geçen hafta boyunca ve hafta sonunda gözlemlediğim olay. yarım litrelik suya % 33 oranında zam gelmiştir. artık zamlanan suyun kendisi mi, yoksa pet şişesi mi, yoksa paketleme ve taşıma maliyeti mi, yoksa hepsi birden mi burasını bilmiyoruz. bunu da nerden çıkardın ben hala bim'den 45 kuruş'a alıyorum diyenler için değerlendirme kriterim şu şekilde. çok su tüketen ve gezerken yaz kış su alan birisi olarak daha geçen aya kadar 75 kuruşa su aldığım okulun kantini, köşedeki bakkal, kadıköydeki seyyar simitçiler ve evin oradaki börekçi hepsinde aynı anda suyun 1 tl olmasıyla bir zam olduğunu anlamış bulunmaktayım.
malum asgari ücretin 1.300 tl'ye çıkmasıyla gelen zam dalgasının uzantılarından sadece birisi. asgari ücretle çalışmayıp sadece enflasyon oranında % 7 zam almış olan benim için hayatımı direk olarak etkileyen zamları şöyle bir düşündüğümde,
elektriğe % 6,8 zam.
akbil'e % 7 zam.
sigaraya % 12 zam.
ösym'nin yds sınavına %14 zam.
1 yıllık pasaport bedeline % 5 zam.
bunlar direk gördüğüm ve hissettiklerim tabi, hissettirmeden soktukları diğer şeylerden haberimiz yok.
gıdadaki uçuk kaçık fiyatlardan bahsetmiyorum bile, zira onları ölçmenin bir yolu da yok. sürekli artıyor efendim durduramıyoruz. gıda ismiyle satılan gıdamsı toxic maddelere bir ton para veriyoruz, bir zamanların tarım ülkesi suyu ve havası şifa olan cennet vatanımda. hepimiz tez zamanda kanserden ölüp gideceğiz. öyle bir ülke ki nerden tutsan elinde kalıyor. bir gün de umut verici bir şey olmaz mı amk yerinde.
bu yaz çok sıcak olacak. hazır olun.