The Godfather II’nin neredeyse mükemmel bir oyun olduğunu baştan belirteyim. Belki grafikler çok üst düzeyde değil, belki oyun süresi oldukça düşük (12 saat) ama şunu söyleyeyim ki oyunu bitirdiğiniz zaman “Keşke bitmese de birkaç gece kulübü veya kumarhane daha ele geçirsek.” diyeceksiniz.
The Godfather II’de, bize karakterimizi yaratma imkanı verilmesi ayrı bir güzellik olmuş. Karakterimizin tipi ve kıyafetleri çok çeşitli değil, hatta pek kaliteli kıyafetler olduğunu söylersek de yalan olur. Karakterimizi yarattıktan sonraysa Küba’nın Havana şehrinde oyuna başlıyoruz. Oyunun başında halkın isyan etmesi ve devletin olaya el koyması ile Küba’yı terk etmek zorunda kalıyoruz. Michael Corleone, yani The Godfather filmlerinden hatırlayacağınız ve Al Pacino’nun canlandırdığı karakter bizi, yani Dominic’i New York’a, oraların hakimi olmamız için yolluyor.
Açılın, Dominic geliyor!
Oyunda kendimize toplamda dokuz kişilik bir “aile” kurabiliyoruz. Bunlardan Tom Hagen isimli aile bireyi, bize savaşlarda değil, genelde politikada yardımcı oluyor. Onun dışında kalan yedi kişiden kendimize üç adam seçip, onlarla beraber bizim haricimizdeki bütün aileleri yok edip tek hakim olmaya çalışıyoruz. Bizim dışımızda oyunda beş aile daha bulunuyor: Carmine Rosato, Tony Rosato, Granados, Almeida ve Mangano. Aileleri yok etmek için önce hakim oldukları işyerlerini ele geçirmemiz, daha sonra da köşklerine gidip aile liderinin emrinde olan oldukça fazla sayıdaki askeri ve aile ferdini öldürmemiz gerekiyor. Tabii ki en güzel bölümü, en sonunda köşkü havaya uçurmamız. Aslında her işyerini veya arabayı havaya uçurabiliyor, duvarları patlatabiliyor, elektrikleri kesebiliyor ve daha birçok şeyi yapabiliyoruz. Bunun için bize bu alanlarda uzman kişiler gerekiyor. Yanımızda gezen adamlarımızın hepsinin uzmanlık alanları vardır. Bu uzmanlık alanları; bombacı, sağlıkçı, fedai, kasa hırsızı, mühendis ve kundakçı. Uzmanlık alanlarının hepsi, yanınızdaki üç kişide mutlaka olsun. Adamlarınızın özelliklerini para kazandıkça geliştirebilir ve onların ailedeki yerlerini de ayarlayabilirsiniz. Başta “Soldier” olan rütbeleri, daha sonra “Capo” ve “Underboss” olarak yükseliyor. Soldier rütbesine sahip adamların bir, Capo olanların iki ve Underboss olanlarınsa üç uzmanlık alanı bulunuyor. Size tavsiyem, sağlıkçı yeteneğini iki kişiye verin ve diğer uzmanlık alanlarınıysa dağıtın.
Açılmadık kilit, soyulmadık banka kalmasın
Oyunda biri Küba’da, biri New York’ta, kalan ikisi de Florida’da olmak üzere toplamda soyulmayı bekleyen dört banka, açılmayı bekleyen 52 para kasası,13 adet ateşli ve 10 adet de yakın mesafe silah bulunuyor. Araç çeşidiyse fazla değil; yaklaşık 10 - 15 farklı araç görebilirsiniz. Ele geçirilmeyi bekleyen dokuz adet işyeri çeşidi / iş tipi mevcut: Kumarhaneler, silah kaçakçıları, elmas kaçakçıları, otomobil ticareti, kadın ticareti, uyuşturucu ticareti, inşaatçılık ve gece kulüpleri. Örneğin; Küba’da, New York’ta ve Florida’da otomobil ticareti yapan tüm yerleri ele geçirirseniz zırhlı otomobilleri kullanmaya başlayabilirsiniz. Tabii ki diğer işyerlerinin de kendine özel getirileri oluyor.
Kullandığımız haritanın üç boyutlu olmasının görsel güzelliği bir yana, aradığımız şeyleri kolayca bulmamızı kolaylaştırması da önemli bir artı. Sokaklarda gelişigüzel yerlerde bazı insanlar oluyor ve haritada da bu kişileri görmek mümkün. Kimisi polis memuru, kimisi hapishane görevlisi, kimisi doktor, kimisi diplomat olan bu insanların önemi, onlarla karşılıklı çıkar ilişkimizin olabilmesi. Örneğin; biz polise bir iyilik yapıyoruz, bir adamı öldürüyoruz ve o da bize borçlanıyor. Daha sonra bir işyerini bombaladık diyelim, olay yerine gelen veya sokakta çıkan çatışma sonucunda peşimize düşen polislerin peşimizi bırakmasını, iyilik yaptığımız polisten istiyor ve kurtuluyoruz.
Tabii ki her oyunun olduğu gibi The Godfather II’nin de iyi ve kötü yönleri var. Kötü yönleriyle başlayalım: Bütün bankaların içinin birbirine benzemesi, kasayı bulmayı ve soymayı kolay hale getirmiş. Otomobil çeşitliliğinin yetersiz olması da bende hayal kırıklığı yarattı. Karakterimizin zıplayamaması, yarım metre yüksekliğindeki yerlere dahi çıkmak için çıkış aramamıza sebep oluyor. En ilginciyse nereye gidersek gidelim, hatta otomobille şehrin diğer ucuna kadar gidelim, araçtan indiğimiz anda adamlarımızın yanımıza birden gelmesi -bizim için iyi olabilir ama- oyunun gerçekçiliğini düşürmüş. Beni en çok üzen şeylerse yanımızda üçten fazla adamla gezememek ve çok kısa olan oyun süresi oldu. Tabii ki iyi yönleri bunlardan çok daha baskın; derin ve bağlayıcı senaryosu, istediğiniz her an aksiyonun içinde kendinizi bulabilme imkanı, çeşitli infaz sahneleri, silah çeşitliliği ve mükemmel patlama sahneleri beni baştan çıkaran yönleri oldu oyunun. The Godfather II, bende iz bırakan oyunlar arasına giriyor ve tadı damağımda kalıyor.
The Godfather II, beklediğimin üzerinde bir yapım olmuş. Eğlenceli atmosferi ve içeriği, oyunun eksilerini büyük oranda kapatmayı başarıyor.
Levelin puanı=8,0