biri "hadi film izleyelim, dublaj var altyazı takip etme derdi de yok." dediğinde ıstakayla kovalardım. evet ıstaka, okey takımında bir ıstaka alır ardından ıslatır ve kovalardım. neyse;
özetle dublaj filmlerden iğrenirim ve en son ne zaman izledim hatırlamıyorum bile. almanya'da geçen gün benim hanımın bir arkadaşı sinemaya güzel bir türk filmi geldiğini söylemiş, davet etmiş. filmi araştırmış, konusunu filan beğenmiş. ödül falan almış, oscar'a aday vs. (bkz: mustang) benim dublaj rahatsızlığımı da bilir ki kendisi de sevmez, bunu da araştırmışlar.
neyse gittik filme. çok hoş bir sinema* konsepti yapmışlar feci tav oldum. küçük ama gayet makul bir sinema. 15 dakika reklam verip perdeyi kapattılar. meğer adetmiş böyle sinema kültürünün yaygın olduğu yerlerde: film için özel perde açılırmış.
açıldı perde, dublaj!
hiçbir filmi dublaj izlemeyen ben, bir türk filmini alman dublajlı izledim. bu denli hayal kırıklığını en son ne zaman yaşadım hatırlamıyorum. döndüm bizimkilere tek kelime etmedim. en köşede oturmuştum, koltuk rahat, bir buçuk saat uyudum.