mızmızlanmak.
erkek dediğin problemi çözmeli. çözemiyorsa yardım almalı. yine çözülemiyorsa adapte olmalı. mızmızlanmak hiç bir yararı olmayan bir şey.
kıskançlık göstermek.
kıskanacak kadar bir şeye kızdıysa erkek o kadını hayatından çıkarmalı. kıskançlık gösteren erkek alttan şu mesajı vermektedir "ben es kaza seni buldum, seni kaybedersem biterim, başkasını da kolay kolay bulamam çünkü eziğin tekiyim aslında, seni kaybetmemek için her şeyi kontrol altında tutmam gerekiyor". halbuki kendine güvenen erkek "bana saygı duymadın ve başka erkeklere ilgi mi gösterdin, yolun açık olsun, benimle birlikte olmak isteyen sürüyle kadın var" diye düşünür.
kararsızlık
ne yiyeceğine bile karar veremeyen erkekler var.
bu ne lan? sevgilisine sürekli "sen bilirsin" diyerek güya centilmenlik yapıyor ama aslında yaptığı şey sorumluluğu kadına yüklemek. bir de kadının seçtiği şey kötü çıkarsa mızmızlanan erkek en kötüsü.
erkek adam kadının tavsiyesini alır, fikrini sorar, iyi bir fikirse onu uygular, ama o şey kötü sonuçlanırsa kadını "seni dinledik böyle oldu" diyerek suçlamaz. nihai kararı kendisi vermeli, sorumluluğu kendisi almalıdır. erkek olmanın dezavantajlarından birisi başarıyı paylaşırken başarısızlık durumunda tüm sorumluluğu almasının beklenmesidir. kadından genç güzel ve feminen görünmesi beklentisi oldugu gibi erkekten beklenen de bu. "politically correct" çevreler bunu dile getirmez, ama hepimiz çirkin ve erkeksi kadınları görmezden gelirken mızmızlanan ve sorumluluk alamayan erkeklere de aynı hissiyatı duyuyoruz.