Sizlere günlük hayatınızı değiştirebilecek bir fikir söyleyeceğim arkadaşlar, yalnız, zamansızlıktan yakınıyorsanız bu yazıdan uzak durun!!!...
bir internet başarı hikayesi ve değişen tercihler
Google'da arattığınızda 3.810.000 sonuç veren, tüm dünyada 106 ülkede 700.000'in üzerinde kullanıcısı olan, günün hemen her saatinde 40.000 civarında online kullanıcısı olan bir topluluk hayal edin internette.
Hergün yaklaşık 1 milyon giriş, 350 bini farklı kullanıcıdan. Kullanıcıların birbirlerine attığı mail sayısı günde 125 binden fazla.
Hattrick "The best online game in the world" dedikleri sanal bir oyundan başka bir şey değil bu. 1997'de İsveç'liler başlatmış.
İsveç'de aktif kullanıcı sayısı 38 bin kişi. Toplam nüfusa (9 milyon) oranlarsak her 237 kişiden (ve her 135 internet kullanıcısından) biri bu oyunu oynuyor.
Faroe Adalarında ise bu 685 kişi (küçümsemeyin; her 74 kişide bir, internet kullanıcıları arasında ise her 39 kişiden biri anlamına geliyor! İhracat'çılara duyurulur!).
İsviçre'de ise her 54 internet kullanıcından biri.
Bazı ülkelerde talep o kadar fazla ki bekleme listeleri oluşuyor (İspanya'da 45 bin kullanıcısı var, 12 bin kişi de kendilerine takım verilmesini bekliyor!)
Türkiye'de de ilgilenlerin sayısı artıyor. Bugün 10 bin hattrick'ci var, yaklaşık 7 milyon tahmin edilen internet kullanıcı sayısı içinde değerlendirmek gerek.
Sanal bir futbol yönetim oyunu bu. Size bir takım ve bütçe veriliyor, antreman programınızı belirleyip, oyuncu yetiştirip transfer yapıyor, stadyumunuzu büyütüp teknik kadroya psikologlar alıyorsunuz. Her hafta pazar günleri lig maçı, çarşamba'ları da kupa veya hazırlık maçı var. Her bir maçta rakibe göre ayrı taktikler. Sarı, kırmızı kartlar, sakatlıklar... Milli takımlar var (Türkiye 106 ülke arasında dünya 7.si oldu bu sezon). Tam bir strateji oyunu. Oynarken heyacanlanıyor, öğrenirken keyif alıyorsunuz. Internet'den inderebileceğiniz onlarca ücretsiz yardımcı programları var. Amaç ekonominizi iyi yönetmek ve şampiyon olup bir üst lige çıkabilmek. Hele bir de futbolu seviyorsanız tadına doyum olmuyor, bağımlılık yarattığını dahi söyleyenler var.
Kullanıcılar birbiriyle tanışıp ücretsiz mail'leşiyor. Hatta forumlarda konuşup toplananlar veya aralarında halı saha maçları yapanlar var (sanal değil !).
Ve tüm bunlar ücretsiz. (Dilerseniz bazı ufak, eğlenceli ilave özellikler ücretli). Üstelik hattrick'in kendi sitesinde tek bir reklam yok!
İş o kadar ilerlemiş ki, bu sanal maçlar için bahis siteleri bile kurulmuş (isteyene gerçek parayla!).
Internet gibi, cep telefonu, hatta radyo gibi artan iletişim imkanlarıyla, ilgi odağı benzer kişileri biraraya getiren imkanlar çığ gibi büyüyor. Pazarlamada Topluluk Yönetimi (Community Management) dediğimiz de bu değil mi zaten? Ben artık daha az televizyon seyrediyorum. Çok daha az.
Rating kandırmacılığının arkasına sığınarak televizyon ve basılı mecralarda yaratılan reklam kirliliği ve hızlı para uğruna adeta yok sayılan gerçek (samimi) izleyici tercihleri nerde?
Kendi ev bütçesini yönetirken gösterdiği hassasiyeti, şirketinde daha da titiz uygulama yetkinlik ve sorumluluğuna sahip yöneticiler?
Yapılan harcamalar ve karşılığında kazanılan iş sonuçlarının hesabını iş ortakları, müşterileri ve (borsaya açılıp) hisse sahiplerine verme zorunluluğunu hisseden reklamveren ve reklamcı patronlar?
Günün sonunda karar veren merci "müşteriler". Onların ilgi alanları sadece "Kurtlar Vadisi" ile sınırlı değil. Çatılara konan yapışma çanak antenler, duvarlarda biten ayakkabı cilaları. Nereye kadar?
Bizler bizi anlayan, ilgi odaklarımızı anlayıp suistimal etmeyen, bize birşey öğretirken eğlendiren markaları daha da çok seveceğiz. Bu kadar çok seçenek varken, tadına doyum olmayan yerlerde olacağız biz, eskisinden daha çok.