1.
Bir gün kekemenin birinin karnı feci acıkır ve bir lokantaya gider. Tam yarım saat garsonla cebelleştikten sonra yemeği ısmarlayıverir. Kekemenin garsondan bir isteği daha vardır:
-Tu.. tu.. tuu... tuuuz, tuz koyar mısın?
Garson tuzu çorbaya koyduğu sırada:
-Koy.. koy.. koyy. koy koy, koyma bee yeteer!!!
2.
Bir gün kekeme olan asker çavuşuyla eğitime dağa çıkarlar. Gereken bütün malzemeler toplanır ve dağa çıkılmak üzere yola düşülür. Yolun neredeyse yarısında kekeme:
-Ça.. ça.. çaa... ççaa...
-sus bee çıkınca söylersin ne söyliceksen!
Tam yukarı çıkarlar çavuş merak eder 'ne dicektin' diye sorar:
-Ça.. ça.. çaa... ççaa... , çadırı aşaada unuttuum
Çavuş deliye döner ama ne fayda düşerler yola inerler aşağıya yine yolun neredeyse yarısındadırlar kekeme:
-Şa.. şa.. şaa... şşaa...
-Yeter bi sus inince söylersin ne söyliceksen deli etme beni..! diye tersler kekemeyi.
Ve en sonunda aşağı inerler yüklerini indirirken çavuş sorar:
-Sahi ne diyecektin sen?
-Şa.. şa.. şaa... şşaa... , şaka yaptım komutanım