BT'nin değişen yüzüne, yatırım önceliklerine, profesyonel bir yönetim yapısı kurgulanmaya odaklanıldı. “Önceliğimiz; şirketin know-how üreten orta boy bir sistem entegratörüne dönüştürülmesi yönünde oldu” diyen Viva Bilgi Teknolojileri İş Geliştirme Direktörü Mehmet Göktaş; temel hedeflerini müşterilerle kalıcı işbirlikleri yapan, büyük projelerde görev alan, bunlarda sunduğu know-how ile yüksek kâr elde eden bir firma kimliğine kavuşmak olarak özetledi. Bu amaçla izlenebilecek yöntemler konusunda çalışmalar gerek kurumda İK gelişimini, dikey pazarlarda hangi ürün ve teknolojilere odaklanılacağını da ortaya koydu. “Müşterilerde küresel BT standartları, geleceğin BT’si gibi konuları içeren danışmanlık hizmetlerimiz belli bir sistematiğe bağlı. Kadro entegrasyonu süreçlerini belli bir noktaya getirdik ve ‘iş geliştirme’ odaklı çalışmalara başladık” diyen Mehmet Göktaş, üreticilerdeki kimliği ve partnerlik seviyesini de artırmaya yönelik arayışlara girdiklerini vurguladı. VMware, IBM ve EMC gibi önde gelen BT şirketleri ile çalışan ve yetkinlikte gelişim sergileyen şirket, bunlara yeni markaları da adım adım ekliyor. Mehmet Göktaş, süreci şöyle anlattı: “İlk etapta şirketin arka tarafındaki servis iş yükünü üstlenen, nitelikli bir kadroyla buluşulması vardı. Bu doğrultuda kurumsal seviyede çalışma yapabilen 4 arkadaşı bünyemize kattık. Bizi belli bir müşteri potansiyeline ulaştırabilecek satış kadrolarını edinmek için satış kadrosunda da 2 yeni arkadaşımızla çalışmaya başladık. Bundan sonraki dönemde de mevcut kadronun bu yeni ekiple entegre olması, mevcut kadronun yeni iş biçimine uyumu konusunda düzenli olarak iç eğitimler vermeye başladık. Satış temsilcilerinin, müşterileri ve bizim aramızda doğru köprü olmaları, olası fırsatları sezebilecek düzeyde sektörel dinamikleri bilmeleri bu eğitimlerde temel hedef.” Bu bakış açısı, Mehmet Göktaş’a göre, iş yapma kültüründe değişimi de gerektirdi. Yani daha önce müşteriden doğan ihtiyaçlara yanıt verirken, artık proaktif olarak müşteriyi ve ihtiyacını tespite odaklanan, bunu bir çözümle karşılayan yaklaşım hakim oldu, gerçek dönüşüm kendini tam da burada gösterdi. Göktaş, süreci ve hedeflerini şöyle anlattı:
Bu yapılanmanın hayata geçirilmesi ardından ne gibi çalışmalar öne çıktı?
Bu kadronun tam olarak entegre olması, yönetim anlayışının bu doğrultuda değişmesi ile ilgili çalışmalarımızı devam ettirdik ve EMC, VMware gibi bazı üreticilerdeki dikey uzmanlıklarımızı geliştirdik. BT'nin kalbi sistem entegratörlüğü ve çekirdek veri merkezinin olduğu bu bölümde faaliyet alanlarımız var. Danışmanlık, verimlilik gibi alanlarda da çalışabilir, bütünsel olarak veri merkezini de yeniden yapılandırabiliriz. Mühendis kimliğimiz ile müşterilerde ‘güvenilir danışman’ olarak durmayı başarıyor, ihtiyaca yönelik çözümden, müşteri yararından yana oluyoruz. Uzun soluklu ilişkileri tercih ettiğimiz için müşteride daha uzun süre kalabileceğimiz çalışmalara odaklanıyor, ‘satışçı’ bakış açısını geri planda tutuyoruz. Danışmanlık yaptığımız ve uçtan uca veri merkezini ya da süreçlerinin değişimini planladığımız büyük ölçekli müşterilerimiz var. İş yapma biçimimizin temelinde müşteriye kalıcı, trend analizi doğru yapılmış bir çözümü sunmak var. Bu hedef ekseninde doğru ölçeklendirmeler de bahsettiğim müşterilerin bizi tercih etmesini sağlıyor. Dikey pazar odaklanmaları kurumsal kültür değişimi çerçevesinde kadromuz da genişleyecek.
Öte yandan, örneğin VMware, sanallaştırma başlığında birçok başlıkta entegrasyonu içeriyor ve burası, müşteriye kendimizi daha kolay ifade edebildiğimiz bir alan. Bu başlıkta ‘end user computing’ ile ilgili ciddi projeler yaptık. Odaklandığımız bir başlık da ‘Mobile device management (MDM) ve bu odaklanma, VMware MDM çözümü AirWatch adına önemli oldu.
Gelecek yazılım tanımlı yapılarda diyebilir miyiz?
Evet, gelecek SDN’lerde. SDN’de üç önemli dönüşüm noktası var: Operasyonel modelin değişimi, servis verme biçiminin değişimi, uygulamanın sunulma biçiminin değiştirilmesi, yani veri güvenliği uygulama transformasyonu. Bunun sonucunda veri merkezini mobile taşıma evresinde istemcilerin erişim biçimleri ve bunların denetimleri, izlenmesi gibi konular MDM konuları. Türkiye’de 2016 ve 2017 yılında bu işin katlanarak büyüyeceğini görebiliyoruz. Çünkü büyük ISP’lerin çalışmaları birçok orta ölçekli şirketi içine aldı. Bunlar hizmet satın almaya başladılar ve operasyonel maliyetler de düşüyor.
Yani bulut bilişim yolu açıldı mı?
Kesinlikle. İç müşteriler artık bu sistemlere erişirken mobil araçlarla bunu yapacak ve entegrasyonla veri toplanıp analiz edilecek, mobil uygulamalarının önemi anlaşılacak. Bu dikey pazar Türkiye’de gelişecek. VMware’in bu konuda yurtiçi ve yurtdışı eğitimlerine katıldık. Yatırım yapacağımız alanları böylece daha net görebiliyoruz. Türkiye’de NSX uzmanlığını da ilk bitirmiş firmayız. Network sanallaştırma konusu da bu yönüyle bizim için önemli. Bu başlıkta POC ortamını ortaya koyabilmek bile bir güç ve kalite demek. Müşteri bizden network sanallaştırmayı istediği günün hemen ertesi, kendi cihazlarımızla müşteri ortamında uçtan uca POC’yi yapabiliyoruz. Bu yatırımı yapmak cesaret gerektiriyor, ama bundan ne beklediğiniz de önemli.
Siz neler bekliyorsunuz?
Yaptığımız yatırımlarla ve hedeflerimizle bu işin ciddi bir süre BT firmalarını taşıyacak zemin olduğunu görüyoruz. Odak noktası telekom sektörü bilişim güvenliği ve onların yeni teknolojilere uyumu hızlı gerçekleşiyor. Bu stratejiyi, büyük kurumlarda çalışabilecek bir firma olmanın yolu olarak seçtik. Ağ sanallaştırma farklı bir uzmanlık ve dikey pazarda bu başlıkta uzmanlaşarak telekom sektörüne yoğunlaşmayı tercih ettik. Sonuçta gelecek sanallaştırmada, yazılım tanımlı yapılar üzerinde, bu öngörülerimiz ekseninde kendimizi sürekli geliştiriyor, iş yapma biçimini bunun üstünde şekillendiriyoruz.