şanslı dedektif

turbocat
27-10-2010, 11:09   |  #1  
OP Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 0
269 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Şub 2010

evet size daha önce yazdığım bir hikayenin bir bölümünü buraya hiç bir ticari amaç gütmeden  yazmak istiyorum.bu hikayeden hiç kimse ticari amaç güdemez.bedavadır.amacım hikayenin bölümlerini buraya yazarak chip dergisi çalışanlarına ve okurlarına hoş anlar geçirebilmek.hep bir gazetede köşe yazıları yada hikayeler yazmak isterdim.konu dışı olduğu için buraya yazabileceğimi düşündüm.zaten bu bölümde hırsızlar tarafından çalındığı için bende burda yayınlayayım dedim.
                                          ŞANŞLI DEDEKTİF
 
    Güneşli bir sabahta denizden gelen esintili bir meltem ağaçların yapraklarını mükemmel bir ahenkle kıpırdatıyordu.Los Angeles'da hayat başlamak üzereydi.Bu esnada binaların birinden parlak siyah pantolonlu,şapkalı ağında pürosu olan bir adam belirdi.İşte bu adam hikayemizin kahramanı olan Mike J.  Shine den başkası değildi.
Mike  kendi halinde,25 yaşlarında utangaç ve ürkek bir delikanlıydı.Mesleğine gelince bir dedektiflik  acentasında çalışan bir dedektifti.Daha yeni dedektif olmuştu.Özel hayatı hiç iyi değildi.Hayatında bir kızla hiç çıkmamıştı.Hatta hiç öpüşmemişti bile.Bir kızın elini tutmanın,aşkın ne demek olduğunu bilmiyordu.Hayatında bu duyguları tatmamıştı.Her neyse biz şimdi hikayemize dönelim.
   Mike oturduğu yerin önünden kendi arabası olan mavi bir 1991 model corvet'e bindi.Anahtarı gömleğinin sol cebinden aldı.Sakince yerine taktı.Arabayı çalıştırdı.Saat 08:30;kahramanımız yine işine geç kalmak üzereydi.Los Angeles köprüsü çok yoğun günlerinden birini yaşıyordu.Saat 9:15 Nihayet iş yerine gelebilmişti.Sakince arabasını park ettikten sonra binaya yöneldi.Binanın bekçisine selam verdikten sonra asansör çağırma düğmesine bastı.Bir kaç dakika sonra asansör  kapısı gacırdayarak açıldı.Asansör kabinine binip 38'nci katın düğmesine bastı.Saat 9:30;nihayet iş yerine gelebilmişti.Kapıda  onu iş yerinin patronu Tom Duvall karşıladı.Sinirli biçimde;-yine geç kaldın Mike.Bu sefer ne bahane uyduracaksın doğrusu  merak ediyorum.Mike biraz düşündü.-"Özür dilerim arabamın tekerleği patlamıştı.Yedek tekerleği arabama koymayı unutmuşum.Bir tamirhaneden almak zorunda kaldım.Patron bugün bayağı şıksınız.Her zamankinden daha yakışıklı ve genç gösteriyorsunuz."Bu taktik her zaman işe yarardı.Tom 56 yaşındaydı.Her zaman sinirli olsa bile kendine söylenen iltifatlarda hemen yumuşardı.Tom:-"hadi geç bakalım Bu sefer seni işten atmıyorum.Ama bu son olsun."Mike yine işin içinden sıyrılmıştı.Kapıdan içeriye girdi.İş yerinin sekreteri olan Dolores'e selam verdi.Mike:-"Günaydın Dolores bugün oldukça güzel görünüyorsun."Dolores:-"Mike dalga geçme her zamanki halim olduğunu görüyorsun.Sanada günaydın."Mike:-"Ben içeri geçiyorum."Dolores tamam anlamında başını salladı.Mike sonunda kendi odasındaydı.Koltuğuna oturdu.Ayaklarını masaya uzattı.Tam bu esnada telefon çaldı.Mike ahizeyi kaldırdı.Arayan doloresti.Dolores:-"Mike bir müşterimiz var.Sana yolluyorum.
Mike:-"Tamam dolores." dedikten sonra havalandırmayı  çalıştırdı.Ayağa kalkıp üstünü düzeltti.Kapıya yöneldi.Kapı gacırdayarak  açıldı.Gelen orta boylu yaşlı bir adamdı.Mike ona koltuğu göstererek "oturun" dedi.Adam oturur oturmaz konuşmaya  başladı.-"Ben Jack Torbin.18 yaşındaki oğlum Brain üç aydan beri kayıpPolise gitmeme rağmen hala bir sonuca uğraşamadılar.Sizden yardım istiyorum.İşyeri sahibi Tom bu olayı sizin çözebileceğinizi söyledi."Mike biraz  düşünerek  :-"Oğlunuzun bir fotoğrafını alabilir miyim acaba?"Jack cüzdanının içinden bir fotoğraf çıkartıp Mike'a uzattı.Mike fotoğrafa baktı.-"Tamam.Bu işi kabul ediyorum.Ücret konusu önemli değil.Oğlunuzu bulunmuş kabul edin.Ama oğlunuzun arkadaşları hakkında bana bütün ayrıntıları vermeniz gerekiyor.Tam kaybolduğu gün ne yaptığını öğrenmem şart."Jack Torbin:-"Oğlum bir cumartesi sabahı arkadaşlarımla pikniğe gidiyorum, diye evden ayrıldı.Bir dahada geri dönmedi.Oğlumun iki arkadaşı var.Arkadaş edinme konusunda çok sıkıntılı bir çocuktu.Bir tanesinin adı David.Kendisi bizim eve çok yakın oturur."
Bu esnada Jack cebinden bir kağıt çıkartıp Mike'a uzattı.Kağıtta  Jack'in ev adresi yer almaktaydı.Mike kağıdı aldı.Biraz göz attıktan sonra cüzdanının cebine koydu.Jack konuşmasına devam etti.-"Oğlumun diğer arkadaşıda Nick o da bize çok yakın oturur."Mike Jack'i dinledikten sonra David'le Nick'in ev adreslerini aldı.Jack'e dönerek -"Tamam jack sen evine dönebilirsin."
Jack ona güvendiğini söyleyerek ofisten ayrıldı.Mike on dakika sonra ofisten çıktı.Yine görev aşında verdiği mutlulukla arabasına yöneldi.Anahtarı gömleğinden çıkardı.Kontağı çevirdi.Araba çalışmadı.Arabadan indi.Tam bu esnada ofiste silahını bıraktığı aklına geldi.Binaya doğru yürüdü.Tam kapıdan içeri girecekken  şiddetli bir patlamayla kendini yerde buldu.Üstü başı metal ve cam kırıklarıyla dolmuştu.Ayağa kalkıp  üstünü temizledikten sonra geriye döndüğünde kendi arabasının infilak etmiş
olduğunu gördü.Kısa bir süre şok geçirdi.Eğer arabadan inmeyip oradan ayrılmasaydı kendi vücudunu polisler arabadan jiletle
kazıyacaklardı.Şans eseri bu patlamadan kurtulmuştu.Ellerini açıp ALLAH'a şükrettikten sonra ofisine yöneldi.Bu arada patlamanın korkunç sesiyle herkes dışarı fırlamıştı.Binanın koruma görevlisi polise haber vermişti.Bir polis arabası ve asayiş ekibine ait bir özel bir araç olay yerine beş dakika sonra gelmişti.Polisler  arabadan indiler ve yanan arabanın kime ait olduğunu sordular.Çevredekiler arabanın dedektif Mike Shine'e ait olduğunu söylediler.Mike bu arada silahını ofisten alıp binanın giriş kapısına yöneldi.Kendisinin önüne sivil giyimli bir adam çıktı.Kimliğini gösterip:-"Ben cinayet masasından dedektif Alex Scala.Çok şanlısınız bayım.Arabada bir yüksek infilaklı bir bombanın patladığını sanıyoruz.Sizi öldürmeye çalışacak birilerini tanıyor musunuz?Ya da düşmanlarınız var mıydı?"Mike basit olaylarla ilgilenmişti.Bugüne kadar hiç düşmanı olmamıştı.Daha dedektif olalı 2 seneyi ancak geçmişti.Biraz düşündükten sonra Alex'e döndü.-"Hayır memur bey bir düşmanım olduğunu hatırlamıyorum.Bugüne kadar basit olaylarla ilgilendim.Genellikle ilgilendiğim olayların çoğu boşanma davalarıyla ilgiliydi."Alex:-"Tamam eğer önemli bir şey olursa şu kartım beni ararsınız."Mike:-"Tamam ararım."
     Mike:-"Tamam ararım".Mike bir anda kaybolan çocuğun arkadaşlarını hatırladı.Arabasına yöneldi.Ama arabasının havaya uçmuş olduğunu anımsadı.Yola yöneldi.Bir taksi çağırdı.Taksi geldi ve ona bindi.Taksiciye:-"Pal sokağı numara 24 lütfen."diye
söyledi.Bu kaybolan gencin yakın arkadaşı David'in evinin adresiydi.On beş dakika sonra taksi eve ulaşmıştı.Mike ücreti ödedikten sonra taksiden indi.Evin kapısına geldi.Evin kapısı meşe ağacından yapılmışyeşil boyalı bir kapı idi.Ev genişbir alana yayılmıştı.Mike biraz düşündü.Kendi kendine oldukça zengin olmalılar diye söylendi.Kapının ziline bastı.Bir dakika  sonra kapıyı onyedi,onsekiz yaşlarında bir delikanlı açtı.Mike:-Ben özel dedektif Mike Shine derken kimliğini delikanlıya gösterdi ve yarı sert edayla:-"David'le Jack Torbin'in kayıp olanoğlu Brain hakkında konuşmam gerekiyor."Delikanlı:-"Evet david benim.Lütfen içeri girin."Mike david'le içeri girdi.Uzun bir hol geçtikten sonra oturma odasına geçtiler.Oturma odasında bir sürü kesik doldurulmuş hayvan başları dikkatçekiyordu.David Mike'akoltuğu göstererek -"Lütfen oturun dedi.Sonra Mike'ın hayvan başlarına baktığını farkederek:-"Babam afrika'da devamlı yazın safariye  avlanmaya  gider.Bunlar her avladığı hayvanın başıdır." Mike:-Çok ilginç" diye düşündü.Arkasındaki geyik başına bakarak gülmemek için kendini zor tuttu.Bu geyik başı kendi evinin yatak odasına  ne güzel yakışırdı.Sonra Mike David'e dönerek:-"Brain en son kaybolduğu gün arkadaşlarıyla balık tutmaya gittiğini söylemiş.Sen onu o gün gördün mü?" David:-"Brain benim en iyi arkadaşımdır.En son bir hafta önce onla konuşmuştum.Birlikte bir restoranda yemek yemiştik.Restoranın adı sanırım Blue restorandı.Herhangi bir sorunu yoktu.Olsaydı bana söylerdi.Hala kaybolduğuna inanamıyorum."Mike David'in oldukça dürüst olduğunu sezinlemişti.    David'in yalan söylemediğini dedektiflik iç güdülerine dayanarak emin olmuştu.David'e:-"Peki Brainin gidebileceği yerler var mı?" diye sordu.David:-"Hayır.Brain çok içine kapanık birisiydi.Yanlız başına kesinlikle bir yere gitmez."Mike David'e teşekkür ettikten sonra koltuğundan kalktı.David ona kapıya kadar eşlik etti.Mike David'in evinden ayrıldıktan sonra Nick'in evine gitmek için bir taksi çağırdı.Taksi geldiğinde taksiye bindi.Taksiciye:"-Marshall sokağı no:18 lütfen" diye söyledi.Taksi belli bir süre sonra marshall sokağına ulaştı.Mike ücreti taksiciye verdikten sonra arabadan indi.Nick'in evine geldikten sonra kapıya yöneldi.Kapı bildiğimiz alalade göşterişsiz bir kapıydı.David'in evine göre kıyasla nick'in evi daha küçüktü.Kapıyı çaldı.Uzun bir süre bekledi.Mike evde kimsenin olmadığını kanat getirdikten sonra  tam gideceği esnada kapının yanındaki saksının içindeki notu gördü.Notta:"-Şu an tatil için Teksas'a gidiyoruz.25 haziran da döneceğiz."Mike saatindeki tarihe baktı.Daha ayın onuydu.Buradan bilgi almasının daha iki hafta mümkün olmayacağını düşünerek oradan ayrıldı.Zaman çabuk geçmişti.Mesai saati bitmek üzereydi.Ofise döndüğünde onu patronu tom karşıladı. 
                      bazı imla hataları varsa lütfen ne olur beni affedin.yorumlarınız varsa veya yanlışlarım varsa ne olur buraya yazın.