erkeklerin - geneli değil tabi ki - o sığ dünyalarının kıyısında bir şekilde kulaç atmak durumunda kalmış her kadın ve bir kısım eril bünyenin, erkekler ile yaşadıkları farklı biçimlerdeki ve anlamlar yüklü temasları sonrasındaki yaşadıkları tecrübelerinden yola çıkarak dillendirip, tartışmaya açma gereği duydukları sorunsaldır.
misal ben bu yaşıma geldim, uçkurunun peşinden gitmeyen eril bünye görmedim daha. ya bende bir sorun var ve hep omuzlarından yukarıya kan gitmeyen eril bünyelerle kesişti yollarım ya da bunların topu böyle.
hani vardır ya mantık ile duygular arasında kalmak denir, o şeye. bir karar verecektir insan ve aklı hayır ama yüreği/duyguları evet der. ya da tam tersi. he işte erkekleri içinde bu çoğu kez böyledir.
erkekleri harekete geçiren iki bölge bardır. birisi belden yukarıda ötekisi aşağıda. burada asıl sorun şu. bu iki bölgeden hangisi daha baskındır ?
bilim bunu cevabını halen daha çözebilmiş değil. aslında karmaşık bir varlıkta değil erkek. bildiğin düz mantıkla hareket eden otsu/odunsu bir şey. düşündükçe hala şaşırıyorum bu gerçekleri.