Bizim gazetenin giriş katında iki adet elektronik turnike var. Bizlere birer giriş kartı vermişler. O kartı turnikenin elektronik Gözüne tuttuğunuz zaman çark dönüyor, siz de içeri giriyorsunuz. Dışarı çıkarken de öyle. Kartı tutacaksın çarkın kilidi açılacak.
Kartınız yoksa gerilip üzerinden atlamak zorundasınız. Gazetenin gençleri bu kartları taşımanın ve kullanmanın yolunu bulmuş.
Genellikle kot pantolon giyiyorlar ya! Arka cebinde duruyor kartları. Geçmek icap ettiğinde zahmet edip kartı
çıkarmıyorlar.
Hafiften popolarını yan dönüp, cebi elektronik göze dayıyorlar. Şak, açılıyor.
Bugün gazeteye geldiğimde müracaatta bir hanim gördüm. Belli ki birinin ziyaretçisi. Ben de
Girişte Tevfik Yener'e rastlamışım.
Ayaküstü sohbet ediyoruz. Gözüm ziyaretçi hanima takildi.
Kadıncağız baktı ki kıçını makineye dayayan yolu açıp geçiyor.
Müracaattaki çocuklara danışmadan doğruca turnikeye gitti. Hafiften dönüp polosunu alete dayadı. İlk denemesi fayda etmedi. Turnike geçit vermiyor.
Kadın da azimli çıktı. Turnikeye bir kez daha arkasını dönüp, poposunu bu kez daha kuvvetli bastırdı.
Sonra dönüp yokladı. Yine açılmamış. Poposunun bir budundan beklediği randımanı alamayınca öbür buduna kuvvet verip, birde orasıyla bastırdı.
Iiihh! Aletin oralı olduğu yok. Müracaattakilere de sinema çıkmış. Kadını uyaracaklarına, poposuyla verdiği mücadeleyi seyrediyorlar.
Kadıncağız son olarak bir kez daha arkas.n. döndü. Bu kez dayamayerine tıklatma yöntemini seçip, kalçasıyla birkaç kez elektronik gözün üzerine Vurdu.
Sanki tavernada piste çıkmış da kalça tokuşturuyor. Sonunda çocuklardan biri yetişti. Turnikeyi ellerindeki yedek kartla açıp, kadıncağızı boşuna uğraşmaktan kurtardılar.
.
.
Bir gün arkadaşla öyle sersem yürüyoruz.
Bir anda yanımızdan son sürat bir minibüs geçti. Biz 'Freni patladı' filan
Demeye kalmadan, minibüs kafadan elektrik direğine bindirdi.
Hemen koştuk, yardım edelim diye. Minibüse ulaştığımızda manzara
suydu. Yolcuların kiminin kaşı açılmış, kiminin dudağı patlamış...
Dağılmış vaziyetteler yani. Ama bir tuhaflık var.
Çünkü o hallerine rağmen, gözlerinden yaslar gelecek şekilde gülüyorlar.
Biz ne yapacağımızı sasırdık. 'Ne oldu?' diye sorduk. Bir iki tanesi, Güçlükle 'So-för, so-för...' diyebiliyor ama yine gülmeye
Başlıyorlar. Bu sarsıcı manzaranın aslini öğrenebilmek için 2–3 dakika geçmesi gerekti. Meğer şoför, tükürürken minibüsten düşmüş. Hani, bizim şoförlereözgü, giderken kapıyı açıp dışarı tükürme hareketi vardır
ya.
Baba, dengeyi tutturamamış, tükürükle beraber, gümbürtü aşağı düşmüş. Minibüs de kontrolden çıkıp direğe bindirmiş...''