Twilight
Üç şeyden emindim. Birincisi Edward bir vampirdi. İkincisi, ne kadar baskın olduğunu bilemesem de onun bu vampir yani kanıma susamıştı. Üçüncüsü ise, koşulsuz ve geri dönülemez bir şekilde ona aşık olmuştum.
Isabella Swan Washington'ın, yağmurun hiç dinmedigi küçük kasabası Forks'a taşınır. Bu şimdiye kadar aldığı en sıkıcı karar gibi görünmektedir. Fakat gizemli ve çekici Edward'la tanışması hayatını heyecanlı ve tüyler ürpertici bir hale sokar. Edward şimdiye kadar, içinde yaşadığı küçük toplulukta vampir kimliğini saklayabilmiştir. Ancak artık kimse güvende değildir, özellikle Edward'ın en çok değer verdiği insan olan Isabella… İki sevgili kendilerini tutku ve tehlike arasında dengede duran bir bıçağın en keskin noktasında bulur.
Alacakaranlık içgüdülerimize meydan okumakla tutkularımızı tatmin etme boyun isteği arasındaki çatışmayı sorgulayan etkileyici bir kitap.
New Moon
“Vur,” diye mırıldandım, kağıtlar parmağımı kestiğinde; zararı görebilmek için elimi geri çektim. Birkaç damla kan, küçük kesikten dışarı doğru sızıyordu.
Ondan sonra çok ani olmuştu.
Edward kendini bana doğru atmıştı, beni masaya geri fırlattı…
Piyanonun yanına doğru yuvarlandım, düşmemi durdurmak için içgüdüsel olarak kollarımı öne attım, camın keskin parçalarına. Dirseklerinden ve bileğinden gelen acının ne kadar yakıcı olduğunu hissettim.
Kafam karışmış bir şekilde, kolumdan aşağıya doğru hızla akan parlak kırmızı kanı – aniden dönüp bakan altı tane kana susamış vampirle beraber – telaşla izledim.
***
Bella Swan için, hayatın kendisinden önemli olan tek bir şey vardı; Edward Cullen. Ama bir vampire aşık olmak, Bella’nın hayal ettiğinden bile daha tehlikeliydi. Edward, Bella’yı şimdiye kadar zaten, kötü bir vampire yakalanmaktan ve yem olmaktan kurtarmıştı, ama şimdi, onlar bu ilişkiye cüret etmişlerdi, şimdi fark ediyorlardı ki, onların sorunları daha yeni başlıyor olabilirdi…
Eclipse
"Edward'ın hoş sesi arkamdaydı.Ben onun yavaşça veranda basamaklarından ortaya çıktığını görmek için döndüğümde onun saçları koşmaktan uçuşmuştu.O ilk kez beni kolları arasına aldı,kollarına hapsetti ve beni tekrar öptü.Bu öpüş beni korkuttu.Çok fazla gergindi,dudakları dudaklarıma değdiği zaman çok güçlüydü,o bizim birbirimizden ayrılmak için zamanın çok geç olduğundan korkmuş gibiydi.''
***
Seattle gizemli , öldürücü bir tel tarafından harap edildiğinden ve kötü niyetli bir vampir onu araştırmaya devam ettiği'nden dolayı Bella kendini tehlikeyle çevrili buldu.Hepsinin ortasında aşık olduğu Edward ve Jacob'un arkadaşlığı arasında seçim yapmakla yüzyüze kalmıştır ki bu karar vampir ve kurtadam arasındaki eskimeyen mücadeleyi tutuşturmak için olasıdır.Mezuniyeti hızla yaklaşırken Bella birden fazla karara sahiptir: HAYAT ya da ÖLÜM. Fakat hangisi ?
Breaking Dawn
Bella ve Edward evlenirler ama balayları bellanın hamile olduğunu farketmesiyle yarıda kesilir.Bellanın hamileliği hızlı ilerlemektedir ve bu da onu gücsüz yapmaktadır. Bella nın hayatını kurtarmak için Edward ın fetüsün çıkarılması gerektiği ile ilgili ısrarına rağmen Bella gittikçe daha da çok sevdiği bebeğini yerinde tutmaya kararlıdır. Sonra , Bella kızları Renesmee'yi dünyaya getirip ölmek üzereyken Edward ona zehrini enjekte edip vampire dönüstürür. İsmi Irına olan bir vampir Renesmee'yi görür ve onun 'ölümsüz cocuk' olması hakkındaki yanlısları ve vampir kurallarını ihlal eden yasamını görür onu Volturi'ye haber verir.Cullen'lar cocuğun ölümsüz cocuklardan olmadığını doğrulamak icin tanıklar toplarlar. Ve Volturi'yi Renesmee'nin
Vampirlere ve onların sırlarına karsı tehlike olusmayacağına dair onları ikna ederler ama huzurları kacmıstır.
Midnight Sun
Bir vampir.. Bir insana aşık oldu.. Yapmaması gereken şeyler yaptı..
Bu defa Twilight kitabındaki yani ilk kitap Alacakaranlık'taki herşey Edward'ın ağzından anlatılıyor...
Onun için hayat..
Sandığınızdan daha zordu...
Midnight Sun | Geceyarısı Güneşi