Diyar diyar suikastçılık yaptığımız seride, bu sefer 18. yüzyıl korsanı olarak denizlere açılıyoruz!
Okumak için: https://www.chip.com.tr/haber/as ... inceleme_43763.html
İlk oyunundan beri büyük kitleleri peşine takmış olan mükemmel bir seridir Assassin's Creed. Başlangıçta kullanıcıya tanıttığı devasa şehir hissiyatı ve bu şehir içerisindeki gezinme duygusu ile birçoklarını heyecanlandırmış, piyasaya çıktığı gibi çok satanlar listesine adını yazdırmayı başarmıştı. Bir, iki, üç derken sonunda dördüncü oyuna kadar gelebilmeyi başardı seri. Her oyunuyla bizleri farklı bir zaman dilimine götürdü. Başlangıçta kutsal topraklarda, Kudüs'teydik. Akabinde Leonardo Da Vinci'nin en sağlam arkadaşlarından birisi olarak, İtalya topraklarında koşturduk. Sonra bir de baktık ki Connor olmuşuz, Kırmızı ceketlilere karşı savaşıyoruz. İşte bu tarihsel anlatı, dördüncü oyunda da devam ediyor ve bu sefer kendimizi bir korsan olarak buluyoruz. Yine de Tapınakçılarla olan diyaloglarımız hiçbir şekilde bitmiyor keza dördüncü oyunda da kendileri ile haşır neşir oluyoruz. Üçüncü oyuncu ile denizleri bize aşılamaya çalışan AC serisi, bu sefer harika şekilde oyuna yedirilmiş deniz savaşları ve adım adım çözülen senaryosu ile çıka geldi karşımıza. Bizler de aldık dümeni, "Yelkenler fora!" diye bağırdık!
- Daha ince bir senaryo örgüsüne merhaba deyin
- Denizler artık çok daha önemli
- Yine kocaman bir harita ve gezilecek bolca mekan
- Deniz mekaniklerinde yeni sayfa
- Bir korsan gibi dövüşmek, bir korsan gibi kaçmak
Tüm Konu: Assassins Creed 4: Black Flag - İNCELEME
Kaynak: www.chip.com.tr