Havaalanlarında, ellerinde kocaman yazılmış isimlerle beklerler ya gelenlere eşlik edecek görevliler... Bu port işi de ona benziyor aynen. Siz Atatürk havalimanına iniyorsunuz ve orada bekleyen bir sürü insan var. Birinin salladığı kartonda da sizin adınız yazılı. Hemen onla iletişime başlıyorsunuz...
Aynı şekilde benim bir sunucum var. Sunucumda da, size saatin kaç olduğunu söyleyen bir program var. Siz şimdi sunucuma saati soracaksınız; ne yapacaksınız? Saat kaç diye bir paket gönderdiniz, sunucuma geldi; fakat bundan sonra bu paketle kim ilgilenecek? İşte bunu da sizin belirtmeniz gerekiyordu. Yani kardeşinizi havalimanına gönderirken, adını da karşılamayı yapacak kişiye belirtmeniz lazım değil mi? İşte paketlerin, hangi programlara verileceğini belirlememizi sağlayan şey, PORTlar...
Port 21'de FTP sunucu programları çalışır. Bu bir genel kabuldür tabii, bir zorunluluk değil. Siz kendi sunucunuzda, port <salla kafadan> numaradan servis sunabilirsiniz. Sunucunuzu kullanmak isteyenlere de, o porttan servis verdiğinizi söylemeniz gerekiyor tabii...
Her iki taraf da mutabıksa, sonuç olarak, port numarası farketmez. Tek sorun bir sunucu üzerinde aynı portta bir tek programın çalışabilmesidir. Bu da sorun değil, kuraldır zaten... Aynı misafiri sahiplenen karşılama komiteleri olsa, olay da film olurdu değil mi..?
Trafik azaltma olayına gelince, bu mantık genel kullanıcılar için işliyor ve bir iki kişinin yapılan düzenlemelerle engellenmemesi bir şey değiştirmiyor. Ne kadar yolu kapatırsanız, o kadar erişime engel olursunuz ve o kadar bant genişliği masrafınız olur değil mi?