Arkadaşlar öncelikle cümleten selamlar
Konu mailime gelmiş bende ilgili siteye girip okudum ben kanıt görmeden inanıpta yaygara çıakracak biri değilimdir ilgili sitede konuya yorum felanda yapılamadığından ilgili yazıyı burada ALINTI yapıp görüşlerimi bildirmek ve konu ile ilgili bilgisi ve belgesi olanların da yazmasını bekliyorum.
Orjinal yazı
------------------------------------------------------------------
yakın zamanda dünyanın dengesini değiştirecek element.
ama bu elementi buraya yazmamın asıl sebebi bu değil. şimdi lütfen koltuklarınıza yaslanın ve hikayeyi okuyun:
yıl: 1940 yer: almanya
2.dünya savaşının başlamasından bu yana 1 yıl olmuş ama savaş henüz tümdünyayı etkileyecek hale gelmemişti. ama hitler'in doyumsuz egosu busavaşın önce tüm avrupa'yı, sonra tüm dünyayı kasıp kavuracağınıgösteriyordu. alman bilimadamlarının en büyük arzusu bu savaşı almanyalehine çevirebilecek silahları ve enerji kaynaklarını yaratmak veyabulmaktı.
işte tam o yıllarda asya'dan gelip avrupa'ya birkısrak başı gibi uzanan ve başlamakta olan savaşı uzaktan izlemeyiyeğleyen türkiye'de kuruluşundan bu yana 5 yıl geçmiş olan maden tetkikarama (mta) anadolu'yu karış karış kazıyor, ülke ekonomisine katkıdabulunmak için vargücüyle doğada yeni şeyler bulmaya çalışıyordu.şanlıurfa ile gaziantep sınırında küçük bir kasabada araştırma yapanekibin başındaki ahmet rıza erbay 7 şubat 1940 yılında bulduğuminerallerin aslında yeni bir çağ açmaya yetecek kadar önemli şeylerolduğunun farkında değildi. zaten ilk tetkiklerin sonunda mta bubulguyu sınıflandırmayı ve periyodik tabloya yerleştirmeyi dahibaşaramamıştı. işte bu nedenle tahlil için almanya'ya göndermek gibivahim bir hata yaptılar.
tarih: 16 nisan 1940
yer: berlin / almanya
labaratuvaratürkiye'den gelen ve o güne dek keşfedilen tüm radyoaktif elementlerdençok daha fazla yoğunluğa sahip olduğu anlaşılan bir element; incelemeyapanları şaşkına çevirmiş, nazi diktasının tüm dünyayı ele geçirmesiiçin çırpınan ve bunun için kaynak arayan alman bilimadamlarını sevinceboğmuştu. ekibin başındaki herbert taninbaium hemen durumu orduyaraporlamış, daha fazla araştırma için ödenek istemiş, element hakkındageniş bilgi almak için türkiye'ye gönderilecek bir de ekip kurulmasıgerektiğini bildirmişti.
tarih: 13 mayıs 1940
yer: ankara / türkiye
almanyaile iyi ilişkiler içinde bulunan ama her halükarda savaştan uzakdurmakta kararlı olan asya'nın bu yeni yeni gelişmekte olan ülkesitürkiye almanya'dan gelen ekibi şaşkınlıkla karşılamış, açıkçası neistediklerini tam olarak anlamamışlardı. almanya türkiye'nin güneydoğuanadolu bölgesinde sınırsız araştırma yapma hakkı istiyordu ve bununkarşılığında türkiye'ye çok yüksek maddi bedeller ödemeye hazırdı. konuismet inönü'ye intikal ettirildiğinde kurt siyasetçi bunun aslındabüyümekte olan savaşa iştirak anlamına geleceğini hemen anlayıp ekiplebizzat görüşmek istedi. onca yokluk içinde almanya'nın vaatleri çokçekici gelse de zaten son savaştan yıkık dökük ayrılmış bir memleketiyeniden savaşa sokmaya hiç niyeti olmayan ismet inönü sunulan tümteklifleri geri çevirdi. alman ekibi eli boş ve biraz da kızgın birşekilde almanya'ya döndüler.
tam o esnada hiç istenmeyen birşey oluverdi ve hangi ülkenin casusunun buna sebep olduğu hiç bir zamananlaşılamadı: konu ingiltere'nin ve oradan da abd'nin kulağınagidivermişti bile. birden bire savaşla uzaktan yakından alakası olmayantürkiye savaşın taraflarından gelen ekiplerle dolup taşmaya başladı.ama hiç birisi ismet inönü'yü ikna etmeyi başaramadı. sonrasında gerekismet inönü'nün korkuları, gerekse iki tarafın da bu elementi karşıtarafa kaptırmama telaşı dolayısıyla türkiye'nin de doğudakiaraştırmalarına son vermesi, bu element konusunun uzunca bir süre birdaha açılmaması konusunda tüm taraflar anlaştılar. öyle ki, mta'nın odönemde bütün idari yapısı değiştirildi ve araştırma ekibinden kimsemta'da bırakılmadı. toplam 500 dönümlük bir araziye yayıldığı düşünülentaridyum elementinin adı bir daha anılmadı.
savaşınbitiminin ardından kimse sovyetlerin bu kadar güçleneceğini, dünyanıniki kutuplu bir hale geleceğini, son savaşta birbirinin yanındaolanların savaşın hemen ardından birbirine rakip olacaklarını elbettebeklemiyordu. savaş sona erdiğinde ingiltere ve abd'nin aklından hiççıkmamış taridyum elementinin enerji kaynağı olarak gündeme gelmesibekleniyordu ama işin içine bu kez de sovyetler girmişti ve iki tarafda bu elementi işletme hakkına sahip olmak istiyordu.
yıl: 1950
yer: türkiye
biryandan abd-ingiltere baskısı, bir yandan da sovyetler baskısı arasındasıkışmış küçük asya'da adnan menderes hükümeti kendini abd'ye yakınhissediyor ama sovyetleri de karşısına almaya çekiniyordu. işte tam osırada abd'den garip bir öneri geldi. sovyetlerin türkiye'ye coğrafiolarak daha yakın olduğunun ve elemente ulaşmak için kendisinden dahaşanslı olduğunun farkında olan bu uzak ülke bu elementin kimselerineline geçmemesi için içinde bulunduğu arazinin zaten son zamanlardaiyice artmış kaçakçılığın bahane edilerek tümüyle mayınlanmasınıöneriyordu. üstelik mayınların da maliyetini karşılamaya hazırdı.bloklar arasında sıkışmış haldeki türkiye cumhuriyeti bu öneriyebalıklama atladı ve toplam 500 dönümlük arazi tümüyle mayınlandı.
aradanyıllar geçti ve sovyetler tarihin tozlu sayfalarındaki yerini alırkenabd dünyanın tek süper gücü olarak varlığını sürdürdü. ortadoğu'da birileri karakol vazifesi gördürttüğü israil'le petrol bölgelerine yakınolurken diğer yerlere de gerek işgaller, gerekse uydurma barışgüçleriyle yerleşiyordu. (somali, afganistan v.s.) ama tüm bu süper güçolmanın bir faturası vardı ve o fatura da abd'den çıkıyordu. üstelik deabd'nin enerji ihtiyacı sürekli artmaya devam ederken kullanabileceğikaynaklar azalıyordu. işte bu şartlar içinde birden bire birilerininaklına türkiye'deki taridyum elementi geldi. bu element abd'nin enerjiihtiyacını fazlasıyla karşılamaya yetebilir, uranyum'dan çok daha yoğunradyoaktivite kapasitesi ile aynı zamanda abd ordusunun nükleersilahlar konusunda rakiplerine fark atmasını sağlayabilirdi.
2001'dekurulmasından 1 yıl sonra 3 kasım 2002'de yapılan seçimlerle iktidaragelen akp hükümeti abd ile daima iyi ilişkiler içinde olmuş, abd'ninileri karakol vazifesini israille birlikte paylaşmaya başlamıştı. amaher şey gibi bunun da bir bedeli vardı ve ekonomiyi yabancılara teslimetmek bu bedeli ödemek için yeterli değildi.
ekonomik krizlebirlikte yeniden alternatif enerji kaynaklarının peşine düşmüş abd buelementi her ne pahasına olursa olsun elde etmek ama işletme hakkınıtürkiye ile paylaşmamak istiyordu. çünkü çok fazla enerjiye ihtiyacıvardı ve artık doğuda bir denge unsuru olmaktan çıkmış durumdakitürkiye'ye pay vermeye hiç mi hiç niyeti yoktu. bunun için hemenalternatif planlar hazırlandı ve mayınların temizlenmesi konusu gündemegetirildi. ama bunu doğrudan yapması batıda bu konuyu bilen diğerdevletleri işkillendirebilirdi. bu nedenle ortadoğudaki güvenilirkarakol konumundaki israil'in kullanılmasına karar verildi ve türkiyeçeşitli yönlendirmeler sonucu mayınlı arazilerin temizlenmesi içintaridyum elementinin bulunduğu tüm arazileri israil'e 49 yıllığınakiralamak için meclisten bir yasa çıkardı.
şimdi tam olarakanlayabiliyor musunuz meclisin israil'e bu arazileri adeta peşkeşçekmek için bunca ısrarcı olmasını? şimdi tam olarak anlayabiliyormusunuz birden bire kürt sorununda adımlar atılmasını? şimdi tam olarakanlayabiliyor musunuz türkiye ile israil'in köşe kapmaca oynar gibi biriyi, bir kötü ilişkilerini? şimdi tam anlayabiliyor musunuz abd'nintürkiye'ye ilgisini?
size daha vahim bir şey söyleyeyim,internette taridyum diye arama yapın, bakın bakalım hiç kaynakbulabilecek misiniz? her elementle ilgili bir sürü kaynakbulunabilirken taridyumla ilgili tek bir kaynak bilgi dahibulamazsınız. sizce bunun sebebi ne olabilir?
lütfen, bu yazıyıtanıdığınız herkese gönderin. bu peşkeşe son verelim. bu peşkeştürkiye'nin ihtiyacından da fazla enerji kaynağı sunabilecek taridyumelementinin sonsuza dek elimizden çıkması anlamına geliyor. akp'ninülkeyi satması karşısında sessiz kalabilirsiniz ama bu sadece ülkemizinsatılması değil, aynı zamanda geleceğimizin de satılmasın anlamınageliyor.
çok geç olmadan, bu talanı durdurun!
-------------------------------- BURAYA KADAR TAMAMEN ALINTIDIR--------------------
Şimdi gelelim benim düşüncelerim ve görüşlerime öncelikle bunu yazan arkadaş kimse bu yazıyı görünce bunca bilgiyi nerden edindiğini açıklarsa sevinirim.
Benim görüşlerime gelince bir bakıma söyleneneler mantıklı gelebilir. Ancak bir kanıt olmadan bir şeyler yapıp yaygara çıkarmakta mantıklı değil. Bahsedilen arazi yanlış biliyorsam özür ancak sadece tarım alanı olarak kullanılmak için verildi. Yine Türkiye'nin toprağıdır. Verilen süre 49-50 yıl gibi çok uzun bir süre olduğundan benide rahatsız etmiyor değil tabiki. Eğer bahsedildiği gibi ise bu işin peşini bırakmak aptallık olur. Görüşleriniz ve elinde belge veya canlı olarak zamanında bu olaya şahit olmuş tanıdıkları olan varsa yazılarını bekliyorum.