Avrupa Uzay Ajansı’nın (European Space Agency, ESA) Venüs gezegenini araştırmak üzere uzaya yolladığı Venus Express(Venüs Ekspres), gezegenin gündüz tarafında da atmosfer kaybının yaşandığını tespit etti. Geçen yıl da gezegenin gece tarafından topladıkları verileri inceleyen araştırmacılar burada yaşanan atmosfer kayıplarını incelemişti. Birleştirilen verileri inceleyen gezegen bilimciler, Venüs üzerinde bir zamanlar bolca olduğunu düşündükleri suya ne olduğunu anlamaya çalışıyorlar.
Yaşamın gezegenimiz üzerinde oluşmasını sağlayan en önemli etmen sudur. Venüs ve Dünya hemen hemen aynı boyutlardadır ve aynı zamanda oluşmuşlardır. Astronomlar, başlangıçta her iki gezegenin benzer su miktarı barındırdığını düşünüyor. Günümüzdeyse iki gezegen birbirinden oldukça farklı. Dünyamız, Venüs’ten 100 000 kat fazla suya sahip.
Bir su molekülü iki hidrojen ve bir oksijen atomundan oluşur. Venus Exspress’ten gelen verilere göre Venüs’ün atmosferinde, sadece gündüz olan taraftan saniyede 2×1024 hidrojen çekirdeği eksiliyor. Gezegenin gece tarafından yine Venus Exspress tarafından alınan verileri inceleyen bilim insanları hidrojen ve oksijen atomlarının atmosferden kaybolduğunu keşfetmişlerdi. (Bir su molekülü iki hidrojen ve bir oksijen atomundan oluşur. Venüs’ün atmosferinden kaybolan hidrojen atomlarının sayısı oksijen atomlarının iki katı çıktığından suyun gezegenin atmosferinde ayrıştığı sonucuna da vardılar.)
Güneş uzay boşluğuna sadece ışık ve ısı vermiyor, yüklü parçacıklarla dolu "güneş rüzgârları" da yayıyor. Bu rüzgârlar, elektrik ve manyetik alanları güneş sistemi boyunca yayıyor, gezegenleri yalayıp geçiyorlar. Gezegenimizin manyetik alanı, onun atmosferini bu rüzgârların etkisinden koruyan bir kalkan görevi görüyor. Venüs’ünse böyle bir kalkanı yok, güneş rüzgârları üst atmosferine rahatça çarpıp buradaki atomları uzayın boşluğuna sürüklüyor. Gezegen bilimciler, Venüs’ün oluşmasını takip eden 4,5 milyar yıl boyunca bu şekilde suyunu kaybettiğini düşünüyorlar.
Araştırmacılar düşüncelerini destekleyebilmek için gezegenin gece tarafında olduğu gibi gündüz tarafında da her iki hidrojen atomuna karşılık bir oksijen atomunun kaybolduğunu tespit edebilmeye çalışıyorlar. Venüs’se kendisine atfedilen dişi tanrıça rolüne uyarak gizemlerini koruyor.
Venus Express
ESA’ya ait Venus Express uydusu uzaya 2005 yılında yollandı. Venüs’ün kuzey ve güney kutuplarının üzerinden geçen elips şeklinde bir yörüngede dolanan uydunun gönderiliş amacı gezegenin atmosferini, bulutlarını ve yüzey özelliklerini detaylı inceleyebilmek. Uydu, 2006 yılında yörüngeye girip gezegenin fotoğraflarını ve gezegene ait verileri toplayıp dünyaya göndermeye başladı.
Manyetosfer
Gezegenin manyetik alan oluşturabilmesi için, sıvı-metal dış çekirdeğin hareket halinde olması gerekiyor. Bu da bir dinamo etkisi yaratarak manyetik alan oluşturuyor. Güneş rüzgârını oluşturan elektrik yüklü parçacıklar, gezegenin manyetik alanında yakalanıyor ve gezegenin atmosferiyle fazla etkileşime giremiyorlar. Yani gezegenin manyetik alanı bir bakıma onu bu parçacıklardan koruyan bir kalkan oluşturuyor. Bu kalkana"manyetosfer" deniyor. Bizim gezegenimiz, bu etkiyi yaratabilecek kadar hızlı döndüğü için yeterince güçlü bir manyetik alana sahip. Oysa Venüs, ekseni çevresinde o kadar yavaş dönüyor ki, oluşturduğu manyetik alan onu Güneş rüzgârına karşı koruyan bir kalkan oluşturamıyor.
Gezegenimiz manyetik alanı sayesinde, elektrik yüklü parçacıklardan oluşan Güneş rüzgâarlarından korunuyor.
kaynak : tübitak