Van Dyk, 16 Aralık 1971'de Doğu Almanya'da Eisenhuettenstadt'da doğdu. Doğu Berlin'de büyüdü. Kapitalist dünyayı, sınırı aşabilen elektronik dalgalar sayesinde, iki Almanya'nın birleşmesini beklemeden tanıyabildi.
Batı televizyonlarını seyretme ve radyoları dinleme şansımız oluyordu. Müzikleri kaydeder ve partilerimizde yeniden çalardık çünkü doğuda kulüp kültürü yoktu. O zamanlar 'Monika Diet' adlı radyo kanalını dinlerdim. 'The Smiths' ve 'New Order' gruplarının müziği ile büyülenmiştim. Çok güçlü ve çoşkulu idi. 1989 yılında, Berlin Duvarı yıkıldığında, Berlin'de geniş bir kulüp kültürü yayılmaya başladı. Genellikle Detroit Techno'su çalmaya başladılar. Enerjik ruhu seviyordum fakat bir şeyler eksikti. Ben başka bişey arıyordum...
Bu arayış onu hiç terk etmedi. 1991 yılının Mart ayında, Berlin'deki 'Tresor' isimli kulüpte ilk kez müzik çaldı. Paul Van Dyk, aynı dönemde, kendi orijinal bestelerini de yapmaya başladı.
1992 yılında, ilk yapıtı 'Perfect Day', Cosmic Baby ile oluşturduğu 'Visions of Shiva' ismi altında piyasaya sürüldü. 'Perfect Day' gelecek vaad eden ve duraklamadan yükselecek bir kariyerin başlangıcı oldu. "Elimde ilk plağımı tutarken bir çocuk gibi sevinmiştim" diyor Paul Van Dyk.
1993 yılında Paul Van Dyk "Humate - Love Stimulation" isimli parçayı remiksleyerek, parçayı yılın hiti yaptı.
1994 yılında ise, ilk albümü "45 RPM" kaydedildi. Bu sırada efsanevi kulüp 'E-Werk'te çalmaya başladı. Nick Warren, BT, Dave Seaman, Sasha gibi dünyaca ünlü DJ'lerin de çaldığı 'E-Werk' kapanana kadar, Paul Van Dyk 'E-Werk'te dinleyici grubuna müziğini sunmaya devam etti.
Paul Van Dyk ilerleyen yıllarda, Inspiral Carpets, Sven Vath, Curve ve New Order gibi tanınmış ünlülerin parçalarını remiksleyerek saygınlığını artırdı. Bu tabii ki ikinci albümünün çıkarılmasına kadar sürdü. Bu ikinci albümden sonra, Paul Van Dyk dünyanın en büyük elektronik sanatçılarından olarak tanındı.
1998 yılında ilk albümü '45 RPM' İngiltere'de piyasaya sürüldü. Bu albüm kendi parçası 'For An Angel'ın yeni remiksi ile dünya dans listelerinde yerini aldı. 'For An Angel', İngiltere'de 2 hafta, Almanya'da 4 hafta dans listesinde bir numara oldu.
İngiltere'de 'Deviant Records' adlı şirket Paul Van Dyk'ı yaratıcı ürünlerini sorumluluğu altına aldı. Paul Van Dyk, kendi prodüksiyonları ve kendi remikslerini miksleyerek, 33 parçadan oluşan, enine boyuna düşünülmüş en iyi toplama albümünü meydana getirdi: 'Vorsprung Dyk Technik'.
Bu albüm içinde "Humate - Love Stimulation", "Joe T. Vanelli - Playing With The Voice", bir kulüp hiti olan "Binary Finary - 1998" ve "Paul Van Dyk - For An Angel" bulunmakta. Albüm piyasaya sürülmesinden bir yıl sonra, Kasım 1999'da 'Vorsprung Dyk Technik' 60.000 adet satış yaptığını ilan etti. Bu 3 bölümlü olan bir CD için az rastlanılan bir olaydı.
1999 yılında MFS Records ile çalışmasını sonlandırdı ve Vandit Records ile çalışmaya devam etti. Vandit Records'dan yeni albümü 'Out There And Back' piyasaya çıktı. Albümün single'ları olan 'Another Way', 'Tell Me Why' ve 'We Are Alive' Alman Dans Listelerinde haftalarca 1 numarada kaldı.
Milenyumun son yılı, uluslarası yapımcı ve DJ olan Paul Van Dyk için onur verici bir yıl oldu.
İlk olarak, İngiliz Dergisi 'DJ Mag' Paul Van Dyk'ı "Yılın En İyi Müzik Yapımcısı" ilan etti. Aynı listede, Fatboy Slim ikinci, Paul Oakenfold da üçüncü oldu.
1999 yılında Londra'daki Müzik Ödülerinde "En İyi DJ" ödülünü kazandı. 'Ministry' dergisi tarafından "En İyi Uluslarası DJ" seçildi. Paul Van Dyk'ın Gatecrasher'da 6 saat süren performansları sonucunda, İngiliz 'Muzik' dergisi Gatecrasher'ı en iyi ikinci kulüp seçti.
1999 yılının Eylül ayında 'Mixmag' dergisi onu "Yılın Adamı" seçti. Aynı yıl 'Muzik' dergisi onu "Trance Nation Leader" (Trance Topluluğunun Lideri) olarak nitelendirdi. Paul Van Dyk ise kendisine 'Lider' denilmesinden pek hoşnut değil.
"Ben kendimi bir 'Lider' olarak adlandırmak istemem. Tabii ki müzik yapan bir adam topluluğun önünde durur ama ben insanlara liderlik yapmak istemiyorum. Ben müziğimle, onları kendilerinden geçtikleri o çok kısa zaman içinde baştan çıkarmak ve onlar için yeni bir dünya yaratmak istiyorum. Onları etkilemek ve onlara ilham vermek istiyorum." diyor Paul Van Dyk.
"Benim için önemli olan listede nerde olduğum değildir. Önemli olan arkadaşlar ve tüm insanlardır. Özellikle bir yerde bişey değiştirmişsem, orası daha önemlidir benim için. Birisi bana 'Müziğini duyduğum zaman hayatımda bişeyler değişti' dediğinde çok mutlu oluyorum."
Paul Van Dyk, yaptığı müzik ile ilgili de şunları diyor:
"Ben aslında Trance yapmıyorum. Müziğime isim vermeyi ve kategorize etmeyi sevmiyorum. Eğer isim vermem gerekseydi, buna 'Elektronik Dans Müziği' derdim. Bu benim kullandığım dil olurdu."
Tüm dünya ulusları tarafından anlaşılan evrensel bir dil bu. Paul van Dyk insanların duygularına egemen olabilen bir müzik yapıyor.
Paul Van Dyk'ın en önemli isteği ise, kaç kişi olursa olursun, bir DJ olarak dinleyicisi ile iletişim kurmaktır.
"Bir DJ olarak kariyerime başladığım zaman, DJ ve insanlar arasında çok derin bir iletişim olduğunu fark ettim. Farklı titreşimler ile, atmosferi nasıl yaratacağımı ve kalabalığı nasıl hareket ettireceğimi öğrendim. Çalarken insanlar ve benim aramda bir etkileşim meydana geliyor. Kulübe gelip, hazır bir set çalmıyorum. Bu benim için de yeni bir deneyim oluyor. Kimse nasıl biteceğini bilmiyor."
Paul Van Dyk düşüncelerine şöyle devam ediyor:
"Ben şunu söylemek istiyorum: Duygu olmadan, iletişim olmadan, etkileme olmadan yapılan müzik yeterli değildir. Benim müziğim dinleyicilerin tepkileri ile gelişir. Dinleyici ve benim aramda bir iletişim vardır."
Bu yüzden Paul Van Dyk, Londra, Tel Aviv, Mexico, New York ve Singapur gibi büyük şehirlerdeki önemli yerlerde çalmaya devam etmektedir.
New York'taki efsanevi 'Twilo' kulübü 2001 yılında kapanına kadar, 'Twilo'da ayda bir kez çalmaya devam etmiştir. Halen Gatecrasher partilerinde ve kendi şehri Berlin'de çalmaya devam etmektedir.
"Hiçbir zaman trend olmak için veya para kazanmak için müzik yapmadım... Ben kendim için müzik yaptım... Müzik benim midemden geliyor... Müzik şiddetli bir histen ortaya çıkıyor... Ve her parçanın kendi küçük hikayesi var." diyor Paul Van Dyk.
kaynak:clubintro.com