20. yüzyılın büyük fizik alimi Albert Einstein’ın (1879-1955) “Enerji (E) = kütle (m) x ışık hızının (c) karesi” formülü dahil, görecelik kuramlarının da değişebileceği belirtiliyor.
Dünya’nın ve Güneş Sistemi’nin de üyesi bulunduğu Samanyolu Gökadası’nın bir ucundan bir ucuna ışık, 1 yılda kat ettiği 9,5 trilyon kilometreyle 110 bin yılda gidiyor. Fizikçi Paul Davies, “Işık hızı sabiti ve elektron yükü sabiti değişecek olursa, gerçekten büyük soruna girmiş olacağız” dedi.
Işık hızı gerçekten sabit değilse, modern fizikte, termodinamiğin “en dokunulmaz” sayılan yasalarında değişiklik olabileceği belirtiliyor. Fizikçiler, bir yıl önce doğanın temel kanunlarının, evren yaşlandıkça değişebileceğini öne sürmüştü.
Avustralyalı, Amerikalı ve İngiliz araştırmacıların, doğanın kanunlarının değişebileceğine ilişkin buluşunun evrende başka boyutlar olabileceği gibi, yeni teorileri de destekleyebileceği belirtiliyordu.
Bilim adamlarının buluşlarının, Hawaii’deki Keck teleskopuyla 14 milyar ışık yılı uzaklıkta bulunan bir kuasardan gelen ve kozmik gaz bulutu içinden geçen ışıkla ilgili gözleme dayandığı kaydedilmişti.
Gaz bulutu içinde var olan ve kuasarın ışığını emmiş magnezyum, çinko ve hidrojen gibi elementlerin tayfını alan araştırmacılar, daha sonra bu tayfı Dünya’da yaratılan diğer tayf modeliyle karşılaştırdılar ve açıklanamayacak küçük farklılıklar buldular. Bu farklılıklarla ışık hızının Dünya’ya ulaştığı zamanda değişmiş olabileceği öne sürüldü.
ve son olarak avustralyada bir üniversit tarafından yapılan açıklamada ışk hızının sn 300bin km olarak deişmez bir hız olmadığını ve gittikçe yavaşladığını öne sürdüler
yani senin şu arabanı bir kaç yüz yıl sonra yavaş yavaş giderken rahaça görebiliriz ee ozmn yorum yaparız...