Kıvrak Zeka..!

bwhiteb
13-04-2009, 20:43   |  #1  
OP Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 1
1,354 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Eki 2008

Bir filozofa sormuşlar: Şansa inanır mısınız?
Filozof: Evet, yoksa sevmediğim insanların başarısını neyle açıklardım.

Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı padişahı gibi sefere çıkacağı yerleri gizli tutarmış. Bir sefer hazırlığında, vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca, Yavuz ona:
- Sen sır saklamayı bilir misin? diye sormuş. Vezir:
- Evet hünkarım, bilirim dediğinde, Yavuz cevabı yapıştırmış:
- Bende bilirim.

Fransa hükümet ricalinden biri Napolyon'un bir muharebede tenkide kalkışıp parmağını harita üzerinde gezdirerek:
- Önce şurasını almalıydınız, sonra buradan geçerek ötesini zapdetmeliydiniz, gibi fikirler belirtmeye başlayınca, Napolyon:
- Evet, demiş. Onlar parmakla alınabilseydi dediğin gibi yapardım.

Dünya nimetlerine ehemmiyet vermeyen yaşayış ve felsefesiyle ünlü filozof Diyojen, bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka hiçbir şeyi olmayan kibirli bir adamla karşılaşır. İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek mümkün değildir... Mağrur zengin, hor gördüğü filozofa: "Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem" der. Diyojen, kenara çekilerek gayet sakin şu karşılığı verir:
- Ben çekilirim!!

MBTGROUP
13-04-2009, 20:55   |  #2  
Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 2
2,727 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Ağu 2008

Cevaplar güzelmiş.

Kapalı Hesap (79876)
13-04-2009, 21:38   |  #3  
Kapalı Hesap
Teşekkür Sayısı: 0
1,252 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Tem 2008

İngiliz garson, Türk müşteriye:
-Çanakkalede çok askerimizi öldürdüğünüz için sizleri pek sevmeyiz deyince, bizimkinden gayet soğukkanlı bir şekilde şu cevabı almış:
-Orada ne işiniz vardı?


Hâkim, kaza yaparak birkaç kişinin ölümüne yol açan bir şoförün ehliyetini iptal edince, şoför:
-Aman hakim bey, diye sızlanmış. Benim yaşayabilmem, şoförlük yapmama bağlı.
Hâkim cevap vermiş:
-Başkalarının yaşaması da sizin şoförlük yapmamanıza bağlı.


Fatih Sultan Mehmet, adamları ile gezerken, yanına sokulan dilenciye bir altın vermiş. Dilenci parayı alınca:
-Aman Sultanım, demiş. Koskoca bir padişah, kardeşine bu kadar para verir mi?
Fatih Sultan Mehmet, nereden kardeş olduğunu sorunca, dilenci:
-İkimiz de Hazreti Ademin çocukları değil miyiz? demiş. Elbette kardeşiz.
Sultan Fatih:
-Bu keşfini sakın başkasına söyleme, diye gülümsemiş. Diğer kardeşlerimiz de pay isterse, sana zırnık bile düşmez.


Mevlana Hazretleri, talebelerinin biriyle yürürken, yol kenarında birkaç köpeğin sarmaş dolaş uyuduklarını görürler.
Yanındaki talebesi:
-Güzel bir kardeşlik örneği, der. Keşke insanlar da bundan ibret alsa.
Mevlana, tebessüm ederek karşılık verir:
-Aralarına bir kemik atıver de, gör kardeşliklerini.

Bunlar da benden

Son Düzenleme: Kapalı Hesap (91051) ~ 13 Nisan 2009 21:48
icemanphoenix
13-04-2009, 21:46   |  #4  
Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 0
308 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Kas 2008
JeWoR
İngiliz garson, Türk müşteriye:
-Çanakkalede çok askerimizi öldürdüğünüz için sizleri pek sevmeyiz deyince, bizimkinden gayet soğukkanlı bir şekilde şu cevabı almış:
-Orada ne işiniz vardı?
BeğendimAlkış Alkış bundan iyi cevap olamazdı sanırım

Fattur
13-04-2009, 22:00   |  #5  
Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 1
5,768 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Tem 2008

İngiliz garson, Türk müşteriye:
-Çanakkalede çok askerimizi öldürdüğünüz için sizleri pek sevmeyiz deyince, bizimkinden gayet soğukkanlı bir şekilde şu cevabı almış:
-Orada ne işiniz vardı?


Evet bu güzelmiş gerçekten...

ibrahim19
13-04-2009, 22:14   |  #6  
Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 0
635 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Kas 2008

Garson cevabı almış acaba su içebildimi çünkü o laf adamaya koyar öldürür

Ahmet Ertuğrul
13-04-2009, 22:19   |  #7  
Ahmet Ertuğrul avatarı
Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 0
3,651 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Mar 2009

Reformcu Padişah III. Selim, 1789’da tahta çıktıktan sonra, “dışarıda esen rüzgârlar” hakkında kendisini aydınlatması için, -o zamanlar “reisülküttap” denilen- Dışişleri Bakanı Atıf Efendi’den bir muhtıra ister. Büyük Fransız Devrimi’nin üstünden birkaç yıl geçmiştir henüz. Atıf Efendi’nin hazırlayıp padişaha sunduğu -ve metni bugün de elimizde bulunan- ünlü muhtırasında -özetle- şunları söyler:

“Burada Voltaire, Rousseau adlı zındıklar(allahsızlar) ve onlardan beter ukalalar, peygamberlere sövmek, büyükleri zem etmek(aleyhte konuşmak, ayıbını yüzüne vurmak), bütün dinleri kaldırmak, cumhuriyet ve eşitliği ima etmekten ibaret birtakım kışkırtıcı düşünceler yaymışlardır. Aslında fitne ve fesattan başka bir şey olmayan bu düşünceler -frengi hastalığı gibi- halkın beyinlerine işlemiştir. İşin garip yanı, halk da rağbet etmektedir bu tür düşüncelere. İşte, bunların etkisinde kalanlar, birkaç yıl önce, bir fitne ve fesat ateşi tutuşturup çevreye yaymışlar, Allah korkusunu kaldırıp ar ve namusu mahvetmişler, Fransa halkını vahşi hayvan kıyafetine sokmaya çalışmışlar, bununla da yetinmeyip -her yerde kafadarlar sağlayarak- İnsan Hakları dedikleri isyan bildirilerini yabancı dillere de çevirtip, milletleri hükümdarları aleyhine kışkırtmışlardır.”(*)

(*) Cevdet Paşa Tarihinden Seçmeler (hazırlayanlar: Sadi Irmak, B. K. Çağlar), Cilt 1, İstanbul, 1973, s. 464 – 466

Fattur
13-04-2009, 22:42   |  #8  
Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 1
5,768 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Tem 2008
ahmeyt05
Reformcu Padişah III. Selim, 1789’da tahta çıktıktan sonra, “dışarıda esen rüzgârlar” hakkında kendisini aydınlatması için, -o zamanlar “reisülküttap” denilen- Dışişleri Bakanı Atıf Efendi’den bir muhtıra ister. Büyük Fransız Devrimi’nin üstünden birkaç yıl geçmiştir henüz. Atıf Efendi’nin hazırlayıp padişaha sunduğu -ve metni bugün de elimizde bulunan- ünlü muhtırasında -özetle- şunları söyler:

“Burada Voltaire, Rousseau adlı zındıklar(allahsızlar) ve onlardan beter ukalalar, peygamberlere sövmek, büyükleri zem etmek(aleyhte konuşmak, ayıbını yüzüne vurmak), bütün dinleri kaldırmak, cumhuriyet ve eşitliği ima etmekten ibaret birtakım kışkırtıcı düşünceler yaymışlardır. Aslında fitne ve fesattan başka bir şey olmayan bu düşünceler -frengi hastalığı gibi- halkın beyinlerine işlemiştir. İşin garip yanı, halk da rağbet etmektedir bu tür düşüncelere. İşte, bunların etkisinde kalanlar, birkaç yıl önce, bir fitne ve fesat ateşi tutuşturup çevreye yaymışlar, Allah korkusunu kaldırıp ar ve namusu mahvetmişler, Fransa halkını vahşi hayvan kıyafetine sokmaya çalışmışlar, bununla da yetinmeyip -her yerde kafadarlar sağlayarak- İnsan Hakları dedikleri isyan bildirilerini yabancı dillere de çevirtip, milletleri hükümdarları aleyhine kışkırtmışlardır.”(*)

(*) Cevdet Paşa Tarihinden Seçmeler (hazırlayanlar: Sadi Irmak, B. K. Çağlar), Cilt 1, İstanbul, 1973, s. 464 –

Düşündürücü..

Ahmet Ertuğrul
13-04-2009, 22:45   |  #9  
Ahmet Ertuğrul avatarı
Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 0
3,651 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Mar 2009

Gerçi başlık da kıvrak zekaymış ama konuyu okuduktan sonra sanki ilginç anekdotların paylaşıldığı gibi bir kanıya kapılmışım. Bu olsa olsa ancak örümcek zeka olur.(örümcek beyinli mi, örümcek kafalı mı, neydi o söz :D)

Ahmet Ertuğrul
13-04-2009, 22:50   |  #10  
Ahmet Ertuğrul avatarı
Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 0
3,651 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Mar 2009

Atatürk'ün Dolmabahçe Sarayı'nda yabancı protokole verdiği bir yemekte, garson gelirken tepsiyi elinden düşürmüş. Atatürk de "Ben bu millete her şeyi öğrettim, bir tek uşaklığı öğretemedim" demiş.

Son Düzenleme: Ahmet Ertuğrul ~ 14 Nisan 2009 11:13
murderer09
13-04-2009, 22:51   |  #11  
Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 0
452 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Mar 2009
ahmeyt05
Reformcu Padişah III. Selim, 1789’da tahta çıktıktan sonra, “dışarıda esen rüzgârlar” hakkında kendisini aydınlatması için, -o zamanlar “reisülküttap” denilen- Dışişleri Bakanı Atıf Efendi’den bir muhtıra ister. Büyük Fransız Devrimi’nin üstünden birkaç yıl geçmiştir henüz. Atıf Efendi’nin hazırlayıp padişaha sunduğu -ve metni bugün de elimizde bulunan- ünlü muhtırasında -özetle- şunları söyler:

“Burada Voltaire, Rousseau adlı zındıklar(allahsızlar) ve onlardan beter ukalalar, peygamberlere sövmek, büyükleri zem etmek(aleyhte konuşmak, ayıbını yüzüne vurmak), bütün dinleri kaldırmak, cumhuriyet ve eşitliği ima etmekten ibaret birtakım kışkırtıcı düşünceler yaymışlardır. Aslında fitne ve fesattan başka bir şey olmayan bu düşünceler -frengi hastalığı gibi- halkın beyinlerine işlemiştir. İşin garip yanı, halk da rağbet etmektedir bu tür düşüncelere. İşte, bunların etkisinde kalanlar, birkaç yıl önce, bir fitne ve fesat ateşi tutuşturup çevreye yaymışlar, Allah korkusunu kaldırıp ar ve namusu mahvetmişler, Fransa halkını vahşi hayvan kıyafetine sokmaya çalışmışlar, bununla da yetinmeyip -her yerde kafadarlar sağlayarak- İnsan Hakları dedikleri isyan bildirilerini yabancı dillere de çevirtip, milletleri hükümdarları aleyhine kışkırtmışlardır.”(*)

(*) Cevdet Paşa Tarihinden Seçmeler (hazırlayanlar: Sadi Irmak, B. K. Çağlar), Cilt 1, İstanbul, 1973, s. 464 –

Fattur
Düşündürücü..
Düşündürücü değil GERÇEK

Cumhuriyet, demokrasi gelişmiş ülkelerin az gelişmiş ve gelişmemiş ülkeleri kontrolleri altına almak için uydurulmuş      düzmece yönetim biçimidir.
Osmanlı cumhuriyetle yönetilseydi 700 yıllık bi hükümdarlık kurabilirmiydi.

Ahmet Ertuğrul
13-04-2009, 22:54   |  #12  
Ahmet Ertuğrul avatarı
Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 0
3,651 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Mar 2009

Ya tabi öyle.. En iyisi konunun başlığını da değiştirelim. "Örümcek kafalı" yapalım. Zaten gelişmiş ülkelerde de Cumhuriyet ve Demokrasi kavramları yok. Onlar çok gizli, bilinmeyen şekillerde yönetiliyorlar.

uGuR.uK
13-04-2009, 23:47   |  #13  
Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 1
8,316 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Haz 2007
JeWoR
İngiliz garson, Türk müşteriye:
-Çanakkalede çok askerimizi öldürdüğünüz için sizleri pek sevmeyiz deyince, bizimkinden gayet soğukkanlı bir şekilde şu cevabı almış:
-Orada ne işiniz vardı?


...
o değiştirilmiş şekli, aslı şudur ki Atamız tarafından söylenmiştir:
Cumhuriyet'in ilânından sonra istanbul'da bir resepsiyon verilir. tüm dünya ülkelerinin elçileri ve ateşeleri de davet edilir. davet güzel bir şekilde devam etmektedir fakat ingiliz ateşesi olan binbaşının bakışları mustafa kemal'in gözünden kaçmaz. bütün davet boyunca kendisine dik dik bakmıştır ve bakmaya devam etmektedir. ne olduğunu öğrenmek için yaverini gönderir. yaver mustafa kemal'e şöyle der:

- paşam kendisine neden ters bir tavır takındığını sordum, o da bana mustafa kemal'in çanakkale'de babasını öldürdüğünü söyledi.
bunun üzerine mustafa kemal şöyle der:
- git sor bakalım babasının çanakkale'de ne işi varmış?


bikaçtanede benden olsun bakim:

zamanında Cumhuriyet ilanı sonrası uluslararası davetlilerle dolu pera palas'ın balo salonunda yugoslavya kralı ve Atatürk arasındaki muhabbet:
yugoslavya kralı: ...ve işte mirim sizin bu zaferden önce ingilizler, yunanlar, fransızlar hep gelip bize yalvardılar sizde Türklere karşı savaşa girin diye... ama biiiizzzz... girmedik.

Atatürk : (yerinden kalkar.. kralın yanına kadar gider.. elini sıkar ve gözlerinin içine baka baka...) "verilmiş sadakanız varmış, geçmiş olsun ekselansları" der.
_______________________________________

turkiye'de sun microsystems'in urunlerine servis destegi veren birkac sirket vardir. bunlardan en ba$at olanlari kocsistem ve gantek'tir. sun microsystems'in kendisinin bile pazardaki payi cok dusuktur.

muhtemelen, servis gelirlerinin belirli bir boyuta ulastigini goren ve artik paylasmak istemeyen sun microsystems, en buyuk pastayi alan kocsistem'in servis destegi vermesi icin gereken lisansini yenilemez. tutar bu lisansi konu ile zerre alakasi olmayan bilkom'a verir.

koc holding ertesi gun bilkom'u satin alir.
_______________________________________

napolyon'un esir aldığı bir general ona bağırır:
-siz para için savaşıyorsunuz biz ise şerefimiz için savaşıyoruz!!

napolyon cevaplar:
-doğru, herkes kendisinde olmayan şeyler için savaşır...
_______________________________________

2003 senesi istanbul universitesi hukuk fakultesinde ilk ders:
- bölüm dekanı: "bu okula girdiniz ve cikacaksiniz, ciktiginizda avukat, noter, kaymakam, savci, hakim veya hukuk danismani olabilirsiniz. hicbisey olamazsaniz milletvekili olursunuz."
_______________________________________

Atatürk yurt gezisi yapmaktadır. o sırada bir kadın yaklaşır.
kadın: ben şuraya başvurdum, şunun akrabasıyım dedim yine de oğlumu işe almadılar, der.
Atatürk: güzel o zaman cumhuriyet işlemeye başlamış...
(şimdiki duruma hala Cumhuriyet diyebilir miyiz acaba???)
_______________________________________

30-40 sene kadar once, orhan boran stand-up show yapmaktadir. tam ortasinda bir seyirci protokolden kalkar saga sola carpa carpa gurultuyle kapiya yonelir.
orhan abi sorar:
O: tuvaleti mi ariyordunuz beyefendi?
- evet...
O: kapidan cikin, sagdaki ilk kapida "gentlemen" yaziyor. aldirmayin, girin.
_______________________________________
buda güzeldir ayrıca;

_______________________________________

daha biton şey vardıda doldurmiyim, hepsi gerçektir ayrıca. daha fazlası için bizim oteldeki Zeki abi ve...:


Gülümseme

Kapalı Hesap (79876)
14-04-2009, 00:42   |  #14  
Kapalı Hesap
Teşekkür Sayısı: 0
1,252 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Tem 2008
ahmeyt05
Gerçi başlık da kıvrak zekaymış ama konuyu okuduktan sonra sanki ilginç anekdotların paylaşıldığı gibi bir kanıya kapılmışım. Bu olsa olsa ancak örümcek zeka olur.(örümcek beyinli mi, örümcek kafalı mı, neydi o söz :D)
Konunun başlığı "Hazır cevaplar" olsa da arkadaşı rencide etmesen.

Örümcek beyin:"aşırı bağnaz/yobaz kimselere verilen sıfat,gerici kimse..." bence bunu demek istememişsindir.

Banned
14-04-2009, 01:17   |  #15  
Banlandı
Teşekkür Sayısı: 0
232 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Mar 2009
JeWoR
Mevlana Hazretleri, talebelerinin biriyle yürürken, yol kenarında birkaç köpeğin sarmaş dolaş uyuduklarını görürler.
Yanındaki talebesi:
-Güzel bir kardeşlik örneği, der. Keşke insanlar da bundan ibret alsa.
Mevlana, tebessüm ederek karşılık verir:
-Aralarına bir kemik atıver de, gör kardeşliklerini.

Bunlar da

bir grup köpek ile bir grup insan arasına ufak bir miktar para atsaymış daha iyi anlaşılırmış hangilerinin dost olduğu

Ahmet Ertuğrul
14-04-2009, 10:00   |  #16  
Ahmet Ertuğrul avatarı
Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 0
3,651 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Mar 2009
JeWoR
Konunun başlığı "Hazır cevaplar" olsa da arkadaşı rencide etmesen.

Örümcek beyin:"aşırı bağnaz/yobaz kimselere verilen sıfat,gerici kimse..." bence bunu demek istememişsindir.

Beni yanlış anladın.Masum Ben örümcek beyinli diye bu konudaki ilk mesajımda yazdığım Yavuz Sultan Selim'in Dışişleri Bakanı'na diyordum. Örümcek beyinli söz öbeğinin anlamını da biliyorum zaten.

Konudaki 4. mesajım da(2.sf'nın başındaki mesaj)üstteki kişiye tepkimdi. Konuyu açanla bir alıp veremediğim yok yani. Göz kırpma

Son Düzenleme: Ahmet Ertuğrul ~ 14 Nisan 2009 10:05
cbilgen13
14-04-2009, 11:08   |  #17  
cbilgen13 avatarı
Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 1
1,442 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: May 2007
ahmeyt05
Atatürk'ün Dolmabahçe Sarayı'nda yabancı protokole verdiği bir yemekte, garson gelirken tepsiyi elinden düşürmüş. Atatürk de "Ben bu millete her şeyi öğrettim, bir tek yabancılara hizmet etmeyi öğretemedim" demiş.
bir düzeltme yapmak istiyorum..konuda "bir tek yabancılara hizmet etmeyi öğretemedim" diye geçen söz... "ben bu millete bir uşaklığı öğretemedim" diye geçmektedir..zira UŞAK kelimesinin altında yatan mecaz anlam çok daha derindir..

Ahmet Ertuğrul
14-04-2009, 11:11   |  #18  
Ahmet Ertuğrul avatarı
Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 0
3,651 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Mar 2009

evet doğru tam hatırlayamamıştım, düzeltme için teşekkürler, düzelteyim onu.

southbridge
14-04-2009, 11:20   |  #19  
Yeni Üye
Teşekkür Sayısı: 0
23 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Nis 2009

Tarihten anekdotlar bir yana, bugünün değerleri ile geçmişi eleştirmenin bir anlamı olmadığına inanıyorum. Tam tersine geçmişten ders alıp geleceğin eleştirilmesi gerekiyor ki aklımıza kazınmış bir slogandır. Bununla beraber insanları etiketlemenin de anlamsız tartışamlara sebep olacağı açık.

Kapalı Hesap (79876)
14-04-2009, 11:36   |  #20  
Kapalı Hesap
Teşekkür Sayısı: 0
1,252 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Tem 2008
ahmeyt05
Beni yanlış anladın.Masum Ben örümcek beyinli diye bu konudaki ilk mesajımda yazdığım Yavuz Sultan Selim'in Dışişleri Bakanı'na diyordum. Örümcek beyinli söz öbeğinin anlamını da biliyorum zaten.
Konudaki 4. mesajım da(2.sf'nın başındaki mesaj)üstteki kişiye tepkimdi. Konuyu açanla bir alıp veremediğim yok yani. Göz kırpma
Tamam kardeş MasumUtanma

bwhiteb
14-04-2009, 19:59   |  #21  
OP Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 1
1,354 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Eki 2008

konu nerelere gitmiş yapmayın arkadaşlar.gereksiz tartışmalara girmeye gerek yok.herkesin fikrini söylemeye hakkı var ama elbette ki belli bir uslüp çerçevesinde.

                          

iyi akşamlar

hkcmd
14-04-2009, 20:03   |  #22  
Üye
Teşekkür Sayısı: 0
62 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Şub 2009

hmmm bence gerçekten akilii adamlarmiş

_-KeePeR-_
15-04-2009, 12:24   |  #23  
Taze Üye
Teşekkür Sayısı: 0
14 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Nis 2009

ty