PATLAMIŞ MISIR
Deli hastanesindeki doktorlar bir gün
hastaları kontrol etmek için onların yanına gidrler
bütün hastalar bi çember oluşturmuş zıplıyolardır
doktor gidip birine sorar
-Siz niye zıplıyosunuz?
-Biz mısırız patlıyoruz
diye cvp alır
sonra bakar bitanesi çemberin ortasında oturuyodur
heralde akıllandı diye gidip sorar
-Neden burda oturuyosun?
-Çünkü ben tavaya yapıştım
SIRAYI ŞAŞIRMAK
Sırayı Şaşırmak
Zenginler kulübü özel bir yarışma düzenlemişti. Açık havada yapılacak olan bu yarışmanın etapları şu şekildeydi, ortada bir masa ve masanın üzerinde çok sert bir içki var, yarışmacı bu içkiyi bir dikişte içecek, ondan sonra koşarak karşıdaki mağaraya girecek, mağaranın içinde çok vahşi bir ayı var, bu ayının ensesine bir tokat vurup mağaranın diğer kapısından dışarı çıkacak ve dışarda bekleyen çok güzel bir kadınla sevişecekti. Bu etapları tamamlayabilen yarışmacı birinci olacaktı.
İlk olarak Alman yarışmacı tezahüratlar içinde masanın yanına geldi, seyircileri selamladıktan sonra içkiyi kafasına dikti. Fakat içki o kadar sertti ki Alman bunu içer içmez olduğu yere yığılıp kaldı.
İkinci olarak masanın başına Fransız geldi, o da seyircileri selamladıktan sonra kendinden gayet emin bir şekilde içkiyi kafasına dikip mağaraya doğru fırlamış fakat tam mağaranın ağzına geldiğinde içkinin tesiriyle sızıp kalmıştı. Onu da alıp götürdüler.
Son olarak Namı Kemal masanın yanına gelmişti. Diğer yarışmacılar iri yarı izbandut gibi adamlar olduğu halde, Namı Kemal ufak tefek, tok karnına 48 kg. gelen bir adamdı. Seyirciler epey gülüşmüşlerdi fakat bizimki gayet kendinden emin bir şekilde içkiyi kafasına dikip gözlerini 15-20 saniye kapalı tuttuktan sonra yıldırım gibi fırlayıp mağaradan içeri girmişti.
Biraz sonra içerden hırıltılar, gürültüler, bağrışmalar feryatlar gelmeye başlamıştı. Aradan 20 dakika geçti yarışmacı ortada yok, 30 dakika yok derken tam 45 dakika sonra diğer kapıdan kan-ter içinde çıkan yarışmacı, elinin tersiyle alnındaki teri silerek :
- Nerede ensesine vurulacak kadın ?
ALIŞ-VERİŞ
Bir vatandaş, Deri, yarım bot ve koyu kahverengi ayakkabı alıp kasaya
yanaşıyor...
Kasadaki bayan botları poşete koyarken, sayın Abimiz de soruyor;
"-43 YTL değil mi?..."
Kız, "Ne münasebet" der gibi bakıyor ve
"Bunlar orijinal deri...İndirimli fiyatı 180 YTL .."
Abi'mizin bitiş cümleleri, kızcağızın kopuş anına denk geliyor;
"-Olur mu hanımefendi, ayakkabının altında 'Size 43' yazıyor...
KAYBOLDUM
Adam karışının kedisinden o kadar nefret ediyormuş ki, ne yapıp yapıp ondan kurtulmanın yollarını düşünüyormuş.. sonunda bir sabah kediyi arabaya attığı gibi evlerinin 20 blok ötesinde bi sokağa götürmüş, onu orda bırakıp doğru ise gitmiş... aynı akşam isten eve gelmiş bi bakmış kedi evin bahçesinde karışıyla oynuyor, kadın neşe içinde "ayy bütün gün onu aradim" demis.. "ama akşamüstü bi baktım gelivermiş, evin yolunu nasıl da bulurmuş benim akıllı kedim"
Adam tabi çok bozulmuş ama belli etmemiş.. ertesi sabah yine kediyi
arabasına atmış, bu sefer evin 40 blok ötesinde bi sokağa götürüp bırakmış yine ieş gitmiş, akşam işten eve gelmiş bi de ne görsün kedi salonda yine karışıyla yerlerde yuvarlanıyor..Ertesi gün adam kediyi 60 blok öteye bırakmış, akşam gelmiş yine kedi evde..sonraki gün 70 blok öteye bırakmış, akşam kedi yine evde.. adam artık ertesi sabah kediyi arabaya koymuş, 90 blok öteye gitmiş.. ordan köprü yoluna girmiş, ilk çıkıştan sağa donmuş, ordan tekrar sağa donmuş, gitmiş gitmiş, bi 20 blok daha uzağa gitmiş, sola donmuş, biraz daha gitmiş, ve kediyi orda arabadan atmış..Saatler sonra evin telefonu çalmış, adam karışını arıyor:
"Hayatım, kedi orda mi?"
"Evet.. neden sordun?"
"sunu telefona bi çağırsana... KAYBOLDUM..!"