Limon Yetiştiriçiliği

viking20
03-03-2012, 01:58   |  #1  
viking20 avatarı
OP Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 141
7,681 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: May 2006


Limon - Limon Nedir - Limon Yetiştiriciliği
Geliştirilen saklama teknikleri ve yatak limonculuğu sayesinde, yılın her zamanında limon adlı meyvesini piyasada bulabildiğimiz Limon ağacı, Turunçgiller'dendir (Narenciyeler). Anayurdu Hindistan ile Uzakdoğu ülkeleri olan limon ağacı, 12. yüzyılda Sicilya'ya getirilmiş, oradan Akdeniz havzasına ve daha sonra tüm sıcak ılıman iklimli bölgelere yayılmıştır.
Ülkemizde Akdeniz ve Ege bölgelerinde bolca yetiştirilen limon ağacı, 3-6 m. kadar boylanır ve kışın yapraklarını dökmez. Gövde ve dallarının kabuğu koyu gridir. Almaşık dizili, açık yeşil renkli, elips biçimli iri yapraklarının dokusu sert ve ucu sivri olur. Bazı limon çeşitlerinde ağacın yaprak koltuklarında sivri dikenler bulunur.
İlkbahar aylarında tek tek ya da birkaçı bir arada açan çiçeklerinin dışı pembemsi, içi beyaz renklidir. "Yediveren" limon çeşitleri, neredeyse yıl boyunca çiçek açar ve meyve vermeyi sürdürür. Genelde sonbahar mevsiminde olgunlaşan dışı açık sarı renkli limon meyvesi yumurta biçimli, bir ucu sivri çıkıntılı, içi sekiz-on bölümlü eti çok ekşi tatlı ve bol suludur.
Meyvenin içinde beyaz tohumları (çekirdekleri) yer alır. Bu tohumların biçimi oval ve bir ucu sivridir. Limon meyvesinin sıkılmasıyla elde edilen suyu, bazı çorba, yemek ve salatalara katılır. Limonatası yapılıp serinletici olarak içilir. Kimi sebze yemekleri ve reçeller yapılırken kararmamaları için içine limon suyu eklenir. Limon kabuğundan elde edilen esans, kozmetik maddeleri ve içki yapımında kullanılır.

Ağacının Üretilmesi:
Limon ağaçları, tohumuyla (çekirdekleriyle) üretilebilir. Ancak bu yolla elde edilen çöğürden fidan ve ağaç elde edilebilmesi çok uzun zaman aldığından, genellikle limon ağacı, turunç anaçlarına istenen limon çeşitlerinin aşılanmasıyla çoğaltılmaktadır.
Oldukça uzun ömürlü ve üretken bir ağaç olan limonun fidanlarını karşımıza çıkan ilk üreticiden, çeşidini ve sağlık durumunu bilmeden satın almamız yanlış bir davranış olur. Bunun yerine inanılır ve güvenilir fidan üreticilerinden çeşidi belli ve sağlıklı fidanları almak gerekir. İlkbahar mevsiminde tüp içinde satılan böyle limon fidanlarım, hava sıcaklığı yükselip de toprak sıcaklığı 13 dereceye ulaştığında, bahçemizde açacağımız 30-35 cm. genişlik ve derinlikteki ocaklara dikmeliyiz. Limon ağaçları için ocak aralığı 7 m. olmalıdır.

Ağacının Yetiştirilmesi:
İklim isteği:
Tüm turunçgiller gibi, limon ağacının da önde gelen isteği, sıcak iklimli bir yerde yetiştirilmektir. Limon ağaçlarının yetiştirildiği yerde, hava sıcaklığının O derecenin altına düşmemesi iyi olur. Çünkü -8, -9 derecelerin altına düşen sıcaklıklarda, limon ağaçları donar ve ölür. Dayanamadığı en yüksek sıcaklıklar ise, 45 derece ve üzeridir.
Limon ağaçlarının gelişmesi 12 derece sıcaklıkta başlar. Ortalama 23 derece, limonun en hızlı geliştiği sıcaklıktır. 37-39 dereceden sonra limon ağacının gelişmesi durur. Soğuk ya da sıcak esen rüzgârlar limon ağaçlarını kötü yönde etkiler. Yörede esen hâkim rüzgârlara karşı rüzgârkıranlar kurulması yararlı olur. Ayrıca limon ağaçları, bulundukları yerin havasının nem oranından da etkilenir. Düşük nem oranları da limon ağaçlarının gelişim ve ürün verimini kötü yönde etkiler.

Toprak isteği:
Tüm turunçgiller gibi limon ağaçları da en iyi, bol humuslu, derin, süzek (suyu iyi akıntılı), kumlu-tınlı ya da killi tınlı topraklarda yetiştirilir. İyice derinlere inen köklerinin oksijen gereksinimi fazla olduğundan, limon ağacı kesinlikle ağır topraklarda yetiştirilmemelidir. Limonun yetiştirildiği yerde taban suyunun, yüzeyden 1,5 m. aşağıda olması gerekir. Aksi takdirde toprakta drenaj işlemi yapılmalıdır. Toprağın kirecine karşı da duyarlı olan limon ağaçları için en uygun toprak pH'ı 5,5-6 olmalıdır.

Toprak işleme:
Tüm turunçgiller gibi, limon ağaçlarının çok derinlere inen kökleri vardır. Ama, kök yapısının %90'ı, 0-90 cm. derinlikteki yüzlek toprak tabakasında yer alır. Bu nedenle toprak işlemesi yüzeyden 10 cm. derinliğe kadarki tabakada yapılmalı ve limonun kökleri kesinlikle parçalanmamalı-dır. Bahçenin, ilkbahardan başlayarak yılda dört kez, 15-20 gün aralıklarla çok yüzeysel olarak çapalanması yeterli olur. Böylece yabani ot mücadelesi sürdürülür. Ayrıca bu amaçla yabani ot öldürücü (herbisit) ilaçlar da kullanılabilir.

Sulama:
Tüm turunçgiller gibi, limon ağaçlarının yıllık su gereksinimi de toprak ve iklim durumu ile ağaç gelişmesine bağlı olarak 800-1.200 cm. arasında değişir. Sulama dönemi olan nisan ortalarından ekim ayı ortalarına kadarki yedi aylık sürede, havaların kurak, sıcak ve yağışsız olduğu zamanlarda ağaçlara toplam 600-700 mm. su verilmesi gerekir.
Sulama yetersiz yapılırsa, limon ağacı köklerini toprakta yayar. Gelişimi yavaşlar, ürün verim ve niteliği düşer. Aşırı sulamada kökler havasız kalacağından kök çürüklüğü hastalığı oluşur. Yine ağacın meyve verimi ve niteliği düşer. Limon ağacının sulama zamanının gelip gelmediği en kolay şöyle anlaşılır: Ağacın yaprakları akşam saatlerinde güneş batmadan önce solgunluk gösteriyor ve gece canlanıyorsa sulama zamanı gelmiş demektir, öğle zamanında meydana gelen geçici solgunluğa aldanılmamalıdır.

Gübreleme:
Tüm turunçgiller gibi, hepyeşil yapraklı limon ağacı da topraktan fazla besin kaldırdığından, gübreye gereksinimi çok olur. Ağaçlara, bulunduğu ortam, yaş ve gelişmelerine uygun ve dengeli gübreleme yapmak için bütün bu faktörlerin ortak etkisini ortaya koyan yaprak ve toprak analizleri uygulanmalı; buna göre verilecek azotlu, fosfatlı ve potaslı kompoze fenni gübre miktarları saptanmalıdır.
Ayrıca limon ağaçlarına, eksikliği duyuluyorsa magnezyum, demir, mangan ve çinko da verilir. Limon ağacına, mineral gübrelerden başka, gerek görülürse iyi yanmış çiftlik gübresinin 2-3 yılda bir verilmesi de büyük yararlar sağlar.
Budama: Tüm turunçgiller gibi, limon ağaçlarına da şekil ve ürün budaması uygulanır ve genellikle bu ağaçlara kâse biçimi verilir. Şekil budaması ağaçların ürünlenmesiyle birlikte başlar. Turunçgillerden olan ağaçların budanması ustalık isteyen bir iştir. Bu nedenle budamanın, ağacı iyi tanıyan kişiler tarafından uygulanması olumlu sonuçlar verir. Ağaçların kurumuş, kırılmış, ezilmiş, hastalanmış, yaralanmış ve berelenmiş, yaşlanmış dalları kesilip çıkarılmalıdır. Ayrıca obur dalların da ayıklanıp çıkarılması gerekir.

Hasat (Derim):
Tüm turunçgiller gibi, limon ağaçları da sonbaharda başlayıp ilkbahara kadar meyveler tam olgunlaştıkça hasat edilir. Hasatta meyveler elle tutulup sapı bükülerek kopardır ya da daha iyisi meyve sapı keskin bir bıçakla kesilir. Hasat sırasında dal uçları kesinlikle kırılmamalı; meyve toplama işi açık, kuru, güneşli ve ılık havalarda yapılmalıdır. Meyvelerin üzerinde çiy ve kırağı varsa bunların kuruması beklenmelidir.

Hastalık ve zararlılarıyla mücadele:
Limon ağaçlarına dadanan zararlı ve hastalıklarla, en yakın tarım kurumuna danışılıp tavsiyeleri alınarak ve uygun koruma ilaçları kullanılarak zamanında, eksiksiz ve aksatılmadan mücadele sürdürülmelidir.

TÜRKİYE’DE LİMON ÇEŞİTLERİ
Köken olarak limonun anavatanı Himalaya Dağlarının güney etekleridir. Anavatan olarak belirtilen bu bölgede bildiğimiz limonlara rastlanılmamakta ve daha çok limon benzerleri **** melezleri bulunmaktadır. Limon (Citrus limon) aslında Akdeniz Havzası ve Ortadoğu’da oluşmuş bir türdür. Çok eski tarihlerde oluşmuş bir göz mutasyonu **** tesadüf çöğüründen ortaya çıkmış olduğu kabul edilmektedir. Limon genellikle kuzey ve güney yarıkürenin subtropik iklim bölgelerinde yetiştirilen bir türdür.
Limonlar 3–7 m civarında, orta büyüklükte ağaçlar oluştururlar. 8 metreyi geçenlere de rastlanılabilmektedir. Taç yapıları dağınık olup; zamanla taç yapısı orta sıklığa ulaşır. Genç sürgünlerinde köşeli dal oluşumu çok belirgin bir özelliktir. Limon yapraklarının rengi, diğer birçok Turunçgile göre daha açık yeşildir. Yaprakları orta boyda olup yaklaşık 10 cm ’dir. Limonlarda kanatçıklar iz şeklindedir. Dişi organ kısırlığı çok rastlanan bir özelliktir. Meyveleri 7–10 dilimlidir. Limonlarda meyve şeklinin genelde yuvarlak ve silindirik olmasının yanında; stil yanında “meme” adı verilen bir çıkıntı bulunmaktadır. İklim koşulları iyi oldukça, limonlarda çiçeklenme ve meyve verme eğilimi bütün yıl boyunca sürer. Buna “yediverenlik” özelliği adı verilir ve bu duruma sık rastlanır. Yediverenlik özelliği çevre koşullarına çabuk tepki vermekten kaynaklandığı gibi; bu özellik genetik olarak ta vardır. Limon bölgemizde; genel bir ifadeyle nisan ayında çiçek açar. Çeşit özelliğine göre değişmekle birlikte olgunlaşma periyodu ekim-ocak ayları arasında dağılım göstermektedir.
Limon çeşitleri; Ekşi limonlar, Tatlı limonlar ve Farklı grup (Limon benzerleri) olmak üzere üç grupta incelenir. Ticari anlamda yetiştirilen limon çeşitleri Ekşi limonlar grubunun üyeleridir. Ekşi limonlar grubu da; Eureka ve Lisbon olarak adlandırılan iki büyük alt grupta sınıflandırılmıştır. Eureka grubu limonlar iri ve yuvarlağa yakın bir taç yapısına sahiptirler. Limonların ortak özelliği olan tepe tomurcuğu baskınlığının, Eureka grubu limonlarda daha az olması sebebiyle taç şekli yuvarlaktır. Eureka grubunun yaprak rengi Lisbon grubuna göre daha açık renklidir. Ayrıca meyveleri daha yuvarlak şekilli ve meme oluşumu daha az belirgindir. Eureka grubu limonlar Uçkurutan Hastalığına ( Phoma tracheiphila ) çok duyarlıdır. Eureka grubu limonlar düşük sıcaklıklara karşı da daha duyarlıdırlar. Yaprakları, yaprak uçları daha az sivri ve küttür. Meyve kabuğu daha pürüzlüdür. Eureka grubunda meyve kabuğu kalınlığı orta-kalın olup; Lisbon grubundan daha kalındır.
Lisbon grubu ise genetik özellikleri bakımından dik büyüme eğilimindedir. Yaprakları daha koyu renkli, Eureka’ya göre daha sivri ve meyveleri genelde biraz daha uzun meyve oluşumuna eğilimlidir. Meme kısmı daha belirgin olup; düşük sıcaklıklara Eureka’ya göre daha dayanıklıdır. Meyve kabuğu daha pürüzsüzdür. Uçkurutan Hastalığına göreceli olarak daha dayanıklıdır.
Uçkurutan Hastalığı ( Phoma tracheiphila ) Doğu Akdeniz Bölgemizde çok etkin bir hastalık olup; Ülkemizin limon üretimini % 50 oranında olumsuz yönde etkileyen önemli bir etmendir. Ülkemiz kalite anlamında çok önemli bir limon ekolojisine sahip olmasına karşın; düzenli bir yaşam döngüsü bulunmayan Uçkurutan Hastalığı sebebiyle limon yetiştiriciliğinde bazı sorunlar yaşanmaktadır. Hastalık etmeninin yaşam döngüsünün düzenli olmaması sebebiyle ilaçla mücadele olanağı ortadan kalkmaktadır. Bu sebeple Uçkurutan Hastalığına dayanıklı çeşit arayışları devam etmektedir.
Ülkemizde yetiştiriciliği yapılan ve yetiştiricilik yapılan bölgelere uyum göstermiş olan başlıca limon çeşitlerimiz şunlardır:

Kütdiken:
Eureka grubunun Feminello alt grubunda yer alır. Bu çeşit köken olarak bütün limonlar gibi İtalya kökenlidir fakat Türkiye’ye getirilişine dair herhangi bir bilgi yoktur. Tamamen bir Türk Çeşidi haline gelmiştir. En eski limon çeşidimiz Kütdiken’dir. İç kalitesi, su ve koku özellikleri bakımından değerlendirildiğinde dünyanın en üstün ve en kaliteli çeşididir. Bu özelliklerinden dolayı “bütün limonların kraliçesi” diyebiliriz. Ülkemizde geniş çapta yetiştiriciliği yapılmaktadır. Yüksek kalitelidir. Periyodisite göstermez. Düzenli ve yüksek verimli bir çeşittir. Ülkemizin en çok depolanan çeşididir. Depolamaya ve taşımaya son derece elverişlidir. Kütdiken’in depolama süresi 11–12 ay kadardır. Meyve kabuğu rengi açık yeşil-sarı **** limon sarısıdır. Kabuk pürüzsüz, parlak ve sıkı bir şekilde bağlıdır. Meme kısmı iyi gelişmemiştir; fazla belirgin değildir. Meyveleri elips şekillidir. Olgunlukta % 32,96 oranında meyve suyu içerir. Asit oranı % 7,16 olup; meyve başına çekirdek sayısı 10-11’dir. Kuvvetli denebilecek bir ağaç yapısına sahiptir. Kütdiken, bir orta mevsim çeşididir. Muhafazaya en uygun meyveler kasım yağmurlarından önce hasat edilenlerdir. Uygun koşullarda hasat şubata kadar devam eder. Uzun süreli muhafazaya uygunluğu sebebiyle ihraç talebinin yükseldiği periyoda kadar depolanabilmektedir. Kütdiken çeşidinin en sakıncalı tarafı Uçkurutana hassas olmasıdır.

İnterdonato:
Dünyada bu çeşidi en çok yetiştiren ve ihraç eden ülke Türkiye’dir. Ülkemizin limon ihracatının yaklaşık olarak 2/3’ü İnterdonato’dur. Lisbon grubunda yer alan bu çeşidin orijini Sicilya’dır. Türkiye’ye girişi 1936’da Antalya Turunçgil Araştırma Enstitüsüne getirilişiyle olmuştur. Bu çeşidin saf bir limondan çok; limon x ağaç kavunu melezi olduğu kabul edilmektedir. Ağacı yuvarlak taçlıdır. Tepe tomurcuğu baskınlığı diğer limonlar kadar belirgin değildir. Çevre koşullarına karşı çok duyarlıdır, hemen yapraklarını döker. Orta verimli bir çeşittir. Meyveleri uzunca silindirik şekilli, meme çok belirgin ve sanki bir yöne bastırılmış şekilde eğik gibidir. Meyveleri orta kalın kabuklu ve orta sulu bir çeşittir. Olgunlukta meyve ağırlığının % 31,39’unu meyve suyu teşkil eder. Asit içeriği % 7,02’dir. Başlıca özelliği erkenci bir limon çeşidi olmasıdır. Ülkemizdeki limon çeşitlerinin en erkenci olanıdır. Olgunlaşma zamanı eylül sonu ve ekim ayı ortasıdır. Aslında depolama ve taşımaya elverişli bir çeşittir. Genellikle pazar isteği doğrultusunda kısa süreli muhafazası yapılır. Diğer limon çeşitleri ile kıyaslandığında; Uçkurutan Hastalığına karşı oransal olarak en çok dayanıklılık gösteren çeşitlerden biridir. .

İtalyan Memeli:
Bu da İtalya kökenli bir çeşittir. Fakat Türkiye’ye giriş tarihi bilinmemektedir. Doğu Akdeniz Bölgesinde İtalyan Memeli ismiyle anılmasına rağmen; Batı Akdeniz Bölgesinde Kara Limon olarak adlandırılmaktadır. Çok tipik bir çeşittir. Meyveleri topaç gibidir. Verimli, yüksek kaliteli; muhafaza ve taşımaya elverişlidir. Kütdiken’den sonra Ülkemizde en çok yetiştirilen çeşittir. Turunç üzerine aşılandığında uyuşması çok iyi değildir. Aşı noktasında yaşlı ağaçlarda anaç-kalem ilişkisinden kaynaklanan pürüzsüz şişkinlikler görülür. Bu özelliği nedeniyle Phytophtora Hastalığına duyarlıdır. Meyve kabuk rengi limon sarısıdır. Meyve kabuğu orta kalınlıkta olup; yüzeyi ince ve küçük gözeneklerle kaplıdır. Meme kısmı belirgin ve nokta misali kısa bir çıkıntı şeklindedir. Sulu bir çeşittir. Meyve suyu miktarı % 35,64 ve asit oranı % 6,44’tür. Meyve başına çekirdek sayısı 8-9’dur. Ağacı verimlidir ve düzenli olarak meyve verir. Meyveleri kasım ayı ile ocak ayı ortası arasında olgunlaşır.
Molla Mehmet: Mersin ilinde geniş çapta yetiştirilir. Kökeni bilinmemektedir. Meyve rengi sarıdır. Kabukta küçük gözenekler bulunur ve hafif pürüzlüdür. Kabuk orta kalınlıktadır. Meyveleri elips şeklinde ve sap kısmında belirgin bir boyun mevcuttur. Meme kısmı kısa ve kabadır. Meyve suyu içeriği % 34,47 ve asit miktarı % 6,98’dir. Meyve başına çekirdek sayısı 11-12’dir. Çok önemli yöresel bir çeşittir. Nadiren Uçkurutan Hastalığına dayanıklıdır. Ağaçları yüksek verimli olup; meyve verimi düzenlidir.

Kıbrıs Limonu:
1920’li yıllarda Anamur-Alanya bölgesine Kıbrıs’tan getirilmiştir. Meyve şekli yuvarlakça; kabuk rengi sarı ve parlaktır. Meyve kabuğu pürüzlü ve kalın kabuklu bir çeşittir. Meme belirgin fakat gömülmüş bir görünüme sahiptir. Çok dik büyüme özelliğine sahip olup; ağaçları kuvvetlidir. Yüksek kaliteli ve verimlidir. Meyve suyu içeriği % 31,57; asit miktarı ise % 6,45’tir. Meyve başına çekirdek sayısı 8-9’dur. Meyveleri kasım ayı ortasında olgunlaşır. Muhafazaya uygun bir çeşit değildir. Phytophtora hastalığına çok duyarlı bir çeşittir.

Lamas:
En eski ve en ünlü Türk limon çeşididir. Adını; Mersin İli, Erdemli İlçesine bağlı Limonlu Beldesinde bulunan Lamas Çayı ve Vadisinden almaktadır. Meyveleri sarı renklidir. Son derece yüksek kaliteli meyveli, bol sulu, aromalı verimi yüksek bir çeşittir. Pürüzsüz ve orta kalın kabukludur. Meyveler uzun ve silindiriktir. Stil ucu belirgindir. Bu yüzden meyveler açıkça belirgin bir şekilde sivridir. Meyve suyu içeriği %34,96; asit miktarı ise %7,19’dur. Meyve başına çekirdek sayısı 8-9’dur. Ağaçları kuvvetlidir. Meyveleri erken olgunlaşır. Hasat kasım ayı başında başlar. Oransal olarak dikenli bir çeşittir. Muhafazaya uygundur. Dikenliliği göz önünde bulundurularak depolanacak meyvelerin hasat esnasında yaralanmamasına dikkat edilmelidir. Bütün bu olumlu özelliklerine rağmen Lamas Çeşidi olağanüstü derecede ekoloji seçici bir çeşittir. Yetiştiği yöre haricinde uygun olmayan ekolojilerde meyve kalitesi düşer. Bu yüzden yaygın bir çeşit değildir.

Kaynak:burdan
http://www.agaclar.net/forum/turuncgiller/12405.htm
http://www.agaclar.net/forum/turuncgiller/7719.htm
http://www.agaclar.net/forum/turuncgiller/
http://www.agaclar.net/forum/meyve-agaclari/
http://www.agaclar.net/forum/fid ... celik-asi/22627.htm

Son Düzenleme: viking20 ~ 07 Mart 2012 12:07