hiç kuşkusuz ön yargıbence... ön yargı ile yaklaşmaya bayılıyoruz, kafamızda gerçekler kurup yargısız infaz yapmak kanımızda var sanki. istisnalar tabii ki mevcuttur ama kendim de dahil olmak üzere en büyük sorun bu illet ön yargı saçmalığıdır.
en büyük sorunu bilgi eksikliği, bilgisizliktir. daha sonra dar bir bakış açısı bunu takip eder.
[url=][/url][url=][/url]
olur olmaz insanlara karşı gereksiz samimiyet.. herkes arkadaş herkes iyi herkes güzel ön kabulü. bunların sonucunda suistimale fazlasıyla açık bir bünye.
Ne enteresan? Yıllar evvel geçici olarak öğretmenlik yaptığım bir meslek lisesinde öğrencilerime aynı soruyu sormuş ve cevaplarını birlikte tartışmıştık.
Yukarıda verilen cevaplara genel olarak katılmakla beraber, bence Türk insanının şu anda yaşadığı ve kendisini düzeltmezse yaşamaya da devam edeceği sıkıntılara yol açan en temel iki sorunu :
1. Dürüst olmaması, ve
2. Bencil olmasıdır.
Daha ilköğretim çağından itibaren mesnetsiz (dayanak noktasız) bir "hakkını yedirmeme" dürtüsü ile ebeveynleri ve büyükleri tarafından egosu kamçılanan Türk insanı, maalesef hakkını korurken "Acaba başkalarının hakkına zarar verdi mi, vermedi mi?" diye sorgulanmadığından "hakkını korumak" adına yaptığı her türlü eylemi tabiri caizse mübah kılıp etrafına bencillik duvarlarını örmeyi başarmıştır. Ana-babalar en, ama en öncelikli görevleri olan "yavrularına doğru ile yanlışı ayırt etme kabiliyetini" vermeyi beceremedikleri için bu bencillik sorunsalı kendini (adı üstünde) ben-merkezci, egoist, hoşgörüsüz, kural tanımayan, dalavereci bireyler olarak gösteriyor maalesef. Üstüne üstelik bu bireyler, dürüst olmadıklarından zekâlarını yalnızca başkalarını aldatmaya veya başkalarını kullanmaya harcadığı için uzun vadede ne topluma, ne de kendisine bir faydası dokunmamaktadır. Uzun süre yurt dışında da yaşamış biri olarak bu temel fark o kadar bariz ki, maalesef tablonun vehameti Türkiye'ye ancak dışarıdan bakınca daha iyi görülebilir.
Ama bana en ironik gelen ne biliyor musunuz? Sen vatandaş olarak üzerine düşen yükümlülüklerin neredeyse tamamını ihmal et, vergini ödeme, yasalara ve kurallara uyma, çöpünü sokağa at, kaldırımlara tükür, hayvanlara eziyet et, başka insanları aşağıla, herkesi aldatmaya, kolay yoldan para kazanmaya ve kişiliksiz bir biçimde bir yerlere/birilerine amiyane tabirle "kendini yamamaya" çalış, çal-çırp, ondan sonra da düzgün gitmeyen şeylerden dolayı gel, şikayet et. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?
Yıllar önce Emniyet Genel Müdürlüğü'nün Trafik Haftası vesilesiyle yollara astığı ve halen aklımda olan çok güzel bir söz var : "Değişime kendinizden başlayın, emin olun herkesin değiştiğini göreceksiniz." Umarım bu tartışma bazılarına faydalı olur ve bir nebze olsun düşünmelerine yol açar.
Kişilerin kişiliği ile ilgili her şey film dizi ve hiç gerçekleşmeyecek hayallerden dolayı oluşuyor (KİŞİLİK NEDİR?).
Televizyon eleştireceğiniz kişiyi size o kadar yaklıştırıyor ki "ulaşılamaz" Durumu ortadan kalkıyor durum böyle olunca KOLAY ELEŞTİRİ Açığa çıkıyor.
Bu sizde alışkanlık yapıyor "ÖNÜMÜZEEEE GELENE BİRRRRR TEKMEEE"
Yani eski insanlar o yüzden çok düşünür az konuşurdu
@bilgem, walla sen ne alıyorsan bana da tavsiye edersen sevinirim arkadaşım :P
Zaten sayıca az olan makul beyin hücre sayımın önemli bir bölümünü senin mesajını anlamaya çalışırken kaybettim galiba. Düşünmeye çalıştıkça "Aradığınız akla şu anda ulaşılamıyor, lütfen bir ara tekrar deneyiniz" mesajı almaya devam ediyorum.
Eee, eskilerin dediği gibi "Dam başında saksağan, vur beline kazmayı" durumunun katıksız ve dumuratif bir aksi olmuşsun, tebrik ederim.
NOT: O tekerlemenin doğrusu "Önümüze gelene BİN tekme" olacak ;))
@bilgem'in de dediği gibi Tv dizi/filmleri insanları öyle bir dünyaya sürüklüyor ki herkes (AMA HERKES!) onlara benzemeye çalışıyor. Sokakta herkesin saçı bu hale gelmiş, erkekler (!) göğüslerini yolup kulaklarını delmiş bir haldeler.. Kızlara ise Feminizm cesareti verilip topluma egemen olmaları için baskı yapılıyor ve erkeklik taslamaları öğretiliyor.. (Bunları inkar edemezsiniz, sokağa çıksanız eve dönene kadar en az 5 tane dediğim tip göreceksiniz -en az!-)
Ayrıca Eski Türk Filmelerini ara sıra izlerim. O kadar saçma, gerçeklikten uzak sahneler var ki, annelerimiz babalarımız vs. büyüklerimiz hep bunları izleyerek büyümüş ve birbirlerine o şekilde davranmaya çalışmaya başlamışlardır (Bu hemen oluşmasa da yaşlandıkları zaman -yani şu sıralar- ortaya iyice çıkmışlardır -beyinlerine yerleştiğinden-).
Örnek ver derseniz; Tatar Ramazan (Deli etmeyin adamı, raconu..), Cüneyt Arkın (Önümüze gelene bir/bin tekme), Kemal Sunal (-Gülüş ve ardından- Ah canım, saflığı), Müjde Ar (İffetini korumaya çalışan (!) bir kadın rolü).. Ve daha niceleri, halkımızı zehirlemiş ve şuan ki diziler/filmler de yeterince zehirlemekte ve toplumu fimllerdeki/dizilerdeki gibi yaşamaya özendirmek istemektedirler..
Çokca uzun ve konudan da epey bir uzak oldu ama özetle demek istediğim eğer dizi/film izliyorsanız derhal bırakın. @commspro ve tabi Emniyet Genel Müdürlüğünün de dediği gibi "Değişime kendinizden başlayın, emin olun herkesin değiştiğini göreceksiniz."