nisan sayısı 44. sayfadaki bir cümle hakkında

baldor
19-04-2008, 09:11   |  #1  
OP Taze Üye
Teşekkür Sayısı: 0
2 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Nis 2008

bu yazının aynısını iyinet forumlarına koyuyorum. burada bir sansür uygulanabilir diye korktuğum için.

nisan sayınızın 44. sayfada yer alan "mySKY galaksi rehberi" başlıklı yazınızda, Cem Şancı beyin kullandığı şu cümlenin açıklamasını çok merak ediyorum;

"Bizim çocuklar ise hala neden türbanların, çarşafların altına, dört duvarların arasına kapanmak zorunda kaldıklarını anlamaya çalışıyor. Bu kafayla bu yarışı kazanabilir miyiz, ..."

chip forum kuralları sayfasında "Din, ırk, ulus, cins ya da cinsel eğilim üzerinden ayrımcılık yapmak." yasaktır diyor. peki derginin içinde bu tür bir cümleye ve sizin tabirinizle türban denilen başörtüsünü küçümseyen bir ifadeye ne gerek var?

ayrıca hangi kafa yapısından bahsediyorsunuz? kafanın üzerinde bir örtü olunca bu kafa çalışmıyor mu? yoksa bu millete zarar veren sizin gibi o örtüyü içine sindiremeyenler mi?

bu cümleyi okuduktan sonra derginin hiçbir kıymeti kalmadı gözümde. ben bilim ve teknolojiden bahseden, türkiyede bu konuda bir kutup noktası olan son derece kaliteli bir dergi diye gördüğüm chip in bir kısım, sözüm ona, aydınlar gibi hala bu tür ayrımcılık dolu söylemleri aşamamış olmasına çok üzüldüm.

bu tartışma alır başını gider, cevap bekliyorum sayın Cem Şancı Bey, lütfen benim yanlış anladığımı detaylı şekilde anlatın. lütfen benim size bir özür borcum olsun.

Cem Şancı
20-04-2008, 14:36   |  #2  
Cem Şancı avatarı
CHIP Editör
Teşekkür Sayısı: 0
35 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Kas 2005

Başka okurlarımdan da benzer tepkiler geldiği için, cımbızla çekilen cümlelerin üzerinden yanlış anlaşılmaya ve saptırılmaya çok müsait bu konu hakkında noktayı koymak istiyorum.

Ocak ve Şubat ayları hatırladığınız gibi Türkiye'nin tamamen başörtüsü/türban tartışmalarına boğulduğu zamanlardı ve üniversitlerde yaşanan olaylardan, rektörlerin, akademisyenlerin tartışmalarından tutun da, darbe söylentilerine, anayasa mahkemesinde açılan parti kapatma davasına kadar ülkenin yaşamadığı gerginlik kalmadı.

Bu tartışmalar içinde dergimizi hazırlarken, İngilizlerin öğrencilerine uzayı keşfetmeleri için ürettikleri dijital bilim cihazının bir de üstelik İngiltere dışına satılmadığını görerek ürünün tanıtımının içinde 'biz birbirimizle tartışıp, kavga ederken, rakip devletler uzayı fethetmenin hazırlığını yapıyor,' anlamında bir mesaj vermekti amacım, yazının başka yönlere çekilmeyeceğini umarım.

TuncaBozkurt
20-04-2008, 19:30   |  #3  
Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 0
4,805 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Oca 2006

Başka yöne çekilebilir. Benim tavsiyem, Mayıs sayısında bu mesajınıza benzer bir yazı yazmanız. Böylece olası problemlerden kurtulmuş olursunuz.

Ayrıca da konuyu açan arkadaşa 2 seneyi aşkın üyeliğime dayanarak şunu söylemek isterim: CHIP Forum öyle işine gelenleri serbest bırakan, işine gelmeyenleri sansürleyen bir forum değildir. Bir süre bu forumda dolaşırsanız, konuşmalara katılırsanız bunu anlayacaksınızdır. Forumda engellenen içeriklere de forum ana sayfasının en üstünde bulunan CHIP Forum Kuralları'na bakarak ulaşabilirsiniz. 2 seneyi aşkın süredir üye olduğumu vurgulamaktaki amacım da forum ortamını iyi bildiğimi vurgulamak içindi.

Son Düzenleme: TuncaBozkurt ~ 20 Nisan 2008 19:34
baldor
21-04-2008, 20:44   |  #4  
OP Taze Üye
Teşekkür Sayısı: 0
2 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Nis 2008

Cem Bey, cımbızla çekilmiş bir cümlenin önü aşağıdaki şekildedir;

"bu oyuncağı, gökyüzünde herhangi bir cisme çevirdiğinizde, cihaz gökcismini tanıyarak hakkında tanıtıcı filmi oynatıyor ve bugün babaları uzaya ulaşmış uzay istasyonları kurup yörüngedeki uyduları füzelerle vurabilen batının çocukları, yarın fethedecekleri andromeda'yı, alpha cenaturi'yi tanımaya başlıyor. Bizim çocuklar ise hala neden türbanların, çarşafların altına, dört duvarların arasına kapanmak zorunda kaldıklarını anlamaya çalışıyor. Bu kafayla bu yarışı kazanabilir miyiz, ..."

hepimiz Türkçe konuşuyoruz, yazıyoruz. ne yazıldığını farkındayız.

"bizim çocuklar..." cümlenizin yerine "biz birbirimizle tartışıp, kavga ederken, rakip devletler uzayı fethetmenin hazırlığını yapıyor," yazsaydınız, alkışları alırdınız.

Mustafa Kemal Atatürk, bize bu vatanı emanet ederken, şöyle demiş; "Ey Türk gençliği ! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. [...] Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!"

aldığı mirası bilen her Türk genci, zaten o kavga gürültü koparanlardan hesap soracaktır. ama bizim ayrımcılık yapar gibi, "senin başın örtülü, hele sen bir başındaki türbanın ne demek olduğunu anla, sonra gel" denmesine ihtiyacımız yok. bizim muhtaş olduğumuz kudret açık kafalarda değil, kanımızdadır.

o başörtüsünü emreden islam aynı zamanda "çalışmayı ibadet sayar", "dünü ile bugünü aynı olan zarardadır" der, bu dinin peygamberi boş boş duran insanlara selam bile vermeden geçip gider, oturduğu yerden para kazanılmasın diye "faizi haram sayar". bu din kadar çok çalışmayı emreden başka bir din gösteremezsiniz. bunun üstüne kalkıp türbanı emreden islamı sanki bizim geri kalmamızın bir sebebiymiş gibi "bu yarışı kazanabilir miyiz" söylemleri ile hiç kullanamazsınız.

ama dediğim gibi, keşke "biz birbirimizle tartışıp, kavga ederken, rakip devletler uzayı fethetmenin hazırlığını yapıyor," deseydiniz de bizde kalkıp ayakta alkışlasaydık.

yas
22-04-2008, 13:20   |  #5  
Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 0
592 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Haz 2004

Nisan sayısını almama rağmen bahsi geçen yazıyı okumadığım için farketmemişim. Baldor söylenecek herşeyi söylemiş. Ben de  tarafımı belli etmek adına eklemede bulunacağım.

baldor
".. Bizim çocuklar ise hala neden türbanların, çarşafların altına, dört duvarların arasına kapanmak zorunda kaldıklarını anlamaya çalışıyor. Bu kafayla bu yarışı kazanabilir miyiz, ..."
Bu cümlenin ne manaya geldiğini anlamak için çekiştirmeye gerek yok. Bir kere en baştan üniversitelerdeki türban tartışmasının çarşaflarla, dört duvar arasına kapatılmayla bir ilgisi yoktu. Bu tabirlere ancak bir takım çevrelerin hamaset edebiyatı yaptığı yazılarında rastlayabilirsiniz. Türban tartışmaları ise anayasada "Din ve Vicdan" hürriyeti şeklinde tanımlanan Laiklik ilkesince, müntesibi oldukları dinin gereği olarak başını kapatmayı tercih eden kızlarımıza eğitimde fırsat eşitliği sağlanması için idi.

Ancak bir takım çevreler, kendilerince sebeplerden ötürü, bu durumu farklı mecralara çekerek destek bulmaya çalıştı. Şeriat geliyor, İran olacağız v.s. v.s.

Cem bey ne yazık ki sizin üslubunuz bu bir takım çevrelerinkine benziyor. Düşüncelerinizin ne olduğunu yukarıya yazmışsınız ancak gördüğünüz gibi kelimelere farklı dökülmüş. Kesinlikle bir düzeltme yazısı ve özür borçlusunuz.

Bir de yazınızı şu şekilde düşünün lütfen:

"...bu oyuncağı, gökyüzünde herhangi bir cisme çevirdiğinizde, cihaz gökcismini tanıyarak hakkında tanıtıcı filmi oynatıyor ve bugün babaları uzaya ulaşmış uzay istasyonları kurup yörüngedeki uyduları füzelerle vurabilen batının çocukları, yarın fethedecekleri andromeda'yı, alpha cenaturi'yi tanımaya başlıyor. Bizim üniversitelerimiz ise hala OrtaÇağ kiliseleri gibi bilgiyi statülerini korumak için kullanıyor, kendi ideolojilerinden olmayanlarla paylaşmayı reddiyor. Bu kafayla bu yarışı kazanabilir miyiz, ..."

TuncaBozkurt
24-04-2008, 10:50   |  #6  
Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 0
4,805 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Oca 2006
yas
Cem bey ne yazık ki sizin üslubunuz bu bir takım çevrelerinkine benziyor. Düşüncelerinizin ne olduğunu yukarıya yazmışsınız ancak gördüğünüz gibi kelimelere farklı dökülmüş. Kesinlikle bir düzeltme yazısı ve özür borçlusunuz.
Ben böyle düşünmüyorum. Geçen mesajımda ben de bir düzeltme yazısı yazmasının olumsuz sonuçları önleyebileceğinden bahsetmiştim. Ama düzeltme yazısı, hatta özür yazısı(bence özüre gerek olmamasına rağmen) yazmak Cem beyin kendi tercihine bağlıdır. Bu konuda herhangi bir zorunluluk veya borçlanma olamaz.
yas
Bu cümlenin ne manaya geldiğini anlamak için çekiştirmeye gerek yok. Bir kere en baştan üniversitelerdeki türban tartışmasının çarşaflarla, dört duvar arasına kapatılmayla bir ilgisi yoktu. Bu tabirlere ancak bir takım çevrelerin hamaset edebiyatı yaptığı yazılarında rastlayabilirsiniz. Türban tartışmaları ise anayasada "Din ve Vicdan" hürriyeti şeklinde tanımlanan Laiklik ilkesince, müntesibi oldukları dinin gereği olarak başını kapatmayı tercih eden kızlarımıza eğitimde fırsat eşitliği sağlanması için idi.
Din ve vicdan hürriyeti Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile sadece Müslümanlara değil, tüm insanlara verilmiştir. Yani üniversitelere türbanla giriliyorsa, diğer dini sembollerle de girilebilir. O zaman sadece türbanın serbest bırakılması, din ve vicdan hürriyeti kapsamından çıkar. Ayrıca da Hürriyet gazetesinde yayınlanan bir araştırmaya göre, bu nedenle üniversiteye gidemeyen kızlar, üniversiteye gitmeyen kızların sadece %1'ini oluşturuyor. Yani tüm organların ana gündemini oluşturacak bir sorun değil. Ne kadar doğru bilemem ama Hürriyet gazetesi köşe yazarlarının sağlam dayanağı olmayan bir araştırma sonuçlarını kullanacaklarını sanmam. Söz konusu yazılardan sonra da gazetede herhangi bir düzeltme yazısı yayınlanmadı.

Son Düzenleme: TuncaBozkurt ~ 25 Nisan 2008 08:38
yas
24-04-2008, 13:36   |  #7  
Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 0
592 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Haz 2004

İşi diyalektik tartışmaya çevirmeden yanıt vermek istiyorum.

Bilen bilir, Cem Şancı en sevdiğim Chip editörüdür. Düşüncelerini belirtmiş ancak yazdıkları tamamen farklı manalar içeriyor. Düzeltme yazısı düşüncelerini doğru şekilde ifade edebilmesi için gerekli iken, özür dilemesi ise yazdıklarının muhtevasındaki itham için idi. Yoksa elbet elimde tekzip yayınlamasını zorunlu kılacak bir mahkeme kararı yok.

Uzun lafın kısası sevdiğim birinden ummadığım sözler işittim. Şimdi bir özür beklemek hakkım olsa gerek.

---

İkinci hususa geleyim yalnız aşağıda müslümanlar tabirini kıyaslama amacıyla belli bir kitle için kullanacağım. Başörtülüler müslüman da biz değil miyiz demeyin?

Din ve Vicdan hürriyeti şu an yalnız müslümanların sahip olmadığı bir hak. Üniversitelere boynunda haç ile girebilirsin (ki giriyorlar da), başında kippa ile girebilirsin (rektör beyanatı ile sabit). Bunlar Hristiyan ve Yahudi dinlerince giyilmesi zorunlu giysiler de değildir hem.  Bunları geç, hiçbir dini referansı olmayan saf bir siyasi sembol olan Che Guevara T-Shirtleri ile bile girebilirsin. Satan yıldızı, hexagram ne olursa... Hatta düpedüz PKK'lı tipler üniversitelere kayıt yaptırabiliyor! Erdoğan Teziç PKK'lı olduğu bilinen birinin rektörlük yaptığını ifşa etti geçenlerde. Olay da bu yüzden koptu zaten.

Dinini yaşamak isteyenlerin zenci muamelesi görmesi yalnız bununla sınırlı değil zaten. 28 Şubat darbesine kadar üniversiteler de başörtüsü serbest idi. İmam-Hatip mezunları kapasiteleri varsa tıpa bile gidebiliyordu. Sonra bir anda bu kişiler rejim düşmanı oldu. Nasıl büyük bir tehdit imiş ki bunlar hemen yasalar hiçe sayılarak* üniversitelere kayıt olmalarını engellendi. Katsayı yasası çıktığında normal liselere geçiş yapıldı haliyle. Heyhat! Rejim düşmanları kayıtlarda arandı, bulundu, yine puanı kesildi! Normal liselere giderek kimliklerini gizleyen rejim düşmanları da başörtülerinden teşhis edilerek üniversitelere alınmadı. Yine yasalar çiğnenerek**

Yukarıda yazdıklarıma bakıyorum da sanırım Cem Şancı doğru söylemiş. Hakikaten başörtülü çocuklarımız neden eğitim haklarının ellerinden alındığını ve dört duvar arasına mahkum edildiklerini anlamaya çalışıyorlar.

%1 meselesine gelelim. Kendisini anayasadaki manada laik olarak tanımlayan bir devlet azınlık olsun çoğunluk olsun her vatandaşına dinini yaşayabileceği bir ortam sunmak zorundadır. Anayasanın sosyal devlet ilkesi de her vatandaşına eğitim hakkı sunmayı taahhüt eder.

Öte yandan AİHM'nin güzel bir yorumu var. Diyor ki: "BilmemNe durumu çoğunluk için bir haktır, azınlık için toleranstır." Bu ülkenin ezici çoğunluğu müslüman. O zaman başını kapatmak müslümanlar için HAKtır. Bir miktar Sih olsun ülkemizde. Azınlık için onlara başörtüsü TOLERANStır. Hukuken (Erensel Hukuk tabi, Türkiye'deki değil!) durum bu.

---

Tuncab'cığım. Biz boşuna tartışıyoruz azizim. Bugün bunları tartışmamıza sebep olanların bir kısmı bugün Ergenekon'da yargılanıyor. Bak herkes orada: Rektörü, avukatı, siyasetçisi, akademisyeni, gazetecisi... Emekli paşalar da var mı bilmiyorum ama çıkarsa şaşırmam! Diğer kısmı da "davayı niye uzatıyorlar!" diye dava kendilerine uzanmadan bitirilmesini istiyor.

Güneş gören plazalarda ikamet eden bir takım medya yakın tarihe kadar az günah çıkarmadı, Evet, yalan haberlerle toplumu yönlendirdik diye. Güvenilirliklerini tamamen yitirdiklerini anlayınca "Basın/Yayın ilkelerini yayınlıyoruz, uyacağımıza söz veriyoruz" şeklinde az reklam yapmadı. Ne değişti? Hiçbir şey! Aynı takım medya aynı lafları yine ediyor. Neden? Çünkü işi bu!

Kimin ne olduğunu, amaçlarını herkes biliyor ama bu bir güç meselesi. Hukuk falan işin kılıfı. Gücü olan kırıyor döküyor, biz de Kalimero gibi "Ama bu haksızlık, öyle değil mi?" diyip boynumuzu büküyoruz.

İçimdeki canavar uyanıyor gibi, konuyu saptıracağım sanırım. Daha fazla mesaj yazmayacağımı bildirir Cem abiye seslenirim: "Sen de mi Cem abi!"

Dipnot:
* Liselere yasadan evvel kayıt yapanlardan da puan kestiler. "Kazanılmış Hak" ihlali
** Hizmet veren, Hizmet alan ayrımı gözetilmedi.

TuncaBozkurt
25-04-2008, 08:26   |  #8  
Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 0
4,805 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Oca 2006

Haklısın yazdıkların konusunda. Yanlış bulduğum herhangi bir durum yok. Sadece o "Düzeltme yazısı borçlusunuz" ifadesine karşılık olarak o mesajı yazmıştım. Çünkü Cem bey, yazısındaki o ifadesinde görünen anlamıyla kullanmamıştı o cümleleri. Sadece bizim çok daha önemli konular varken tek bir konuya kilitlenmemizi vurgulamak istemişti. Bunu sen de anlamışsındır, şüphem yok.

Yüzdeye göre hizmet vermek tabii ki yanlış. Mesajında da belirttiğin gibi Anayasa da bunu engelliyor zaten. Fakat ben onu, üniversite çağındaki kızların çok büyük bölümünün bu sorunu yaşadığı gösterilerek(sadece meclis değil, medya vs. de var bunun içinde) kanunu çıkarmanın yanlışlığını vurgulamak için yazmıştım. Ki hatta bir önceki mesajımı düzenleyerek bu ifadeyi de ekledim.

Yeterli açıklamayı yapmadığım için yanlış anlaşıldım. Bu arada biraz sert çıktım sanki. Özür dilerim.

Son Düzenleme: TuncaBozkurt ~ 25 Nisan 2008 08:43
yas
25-04-2008, 14:12   |  #9  
Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 0
592 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Haz 2004

Rica ederim, ne demek! Asıl ben özür dilerim. Dediğim gibi içimdeki canavar uyanınca üslubu ayarlayamıyorum ben de.

Genelde bu tür tartışmalardan uzak durmaya çalışırım ama yine kendime hakim olamadım.

Tekrar özür dilerim, hem senden hem forumdan, hem de Cem abiden.

forumcu23
27-05-2008, 15:43   |  #10  
Taze Üye
Teşekkür Sayısı: 0
1 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: May 2008

çok doğru söylemişsin baldor, herkes haddini bilecek