bu konuyla ilgili şahsımca yapılan saha çalışmamın sonucunu siz meraklı sözlük yazarlarıyla paylaşmak isterim. işte moda sahilinde bir kekoyla yaptığım röportaj:
ben: merhaba
keko: aleykum selam!
ben: selam aleykun(?) eee ben bir araştırma yapıyorum da... bana yardımcı olabilir misiniz keko bey?
keko: ne arastırması lan!
ben: sizi esenyurttan buraya getiren nedir? neden semti terk ettiniz? bir durum mu var acaba dünyamızda. biliyorsunuz ki kuresel ısınmayla da başımız dertte. önce kuşlar göç yollarını değiştirmeye başladı, sonra ayılar kış uykularından erken kalktı ve derken kekolar olur olmadık yerlerde karşımıza çıkıyor. ve biz bronz türkler korkuyoruz açıkçası.
keko: lan siktir git amk çocuğu. ne biçim konuşuyon lan sen değişik!
ben: ama keko bey, merak ediyoruz. lütfen söyleyin, nolur.
keko: peki öyleyse, otur bakalım şu banka. ama anlatacaklarımı iyi belle delikanlı. çünkü bu oldukça hayati bir konudur. senin de belirttiğin gibi bizler semtlerimize aşık insanlarız. eyvallah. ama uzun zamandır yaşam alanlarımız zenginler tarafından semtsel dönüşüm -biz buna böyle diyoruz. kentsel dönüşüm demeyiz. zira biz semtimiz için kentimizi yakarız. öyle delikanlılarız.- adı altında gasp edilmekte. mesela ben sarıgölde doğdum, balatta büyüdüm ve en son tarlabaşından esenyurta göç ettim. marx okumuşlarımız gazi mahallesi ve okmeydanına göç ederken, liberal kekolar dediğimiz, yani senin gibi amcıkları bıçaklayan, gasp edenlerimiz de daha yeni gelişen semtlere doğru ilerlediler.
ben: çok özür dileyerek araya giriyorum keko bey. öyleyse neden orada değil de moda gibi bir yerdesiniz diye sormuştum ben aslınd..
keko: sus be. açıklıyoz işte. amk vurcam simdi seni he.
ben: tamam sustum. buyrunuz.
keko: bundan yaklaşık 8 ay önce 1. istanbul kekoları olağan kongresini gerçekleştirdik ve orada bir durum değerlendirmesi yaptık. durumumuz kritikti. kekolar olarak asimilasyona maruz kalıyorduk. delikanlılığımızı kimse bozamazdı, eyvallah. ama yine de bizler semt sevdasıyla yaşayabilen insanlar olarak bu göçlerden bıkmıstık. tam bir semti benimsiyorken orası kentsel dönüsüme uğruyordu. ve bizlere yol gözüküyor tabii haliyle. yaptığımız değerlendirmeye göre bizden iki kuşak sonraki kekolar yunanistana geçmek durumunda kalacaktı. zira adım adım oraya doğru göç ettiriliyoruz. biz de bir fikir geliştirdik. kekolar olarak daha önce hiç uğramamış olduğumuz yerleri belirleyecek ve bundan sonra oralara gidecektik. yani sizin yaptığınızın tersini yaparak sizleri kaçırtacak ve kendimize yer açacaktık. bu fikri kongrede oylayıp kabul ettikten sonra işe koyulduk. ben modadan sorumlu kekoyum. bir kardişimiz cihangir kekosu -adı yüksel, çok saglam cocuktur- mesela. ve gelecek planlarımızda karaköyde açılan o entel lavukların takıldığı kafelerin olduğu bölge var mesela. biraz daha dolup taşsın da bi. oraya da el atacağız. bakalım, nasip.
ben: cevaplarınız için teşekkürler keko bey.
keko: 1 liran var mı?