TCK Bilişim Suçları HERKES OKUSUN !

Erhan Tiryakioğlu
25-10-2009, 12:32   |  #1  
Erhan Tiryakioğlu avatarı
OP Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 3
4,716 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Haz 2009

Yazar     A.Hakan Ekizer   

      Yeni     TCK'da Bilişim Suçları            

Avrupa birliği uyum     yasaları çerçevesinde hazırlanan, suçlara ve cezalara yeni düzenlemeler     getiren 5237 sayılı yeni TCK, 1 Haziran 2005 tarihi itibari ile yürürlüğe     girmişti. 79 yıldır yürürlükte bulunan ve 06.Haziran.1991 yılında     ilk olarak bilişim suçları olgusunun metine girdiği 765 sayılı     (eski TCK) Türk Ceza Kanunu’na ek olarak bir çok düzenlenme yapılmış     bilişim alanında işlenen suçlarda oldukça genişletilmeye çalışılmıştır.              


Yeni TCK ile birlikte;      Bilişim Suçları, onuncu bölüm altında “Bilişim Alanında Suçlar”      başlığı altına alınmış ve eski TCK ya ek olarak Banka ve Kredi     Kartlarına karşı işlenen suçlara ve Tüzel Kişilerin bilişim     suçları işlemesine yönelik maddeler eklenmiştir.           


Yeni Türk Ceza Kanunundaki     bu düzenlemelerin yanında, bilişim sistemleri ile işlenebilecek     ancak tek başlarına tamamen bilişim suçu olarak adlandırılamayacak     suç tipleriyle ilgilide düzenlemeler yapılmıştır.         


Eski TCK da bilişim     suçları madde 525/a/b/c/d altında  çok kısa ve yetersiz olarak bahsedilirken,     5237 sayılı yeni TCK da 243–244–245–246 ‘ıncı maddeler ile     bir çok farklı başlık altındaki maddelerde bilişim suçlarına     da yönelik düzenlemelerde bulunulmuştur. Örneğin; yeni TCK’nın     ikinci kısmı olan kişilere karşı suçların, dokuzuncu bölümünde,     “Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar” başlığı     altında;  madde 135 ile “kişisel verilerin kaydedilmesi” suçu,     madde 136 ile “kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme ve ele     geçirme” suçu, madde 138 ile “verileri yok etme” suçu konularında     düzenlemeler ve eklemeler yapılmıştır.          


Yine, yeni TCK’nın     ikinci kısmı olan kişilere karşı suçların onuncu bölümünde,     “Malvarlığına Karşı Suçlar” başlığı altında madde 142     ile hırsızlık suçun nitelikli hırsızlık olarak bilişim sistemlerinin     kullanılması ve madde 158 de ki dolandırıcılık suçunun nitelikli     dolandırıcılık olarak bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle     işlenmesi halinde cezanın ağırlaştırıcı sebebi olacağı vurgulanmıştır.             


Yine TCK’nın ikinci     kısmındaki yedinci bölümü olan “hürriyete karşı olan suçlar”     altında madde 124 teki “haberleşmenin engellenmesi” suçu, aynı     kısmın sekizinci bölümü olan “şerefe karşı suçlar”  başlığı     altında madde 125 deki “hakaret” suçu, aynı kısmın, dokuzuncu     bölümünde, “Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar”     başlığı altında madde 132 deki “haberleşmenin gizliliğinin     ihlali” ile madde 133 deki “kişiler arasındaki konuşmaların     dinlenmesi - kaydedilmesi” suçu ve topluma karşı işlenen suçlar     kısmının yedinci bölümünde ise “Genel ahlaka karşı işlenen     suçlar” adı altına madde 226 daki “müstehcenlik suçu” da     direkt olarak bilişim suçu olarak adlandırılmasalar da bilişim     vasıtası olarak işlenebilecek suçlardandır.          


Şimdi isterseniz     yeni TCK’nun bilişim alanında işlenen suçlardaki düzenleyici     kanun maddelerine içerikleriyle birlikte detaylı olarak bakalım.


ÜÇÜNCÜ KISIM     / Topluma Karşı İşlenen Suçlar 
    ONUNCU BÖLÜM / Bilişim Alanında Suçlar


Bilişim sistemine     girme  
    MADDE 243. - (1) Bir bilişim sisteminin bütününe     veya bir kısmına, hukuka aykırı olarak giren ve orada kalmaya devam     eden kimseye bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir.              


Maddenin bu fıkrası     ile birlikte hukukumuz bilişim sisteminin her alanına yetkisiz olarak     her ne suretle olursa olsun girmeyi ve girdikten sonra orada kalmayı     suç olarak saymakla birlikte, bilişim sisteminde her hangi bir zarar     verilmese bile yahut bilişim sistemi üzerindeki veriler silinip, değiştirilmese     veya yetkisiz olarak girişi yapılan bilişim sistemininin çalışması     engellenip, bozulmasa bile suç saymıştır.          


Böylelikle hukukumuz     Avrupa Siber Suç Sözleşmesinin ikinci maddesinde belirtilmiş olan     “hukuka aykırı erişimi” hususunu bünyesine katmış, eski TCK’     da ki bir eksikliği gidermiş olmuştur. Eski TCK da bilişim sistemine     salt olarak giriş ve orda kalınması suç olarak tamamen sayılmamakla     birlikte verilerin ele geçirilmesi yok edilmesi veya değiştirilmesi     durumuda suç gerçekleşmiş olmaktaydı. Bu fıkra ile birlikte hukukumuz     isabetle sadece bilişim sistemlerinin güvenliğinin ihlalini bile     suç saymakla diğer ülkelerdeki gibi bir olgu içerisine girmiş ve     büyük bir isabette bulunmuştur.


(2) Yukarıdaki     fıkrada tanımlanan fiillerin bedeli karşılığı yararlanılabilen     sistemler hakkında işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranına     kadar indirilir.          


Burada suç açısından     hafifletici bir neden bulunmaktadır. Ancak fıkrada belirtilen bedeli     karşılığı yararlanılan sistemlerden kastın ne olduğu tam olarak     açıklanamamıştır. Umarız ki bu konuda oluşabilecek yargıtay     içtihatları veya hukukcularımızın yorumları bizlere ileriki aşamada     konunun anlaşılması bakımından yardımcı olabilecektir.


( Araştırılıp     güncellenecektir.)


(3) Bu fiil nedeniyle     sistemin içerdiği veriler yok olur veya değişirse, altı aydan iki     yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.         


Yukarıdaki 3. fıkra     ile bilişim sistemine girme eyleminin ağırlaştırıcı sebebi belirtimiştir.     Burada bilişim sistemine yetkisiz olarak giriş yapan şahsın kastı;     zarar vermek, verilerin yok edilmesi yahut değiştirilmesi olmadığı     halde kastı aşan hareketi sonucu bir zarar meydana gelmiş ise suçun     ağırlaştırıcı sebebi ortaya çıkmaktadır. Eski TCK ya bakıldığında     gerek sadece sisteme girme eyleminin suç sayılmaması gerekse sisteme     girdikten sonra kastı aşan bir zararın meydana gelmesinin ağırlaştırıcı     sebep sayılması hukukumuz bakımında büyük bir eksikliğin giderilmesine     katkı sağlamıştır.


Sistemi engelleme,     bozma, verileri yok etme veya değiştirme      
    MADDE 244
. - (1) Bir bilişim sisteminin işleyişini engelleyen     veya bozan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.       
    (2) Bir bilişim sistemindeki verileri bozan, yok eden, değiştiren     veya erişilmez kılan, sisteme veri yerleştiren, var olan verileri     başka bir yere gönderen kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis     cezası ile cezalandırılır.          


Bu maddenin 1’nci     fıkrası ile birlikte; yukarıdaki madde 243’ün 1’nci fıkrasındaki     bilişim sistemine girme eylemi gerçekleştikten sonra bilişim sisteminin     işleyişinin engellenmesi veya bozulması durumunda kanun koyucu cezalandırmada     bulunmuştur. 2’nci fıkrası ile birlikte ise; bilişim sistemindeki     verilerin bozulmasını, silinmesini, değiştirilmesini, kullanılamaz     hale gelmesini, yeni ve farklı verilerin yerleştirilmesini yahut mevcut     verilerin başka bir yere aktarılması eylemini de cezalandırmaktadır.             


Yeni TCK ile birlikte     Avrupa Siber Suç Sözleşmesinin de yer alan 4’üncü ve 5’inci     maddeler ile uyumluluk sağlanmıştır. ASS’ de 4 madde ile bilişim     sistemi üzerindeki verilere etki etme, 5’inci madde ile de sistem     etki etme hususları düzenlenmiştir.         


Yeni TCK ile birlikte     yasa koyucu sadece bilişim suçunda suça konu yazılım ve verileri     koruma altına almamış, bilişim sisteminin donanımına karşı yapılabilecek     ızrar eylemini de bozmak, yok etmek, erişilmez kılmak ibareleriyle     suç saymıştır. Bu suç tanımlaması ile yasa koyucu salt olarak     bilişim sisteminin tümünü ve bilişim sisteminin içerdiği yazılımları     verileri korumayı hedeflememiş, aynı zamanda bu bilişim sistemini     eğitimden ticarete, devlet işlerinden bilimsel çalışmalara kadar     sayılabilecek daha birçok alandaki kullanıcılarını da korumayı     hedeflemiştir. Burada herkes suçun mağduru olabilir. Bura dikkat     edilmesi gereken şey mağdur olarak illaki zarar gören bilişim sisteminin     sahibi olunması gerekmemektedir. Örneğin bir internet sunucusu yurt     içi yahut yurt dışı kaynaklı bir firmaya ait olabilir ancak o web     sunucusu üzerinde yayın yapmakta olan web sayfası hukukumuzca korunması     gereken tüzel kişi, özel kişi veya kamu kurumu olabilir. Burada     fail internet ortamının verdiği bağlantılılık sebebiyle yine     yurt dışındaki bir şahıs veya tüzel kişi olabilir, fail ve mağdur     bakımından yerellik esas değildir. Böyle bir durumda adli istinabe     yoluyla diğer ülkelerle temasa geçilmesi gerekmektedir.


(3) Bu fiillerin     bir banka veya kredi kurumuna ya da bir kamu kurum veya kuruluşuna     ait bilişim sistemi üzerinde işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı     oranında artırılır.         


Yasa koyucunun özellikle     korumak istediği bilişim sistemlerine bakıldığında; banka ve kredi     kartları ya da kamu kurum ve kuruluşlarına karşı yapılan bir eylem     burada suçun ağırlaştırıcı sebebi olduğu görülmekte burada     devlet ve finans sektörünün daha büyük zararlara maruz kalabileceği     düşüncesi ile uluslar arası standartlarda isabetli bir yaptırım     uygulanmıştır.


(4) Yukarıdaki     fıkralarda tanımlanan fiillerin işlenmesi suretiyle kişinin kendisinin     veya başkasının yararına haksız bir çıkar sağlamasının başka     bir suç oluşturmaması hâlinde, iki yıldan altı yıla kadar hapis     ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.           


Burada şahsi veya     bir başkası hesabına fıkra 1 ve 2 deki eylemlerin gerçekleştirilerek     haksız bir çıkar sağlamanın başka bir suç oluşturması durumu     düzenlenmiş bulunmaktadır. Burada haksız kazancın başka bir suçu     oluşturması halinde TCK ‘nın ilgili maddeleri ile işlem yapılacağı,     başka bir suçu oluşturmaması halinde ise bu fıkra gereğince cezalandırmanın     yapılacağı belirtilmiş bulunmaktadır. Yani burada mevcut suç hırsızlık,     dolandırıcılık, emniyeti suistimal suçlarını içerdiği takdirde     bu fıkra hükümlerince uygulama yapılmayacaktır.


Banka veya kredi     kartlarının kötüye kullanılması 
    MADDE 245. - (1) Başkasına ait bir banka veya kredi     kartını, her ne suretle olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran     kimse, kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin     rızası olmaksızın bunu kullanarak veya kullandırtarak kendisine     veya başkasına yarar sağlarsa, üç yıldan altı yıla kadar hapis     cezası ve adlî para cezası ile cezalandırılır.          


Yeni Tck’da ki önemli     bir gelişme olan Banka ve Kredi kartlarına yönelik işlenebilecek     bilişim suçlarının cezalandırılması söz konusudur. Ancak burada     dikkat edilmesi gereken kredi kartları suçlarının sadece bilişim     sistemi yoluyla işlenmemesidir. Çalıntı bir kredi kartının başka     bir pos cihazında kullanılmasında her hangi bir bilişim suçu söz     konusu olmamaktadır. Bu bağlamda bilişim suçu olarak kredi kartı     suçlarını değerlendirirken bakılması gereken suçun ne tür bir     aktivite ve araç ile işlendiğidir. Suç bilişim sistemleri kullanılarak     kartın oluşturulması, kart bilgilerinin bilişim sistemleri kullanılarak     ele geçirilmesi veya elde edilmiş kartın bilişim sistemleri aracılığı     ile menfaat temini amacıyla kullanılması durumunda bilişim suçları     başlığı altında yer almalıdır görüşleri daha şimdiden yukarıda     ki fıkraya muhalefet eder biçimde ortaya çıkmaktadır.          


Bu bağlamda uygulamada     birçok hata ile karşılaşılmaktadır. Banka ve kredi kartlarının     kötüye kullanılması bazı durumlarda hırsızlık, dolandırıcılık,     emniyeti suistimal suçlarını da oluşturabilmektedir. Sahte kimlik     bilgileri ile kredi kartı başvuruları ya da yan kesicilik sonucu     elde edilmiş kredi kartı ile menfaat temini çoğu zaman nitelikli     dolandırıcılık suçu ile karıştırılarak bilişim suçları olarak     daha şimdiden değerlendirmelerde bulunulmaktadır. Yasa koyucunun     bu madde üzerinde daha açıklayıcı ve bilgilendirici şekilde düzenlemelerde     bulunmasının elzem olduğu görüşü oldukça yaygındır.


(2) Sahte oluşturulan     veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartını kullanmak     suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlayan kişi, fiil daha     ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde,     dört yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.


Yukarıdaki fıkrada;     bir önceki maddenin fıkrasında belirtildiği gibi suçun daha ağır     bir cezayı gerektiren başka bir suç oluşturması durumunda bu madde     hükümlerince işlem yapılmayacağı hususu belirtilmektedir.


Tüzel kişiler     hakkında güvenlik tedbiri uygulanması      
    MADDE 246. - (1) Bu bölümde yer alan suçların işlenmesi     suretiyle yararına haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında     bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur


Yukarıdaki madde ise     tüzel kişilerin kendilerine özgü güvenlik tedbirlerinin uygulanacağı     belirtilmektedir.


İKİNCİ     KISIM / Kişilere Karşı Suçlar 
    YEDİNCİ BÖLÜM / Hürriyete Karşı Suçlar  


haberleşmenin     engellenmesi   
    MADDE 124.
- (1) Kişiler arasındaki haberleşmenin hukuka     aykırı olarak engellenmesi hâlinde, altı aydan iki yıla kadar hapis     veya adlî para cezasına hükmolunur.      
    (2) Kamu kurumları arasındaki haberleşmeyi hukuka aykırı olarak     engelleyen kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.      
    (3) Her türlü basın ve yayın organının yayınının hukuka aykırı     bir şekilde engellenmesi hâlinde, ikinci fıkra hükmüne göre cezaya     hükmolunur.          


Yukarıdaki madde     124’e bakıldığında direkt olarak bilişim suçu olgusunun var     olduğunu anlamak biraz zor gibi gözükmekle birlikte aslında haberleşmenin     engellenmesi bilişim sistemlerine karşı veya bilişim sistemleri     vasıtası ile cereyan edebilmektedir. Örneğin bir e-posta sunucusunun     çalışmasının engellenmesi yahut fıkra ikide belirtildiği gibi     basın ve yayın organının internet üzerinden yahut özel bilişim     tabanlı vericileri üzerinden yayınının engellenmesi kanun koyucu     tarafından suç olarak sayılabilmektedir. Bu durumda otaya TCK madde     223- 244 arasındaki hükümlerde belirtildiği gibi suçlarda ortaya     çıkabilmektedir. Bu konunun bilişim suçlarına göre mi değerlendirileceği,     yoksa sadece haberleşmenin engellenmesi suçuna göre mi değerlendirileceği     yahut iki suçun birleştirilerek mi cezalandırılma yapılacağı     ortaya çıkacak Yargıtay içtihatları ile belli olacaktır.


İKİNCİ     KISIM / Kişilere Karşı Suçlar 
    SEKİZİNCİ BÖLÜM / Şerefe Karşı Suçlar  


Hakaret  
    MADDE 125. - (1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını     rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden ya     da yakıştırmalarda bulunmak veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur,     şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar     hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında     hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât     ederek işlenmesi gerekir.  
   
………… 
    (2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü     bir iletiyle işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya     hükmolunur.  
    ……………….. 
    (4) Ceza, hakaretin alenen işlenmesi hâlinde, altıda biri; basın     ve yayın yoluyla işlenmesi hâlinde, üçte biri oranında artırılır. 
    ………………         


Yukarıdaki madde     de hakaret suçu tanımlanmış ve şartları açıklanmış bulunmaktadır.     Burada hatırlanmalıdır ki; 2 ci fıkradaki sesli, yazılı veya görüntülü     bir iletiyle suçun işlenmesi halinde ibaresi ile yasa koyucu internet     veya bilişim ağları üzerinden işlenebilecek hakaret fiilini de     kast etmektedir. İnternet veya bilişim ağları üzerinden e-posta     vasıtası ile, chat (sohbet) ortamlarında yazılı veya sesli konuşma     sırasında ve görüntülü görüşmeler sırasında bahse konu suç     günümüzde artık kolayca işlenebilmektedir. Maddenin 4 ncü fıkrasında     ise suçun alenen işlenmesi ki; herkese açık sohbet odaları vasıtası     ile veya basın yoluyla işlenmesi ki; internet de bir basın aracıdır,     cezanın ağırlaştırıcı sebebi tanımlanmıştır.


İKİNCİ     KISIM / Kişilere Karşı Suçlar 
    DOKUZUNCU BÖLÜM / Özel Hayata ve Hayatın Gizli alanına Karşı     Suçlar 


haberleşmenin     gizliliğini ihlâl  
     MADDE 132. - (1) Kişiler arasındaki haberleşmenin     gizliliğini ihlâl eden kimse, altı aydan iki yıla kadar hapis veya     adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu gizlilik ihlâli haberleşme     içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, bir yıldan üç yıla     kadar hapis cezasına hükmolunur.


Yukarıdaki maddenin     birinci fıkrasında da görüldüğü üzere kişiler arsındaki haberleşmenin     gizliliğinin ihlali suç olarak sayılmıştır. Bu ihlal günümüzde     internet ve bilişim ağları üzerinden de rahatlıkla gerçekleşebilmektedir.


(2) Kişiler arasındaki     haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, bir     yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.      
    (3) Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın     rızası olmaksızın alenen ifşa eden kişi, altı aydan iki yıla     kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.      
    (4) Kişiler arasındaki haberleşmelerin içeriğinin basın ve yayın     yolu ile yayınlanması hâlinde, ceza yarı oranında artırılır.             


Yukarıdaki fıkralarda     ise suçun ne tür şartlarda ve ne oranda cezalandırılacağı bildirilmiştir.     Buradaki ihlal ve ifşa yine bilişim sistemleri vasıtası ile olabilmektedir.


Kişiler arasındaki     konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması 
    MADDE 133. - (1) Kişiler arasındaki alenî olmayan     konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir     aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi,     iki aydan altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır.         


Günümüzde teknolojinin     gelişimi ile birlikte, kişiler arasında konuşmalar bilindiği gibi     sadece telefon konuşmaları veya karşılıklı yüz yüze konuşmalardan     ibaret değildir. Bu bağlamda bilişim sistemleri ile yapılan konuşmalarda,     konuşma verilerinin aktarıldığı hat üzerinden teknik cihaz, ekipman,     yazılım ve teknik bilgi birikiminin kullanılması suretiyle dinleme     ve görüşmelerin kayda alınması mümkündür. Burada bir alet ile     kast edilen bilişim sisteminin unsuru olan bilgisayarlar veya donanımları     olabilmektedir. Aşağıdaki fıkra ile de suçun başka bir boyutu     değerlendirilmektedir.


(3) Yukarıdaki     fıkralarda yazılı fiillerden biri işlenerek elde edildiği bilinen     bilgilerden yarar sağlayan veya bunları başkalarına veren veya diğer     kişilerin bilgi edinmelerini temin eden kişi, altı aydan iki yıla     kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.     Bu konuşmaların basın ve yayın yoluyla yayınlanması hâlinde de,     aynı cezaya hükmolunur.


Kişisel verilerin     kaydedilmesi  
    MADDE 135. - (1) Hukuka aykırı olarak kişisel verileri     kaydeden kimseye altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.      
    (2) Kişilerin siyasî, felsefî veya dinî görüşlerine, ırkî kökenlerine;     hukuka aykırı olarak ahlâkî eğilimlerine, cinsel yaşamlarına,     sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri     kişisel veri olarak kaydeden kimse, yukarıdaki fıkra hükmüne göre     cezalandırılır. 
   
Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme      
    MADDE 136
. - (1) Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak     bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, bir yıldan dört     yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.      
   
MADDE 138. - (1) Kanunların belirlediği sürelerin     geçmiş olmasına karşın verileri sistem içinde yok etmekle yükümlü     olanlara görevlerini yerine getirmediklerinde altı aydan bir yıla     kadar hapis cezası verilir.          


Teknolojinin gelişmesi     ile birlikte kişisel haklara bir saldırı niteliğini taşıyan bu     eylem türünde şahısların şahsa muhasır bilgilerin hukuka aykırı     olarak izin alınmadan rıza bulunmadan kaydedilmesi halinde suç meydana     gelmektedir. Özellikle günümüzde bilişim sistemleri ile otomasyon     ortamında hastanelerde, finans kurumlarında, devlet kademelerinde,     yahut tüzel veya özel kişiler tarafından kişilerin özel bilgileri     kaydedilebilmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken kaydedilen bilgilerin     hukuka uygunluğu ve bilgi sahibinin rızanın bulunması durumudur.     Ortada rıza ve hukuka uygunluk söz konusu değilse fiil suç olarak     sayılmıştır. Aynı şekilde bahse konu kişisel verileri hukuka     aykırı olarak ele geçirmiş olan yahut başkasına vermiş olanlar     hakkında da 136 cı madde dahilinde işlem yapılır. Aynı şekilde     kanunlarda belirtildiği süre zarfı bittiği halde kişisel verileri     bilişim sistemi üzerinde saklama devam edenler hakkında da kanun     koyucumuz yaptırımlarda bulunmuştur. 


İKİNCİ     KISIM / Kişilere Karşı Suçlar 
    ONUNCU BÖLÜM / Mal Varlığına Karşı Suçlar


Nitelikli hırsızlık  
    MADDE 142. - (1) Hırsızlık suçunun; 
    ……. 
    e) Bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle,      
   
…………..          


İşlenmesi hâlinde,     üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Suçun, bu     fıkranın (b) bendinde belirtilen surette, beden veya ruh bakımından     kendisini savunamayacak durumda olan kimseye karşı işlenmesi halinde,     verilecek ceza üçte biri oranına kadar artırılır.


Nitelikli dolandırıcılık


MADDE 158.     - (1) Dolandırıcılık suçunun;  
    ………………. 
    f) Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç     olarak kullanılması suretiyle, 
    g) Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak     suretiyle, 
    ……………..          


İşlenmesi hâlinde,     iki yıldan yedi yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para     cezasına hükmolunur.         


Görüldüğü gibi     bilişim sistemlerinin kullanılması sureti ile işlenmesi nitelikli     hırsızlık suçunu oluşturmakta ve cezanın ağırlaştırıcı sebebi     olarak sayılmaktadır. Aynı şekilde dolandırıcılık suçunun da     bilişim sistemlerini vasıtası ile işlenmesi suçun ağırlaştırıcı     sebeplerinden olmaktadır. Dolandırıcılık suçlarında aynı zamanda     basın yayın araçları olarak internetin sağladığı kolaylık sayesinde     suçun işlenmesi ağırlaştırıcı sebep alabilmektedir. Burada örnek     olarak bankalardan geliyormuş gibi şahıslara gelen sahte e-postalar     vasıtası ile kişileri kandırarak kişisel bilgilerinin temin edilmesi     suretiyle yapılan dolandırıcılıklar bir çok dolandırıcılık     çeşidi arasından örnek gösterilebilir.


ÜÇÜNCÜ     KISIM /Topluma Karşı Suçlar 
    YEDİNCİ BÖLÜM /Genel Ahlâka Karşı Suçlar         


Aşağıda ki madde     ile birlikte de son olarak Yeni Türk Ceza Kanunumuz müstehcenlik suçu     başlığı altında batılı ülkelerde oldukça yaygın olan ve genel     tabiri itibari ile ismi çocuk pornografisi olan suç çeşidini suç     saymış bulunmaktadır. Ülkemizde nadir de olsa bu suç tipinin mağdurları     ve failleri bulunabilmektedir.


Müstehcenlik 
    MADDE 226. - (1) a) Bir çocuğa müstehcen görüntü,     yazı veya sözleri içeren ürünleri veren ya da bunların içeriğini     gösteren, okuyan, okutan veya dinleten,      
    b) Bunların içeriklerini çocukların girebileceği veya görebileceği     yerlerde ya da alenen gösteren, görülebilecek şekilde sergileyen,     okuyan, okutan, söyleyen, söyleten,      
    c) Bu ürünleri, içeriğine vakıf olunabilecek şekilde satışa     veya kiraya arz eden,  
    d) Bu ürünleri, bunların satışına mahsus alışveriş yerleri     dışında, satışa arz eden, satan veya kiraya veren,      
    e) Bu ürünleri, sair mal veya hizmet satışları yanında     veya dolayısıyla bedelsiz olarak veren veya dağıtan, 
    f) Bu ürünlerin reklamını yapan,      
    Kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.             


Yeni Türk Ceza kanunumuzun     bilişim sistemlerine karşı ve bilişim sistemleri vasıtası ile     işlenebilecek suçlar konusundaki yaptırımları bu yazıda, kanun     maddelerine atıfta bulunularak açıklanmaya çalışılmıştır.      Umarız ki teknolojinin gelişimi ile birlikte yeni yeni suç tiplerinin     ortaya çıkması sonrasında Türk hukukumuz günceliğini koruyabilir     ve mevcut eksikliklerini giderme konusunda yasa koyucumuz duyarlılığını     sürdürmeye devam eder.

Son Düzenleme: Erhan Tiryakioğlu ~ 25 Ekim 2009 12:38