Bu ürünü almadan önce uzun süreli bir kulaklık arayışına girmiş, günlerce arayıp tarayıp hem tasarım hem de ses performansı açısından beni üzmeyecek bir kulaklık bulmaya çalışmıştım. Sonunda bu kulaklığı tasarım açısından çok farklı bularak Marshall markasının beni yanıltmayacağını düşünmüştüm ancak defalarca Donanımhaber'e konu açarak sorsam da kimse bana kulaklık hakkında en ufak bir bilgi vermemişti. Nette okuduğum özellikle alışveriş sitelerindeki kısa yorumlar da Türk kullanıcılar açısından genellikle olumluydu. Donanımhaber'de birkaç olumsuz yorum görsem de bu kişilerin büyük ihtimalle ''basshead'' olduklarını ve olaya bass performansı açısından yaklaştıklarını, Marshall'ın bu kulaklığının bass ağırlıklı olmayacağını düşünmüştüm. Sonunda biraz kumar gibi olsa da ürünü hepsiburada.com'dan indirim avantajıyla 115 TL'ye almıştım(siyah olanı). [Şu an beyaz olanı 98,99 TL'ye satışta. Ancak pitch black denilen tam siyah modeli hala 169 Tl civarlarında geziyor.]
Biraz kulaklığın kutusu ve resimleriyle ilgili netten bulabildiğim birebir resimleri paylaşayım:
Kutudan kulaklık, kulak kemiği yastıkları (4 boy) ve İngilizce kullanım kılavuzu çıkıyor. Ne yazık ki bir taşıma çantası eklenmemiş.
Kutudan bu resimdeki 3.5 mm stereo jack çıkmadı. Sanırım Minor FX modelinde çıkıyor bu aksesuar ve eski amfilerle bağlantısı bu şekilde sağlanabiliyor.
Her neyse ürün elime geçti, biraz kullandım. İlk izlenim olarak görünüşünden çok etkilenmiş, tam bana göre bir kulaklık olduğunu düşünmüş, özellikle tizlerdeki performansını çok beğenmiştim. Bu esnada birkaç saatlik kullanımda kulak kemiğimin ağrıdığını hissettim. Birkaç yerde de bu şekilde yorumlar görmüştüm. Ancak en küçük kulak kemiği yastığını denediğim zaman bunun önceki kadar rahatsızlık vermediğini gördüm. Ama tabii ki kulaklığın büyüklüğü yine çok az da olsa rahatsızlık veriyordu ve yatarak müzik dinlemeyi sevdiğim için kulaklığın dış kısmının bayağı dışarı çıkıntılı olması aşırı derecede rahatsız etti. Bu şekilde kullanılamayacağını da unutmadan belirtmiş olayım. Kulağınızı deliyormuş hissi veriyor. Neyse konudan sapmadan biraz önce dediğim gibi tizlerdeki performansı beni memnun etmişti. Özellikle akustik müziği sevdiğim için pek bass aramamıştım. Gitar ve davul seslerinin detaylı gelmesi bana ilk başta etkileyici ve yeterli gelmişti. Ancak biraz kullanınca ürünün sahnesinin oldukça dar olduğunu farkettim. Konu hakkında Ekin arkadaşımla(vaziyetu) konuşarak onun deneyimlerinden de faydalanarak sahnesinin aşağıdaki şekilde olduğunu anladık ve sahne boyunu Shure SE 215'le karşılaştırdık (Tabii ki Shure'la Minor karşılaştırması yapmadık. Arada fiyat ve kalite açısından dağlar olduğunu biliyoruz ancak fikir vermesi açısından göz önüne aldık sadece):
Burada gösterildiği gibi Minor'un sahnesi oldukça dardı ve seslerde derinden ve uzaktan geliyormuş hissi vardı. Bassların zayıf olmasının da bu hissi vermede etkisinin olduğunu belirteyim çok az da olsa. Shure'da sahne kulağa daha yakın ve basslar kulağa daha şiddetli ve dolgun geliyordu. Minor'da ise sahne daha uzak olduğundan kulağı dolduran bir ses duyamıyordum.
Kulaklığı biraz daha deneyeyim dedim ve geçen gün bir şarkıyı dinlerken farkettim ki yüksek seste tizler ve basslar iç içe giriyor ve tizler kulak tırmalıyor. Kullandığım DAP İpod Nano 6G olmasına rağmen ve şarkı Ttnetmüzik'ten indirilen 192 Kbps bir şarkı olmasına rağmen bu sonucu almak beni çok hayal kırıklığına uğrattı. Çünkü aynı şarkıdaki tizler Sony Xperia U telefonun yanında gelen kulaklıkta bile çok düzgündü.
Sonunda kulaklığın gerçekten yabancı sitelerde göründüğü gibi ''parasının hakkını veren'' bir ürün olmadığını, olsa olsa koleksiyon kulaklığı olduğunu anladım. Ve zaman kaybetmeden hepsiburada.com'a iade için geri gönderdim. Kulaklığı sadece görünüş ve marka açısından beğenecek olanlara sözüm yok ancak f/p ürünü arayan sıradan kullanıcılara, konfor düşkünlerine ve hele hele de audiophile arkadaşlara kesinlikle önermiyorum. Bu incelemenin alacak kişilere iyi bir yardımcı olacağını düşünüyorum. Kimse benim hatama düşmez umarım.