Kafeleri hep sevdim. İyi bir hikayenin başlayıp bitebileceği en iyi yerlerdir bence kafeler. Filmlerde en sevdiğim sahneler arasında gelir kafe sahneleri. Hele Avrupa'da geçen bir film ise kafeler başrol'den daha önplandadır.
Ama her kafe aynı değil tabi. Bahsettiğim pastel renklerle bezeli, "modern" dekore edilmiş olanlar değil. Küçük olacak kafe dediğin, öyle ki masalar birbirine yakın durmak zorunda kalacak hatta kimisi içeri sığmayıp taş sokağa taşacak. İçeride eski biblolar olacak, masalar cam kenarında durup sokaktan geçenlere bakacak, sokaktan geçenler de sana.
Kafe yaşamının bir parçası olacak, insanları aynı mekanı paylaşıp birbirine yabancı kalmayacak. Girdiğinde tanıyacaksın içeridekileri, onlar da seni. Selam vereceksin onlara, onlar da sana. "Her zamankinden mi?" diye soracak, "Evet" diyeceksin her zamanki masana otururarak.
Kahve... Kahve hep bir içecekten çok fazlası olmuştur. En güzel anlarımıza eşlik eder. Sevginin kademelerinin simgesidir. "Kız isterken" ortak bir payda olur iki yabancı aile arasında, dostlar ile muhabbette iken dostlardan bir dost olur, kırk yıl hatrı kalır.
Kahve başlı başına bir kültürdür ki, her kültürün bir parçasıdır. Yapılışından içilişine törene benzer. Hazır kahvelerin sevmediğim yanı da bu. Kahvenin büyüsünü kırıyor. Ne o öyle kocaman kupada! Yarıya gelmeden soğumaya başlıyor. Fincanda içeceksin kardeşim kahveyi. Porselen olacak. O ince kulbundan iki parmağınla kavrayacaksın. Kokusunu içine çekerken küçük bir yudum alacaksın. Sonra yerine bırakacaksın fincanı. Fincanın tabağına değince çıkardığı ince sesi duyacaksın!
Çikolata ya da Çukulata. Kahveyle kardeştir o da. Aynı işleve sahiptir. Tatlı konuşmak için gerekli olan şeydir çukulata. Her çocuğun, her büyümüş çocuğun ve de Her çocukluğunu unutmuş büyüğün -farkında olmasa da- mutluluk kaynağıdır.
Yağmur deyince aklıma sesi gelir hep. Yormayan bir müzik gibi. Nağmelerinde huzur ve hüzün birlikte yer alır. Tıpkı aşk gibi... Onu seversin ama uzak durmayı tercih edersin çünkü sevgisi acıtır. Islatır ve hasta eder. Ama sen, onu yine de seversin.
Aşk ise... Aşk ise güzel bir hikayedir güzel bir kafede başlayan. Kahve ile kolaylaşan... Çikolata ile tatlanan... Yağmur ile ıslanan...
----------
Chip TV'ye o nestle çikolata reklamını koyan güzel insan. Yapma böyle gözünü seveyim. Yaralı kalbim kaldırmıyor artık bunları. Adam "Her gün kalbimi eritiyor" dedi, benim kalbimin ritimleri bozuldu. Ölümüme sebebim olursun bir dahakine.
Bak bugün sınavım vardı, dün çalışamadım. Çalışmayı bırak uyuyamadım da. Sınav'a dakikalar kalmış, herkes notlarla haşır neşir iken benim aklımda dünden beridir aynı başlık dolanıyordu: "Kafe... Kahve... Çikolata... Yağmur... ve... Aşk!"
Yazayım da bari dedim atayım şunu en azından kafamdan, nasıl olsa imkanı yok çıkmaya kalbimden. Susturayım zihnimdeki ve kalbimdeki fırtınayı da kurtaralım bari yarın ki sınavı.
Lütfen :)