hastasından daha hastadır.
psikoloğun, terapiye aldığı kişilerle terapi ilişkisi harici en ufak bir ilişki kurmasının (ki buna telefonla görüşme, yemeğe çıkma gibi eylemler de dahildir) bütün süreci bozacağına dair gayet net bir görüş birliği mevcutken, böyle bir işe ne sebeple olursa olsun girişen bir psikoloğun, gözümde kadınların orasını burasını elleyen üfürükçü hocalardan hiçbir farkı yoktur. zihniyet aynı zihniyettir. sadece ismi psikolog olduğu için ve ortada terapiye gitmek gibi aşırı ciks bir eylemde bulunan bir insan evladı bulunduğu için gözünüze öyle çok tatliş, çok modern gelmemesi gerekir. bu, normalize edilebilecek en son şeylerden biridir.
düşünsene, sen bir borderline kadınsın. psikolog arayışına girmenin sebebi zaten temelde bu. ama sen bunu bilmiyorsun. birine güven duyuyor ve onunla terapiye başlıyorsun. ilişkilerin problemli olmuş, bunlar üzerine çalışılması gerekiyor, ortaya her şeyini döküyorsun. dökmek de zorundasın, terapi öyle bir şey çünkü evet. terapi aynı zamanda aktarım olarak adlandırdığımız bir durumu canlandıran bir şey. psikoloğun hakkında cinsel fanteziler geliştirmen, onu arzulaman, ona aşık olduğunu hissetmen, olumlu aktarım oluyor. psikolog bunu güzel yorumlarsa harika bir sürece girebilirsin. iyileşebilirsin. buraya kadar normal. ama psikoloğun da ister istemez sana karşı geliştirdiği bir şey olacak ki buna da karşı aktarım diyoruz. diyelim ki psikolog da seni arzuladığını fark etti, bak bu da normaldir. olabilir. ama insanlara psikolog denmesinin, o diplomanın bir sebebi varsa, psikolog dediğin de durup şu an tamamen sallıyorum ki "ben bu kadını arzular hale geldiysem demek ki bu kadında baştan çıkarıcı bir taraf var ve çevresindekilere de böyle yapıyor" diyebilmesi gerekir. bu bir yorumdur. doğru ya da yanlış. psikoloğun kendisine hissedilen ve bunun karşılığında hissettiği duygudan terapinin işine yarayacak bir şey çıkarabilmesi gerekir. ama sevgili psikolog karşı aktarımı yorumlamayı bırakın eyleme dökerek kadını çatır çatır götürüyorsa, o adama psikolog denmez, sana diploma veren okulu sikeyim denir.
bu arada hayır, beni psikolog sikmedi. ama bazı psikologları deli sikmiş olacak ki, kendilerini jigolo sanmaya başlamışlar. hayatımda hiç, bir meslek yasamızın olmasını şu anki kadar istemedim. biz de sanıyoruz ki meslek yasamız yok ama insanlar etik ilkelerine sahip çıkıyor. görünen o ki bazı kalitesizlerin tek sahip çıktığı sikinin güzel keyfiymiş. ne diyeyim, freud mezarında ters döner, allah da belanızı verir.
edit: yani insan sonuçta falan diyenlere ufacık bir diyeceğim var, kulak burun boğaz doktoruna görünürken "a diyin" dediği anda bi anda insanlığına yenik düşüp ağzınızdan öperse umarım onu da normal karşılarsınız. belki hayatınızın aşkı odur kimbilir. beyin yoksunu insanlar toplanmış "bu ne salak eleştiri" demiş. ulan bu eleştiri falan değil, bu meslekten attırma sebebidir.
psikolog ne, psikiyatrist ne, hasta ne, danışan kim, psikolog ilaç yazanı mı yazmayanı mı, o zaman o doktor mu, insan nedir, insanlık hali nedir falan gibi soruların cevabını veremeyen insanlara bir şey anlatmaya çalışmak çok zor gerçekten.