Türkler Niçin Çıktıkları Kapıyı Kapatmazlar ?

Kibarlık asaletten değil kölelikten gelir.Dünya'nın en kibar milleti sayılan Fransızlara bakın ? Flemenk, boynu bağlı köle demektir..Türkler çok fazla esaret yaşamadı.Doğru söylemek gerekirse çok az,Belki de hiç denecek kadar..Hür insan korkusuz ve güvende yaşadığı için rahat davranır.Özgür milletlerin kibar olmasına gerek yoktur.Modern dünyada eli peçeteli nazik milletlerin sırtlarına dikkatli bakarsanız, derilerindeki kırbaç izlerini halen görebilirsiniz !

Fukaranın geğirmesiyle, zenginin geğirmesi arasında fark vardır..Fukara terbiyesizlikten, zengin ise doğallıktan yapar bunu..Geğirir ve gülerler..Yanındaki de ''Maşallah...Rahatladınız mı beyefendi, isterseniz bir soda açayım size, bilirsiniz geğirmenin faydası büyüktür.... '' der, olur biter.

Milletimiz çadır kültüründen geldi.Çadıra girerken ya da çıkarken kapıyla muhatap olmazsınız..Genlerimiz kapıyla haşır neşir olmadığı için ne yaparsak yapalım kapı kapatma alışkanlığı edinemiyoruz.Oysa, kapı eşiklerinde beklemekten kibarlaşmış milletlere şimdi modern diyoruz..Birinin kapısında beklemek milletimiz için ölümdür ! Kimseyi kapımızda bekletmekten hoşlanmyız..Bizde kapı, isteyenle verenin arasındaki Sırattır..Hal böyle olunca, kıldan inca, kılıçtan keskin bir sınavı en iyi şekilde atlatmanın yoluna bakarız..

Kapıyı kapalı tutmak hem kendimize hemde toplumumuza olan güvensizlikten kaynaklanırdı..Bakın, refah ve adalet içinde yaşayan büyük imparatorluklarda kapı kilitli ve sistemleri koruma amaçlı değil ama sadece estetik açıdan gelişmiştir..Kendine güvenen, kimseden korkmayan, güvencesini de kilit sistemlerinden değil Ayetel Kürsi'den alan bir milletin kapıya pencereye ihtiyacı yoktur..Zaten özsaygımızı da insanların gösterdiklerine değil,Kulluk ve takvamıza bakarak koruduğumuz için kapımız tıklatılmadan girildi diye krize girmiyoruz, kişilik yıkımına uğramıyoruz..

Birilerinin kapısını tıklatmadan girdiğimizde ya da kapısını kapatmadan bir yerden çıktığımızda arkamızdan seslenirler ''Çadırdan mı çıktın l.. ? ''

Evet çadırdan çıktık ! Hür ve özgürüz..Ya siz ? Kapalı kapılar ardındaki modern medeniyetler, içinizin kuytularından ne zaman çıkacaksınız ?
__________________
ALINTI

Çok güzel bir yazı gerçekten. Bir daha anlıyoruzki biz asil Osmanlı soyundan gelmeyiz kolay kolay kimseye nasip olmayacak bir şey şuan bizim damarlarımızda.

Paylaşımın için sağol.

Ordularımız çoğu zaman zaferler kazanıyor, sık sık da Avusturya ve Rus ordularına yeniliyordu. Ayrıca isyanlar baş göstermeye başlamıştı.
 
Kötü haberler karşısında göz yaşlarına engel olamayan III. Selim :
"Ya Rabbi! Beni böyle cihana rezil edüp, kafirlere mağlup ve perişan ettirmeden, zamanında ümmet-i Muhammed’in böyle perişanlığını göstermeden canımı al."
Sultan III. Selim’in bu duası kabul olunmuş, Osmanlı Devleti'nin gerilemesine sebep olan olayları görme fırsatı olmadan şehit edilmiştir.
 
 

geçmişi bırakın da modern çağın,yaşamın gereğini yerine getirin.Hala geçmişe takılıp kalmanın anlamı ne? kabalığı,küstahlığı da özendirmeyin..Başlık da metin içeriğide zırva;insanların eskiden kapılarını kapatmadıklarına  dair elinizde kaç adet tarihi belge var?kapı kapatmak,açmak zırvası ile değil ,tarihde yaptığınız olumlu başka şeyler ile övünün.

viking20'ye tamamen katılmakla birlikte bende şunu söyleyeyim; Eğer kapı eşiklerinde bekleyen milletlere modern diyosan en moderni biziz, AB'nin kapısının önünde 40-50 yıldır beklemiyor muyuz? Dine imana saygım sonsuz ancak sen kapı, pencere açık yattıktan sonra hatim indirsen bir faydası olmaz. Ayrıca kapıyı vurmadan bir yere girmek veya kapamadan çıkmak genlerden çok aileden görülen terbiye ile alakalıdır. Ve son olarak sen şu çağda, memleketin 10 yıllardır süren şu haline rağmen hürüm, özgürüm diyorsan o zaman gazete okuma zamanı gelmiştir derim ya da bu saatten sonra zahmet etme. Buarada bu ALINTI yaptığın kişi ya da bu yazıyı yazan kişiyi tanıyorsan lütfen bu laflarımı ilet. Yukarıdaki 3. Selim olayına hiç girmeyeceğim, sadece memleketim insanına bunun gibi bir dolu yalan yanlışa inandığı için tebriklerimi sunup şu itirafta bulunmak istiyorum; evet, artık beni şaşırtmıyorsunuz.

Saçma sapan, duygusal bir yazı olmuş.
 
Hataları ve meziyetleri olmayan millet yoktur. Kendimizin de, başkalarının da hata ve meziyetlerini abartmadan görebilmek lazım. Bizim elbette gurur duyulacak büyük bir tarihimiz var, kimsenin bunu görmezden gelmeye, üstünü örtmeye gücü yetmez. Tarihimizle gurur duymak için de böyle saçmalıklara ihtiyacımız yok. Metin neresinden tutulsa elde kalıyor, ciddiye almaya bile değmez. Siz siz olun gençler, bu tip zırvalara prim vermeyim.
 
Bir kere o bozkır kültürünün üzerinde incelmiş, muasırlarına göre çok daha insani bir medeniyet yükseldi.
 
Kapıyı kilitlemek, bir mekana girileceği zaman kapıyı çalmak hatta cevap verilmiyorsa geri dönüp gitmek sünnettir. Bunun aksi bir nezaketsizliği dini bir meziyet gibi anlatmak ayıp.
 
Çok değil on yıl kadar önce IMF'ye 3-5 milyar dolar için yalvarır hale düşmüştük. Birinci dünya savaşında İngilizlerin yanında, Almanlara karşı savaşmak için çok yalvardık itilaf devletlerinin kapısında. Mason paşaların "biraderlik" ilişkilerinden bile medet umuldu ama nafile; müttefikimiz Rusya sizi istemiyor, dediler. Bize, keyfimiz öyle istediği için, basiretsizlikle savaşa Almanlarla beraber girdiğimiz anlatıldı, değil mi? Sonra da Almanlar yenildiği için biz de yenik sayıldık!
 
Vakıa, hiçbir zaman bugünün medenileri kadar vahşi olamadık çok şükür. Ama elma ve armutları birbirine karıştırmamak gerekir.
 
Bizim öncelikle tarih dedikleri yalanları ayıklamamız, lisanımızı hakkıyla öğrenmemiz lazım. Kafalar esir olmuş, daha hangi hürriyetten bahsedebiliriz?