yemek atasözleri

viking20
25-12-2008, 20:18   |  #1  
viking20 avatarı
OP Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 141
7,681 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: May 2006

Yeme, içme ve gıdalar hakkındaki güzel sözler

Misafir on kısmetle gelir, birini yer, dokuzunu bırakır. (Atasözü)

Açın karnı doyar, ama gözü doymaz. (Atasözü)

Yaşamın üç altın kuralı şunlardır; az ye, az söyle, az incit. (Nizami)

Aç gezmekten, tok ölmek iyidir. (Atasözü)

Dertlerin başı mide, devaların başı perhizdir. (La Edri)

Bakla değil, vakitsiz baklava olsa yenmez. (Atasözü)

Yiyenler susar, yemeyenler konuşur. (Atasözü)

Boş bir mide, dolu bir kafayı boşaltabilir. (Atasözü)

Nice lokmalar vardır ki, sahiplerini bir saatlik lezzet için o kişiyi hayatı boyunca yemek lezzetinden mahrum etmişlerdir. (Arap Atasözü)

Açın karnında ekmek durmaz (Atasözü)

Az yiyen az uyur, çok yiyen güç uyur. (Atasözü)

Şişmanlıktan kaçının. Çünkü şişmanlık vücudu bozar, hastalık getirir. İbadete karşı imsanı tembelleştirir. (Hz. Ömer)

Açlık ilaçların padişahıdır. Açlığı canla gönülle benimse onu hor görme. (Hz. Mevlana)

Açlık ilaçtır, hastalık ise üst üste yemektir. (Haris bin Kelde)

Yemekten sonra mutlaka yürüyün, velev ki bir metre olsa bile. (Lokman Hekim)

Zararlı şeyden az yemek, faydalı şeyden çok yemekten daha iyidir. (Hipokrat)

Mideyi taşıyan ayaklar değil, ayakları taşıyan midedir. (Cervantes)

Kemale erenler, ancak midelerine gireni kontrol etmekle kemale ermişlerdir. (İbrahim bin Ethem)

Çok yeme, iştahın gelmeyince yemek yeme. (Lokman Hekim)

Yemede, içmede orta yola riayet etmeyenler, kendilerinin düşmanıdır. (Hz. Ali r.a)

Çok yiyenin aklı zayıf, kalbi katı, hisleri kaba, vücudu anormal, sihati bozuk ve ömrü kısadır. (S. Kaptanağası)

En düzgün işleyen saat midedir. (Fransız Atasözü)

Eğer insan yalnız yemekle yaşasaydı, çok yiyenler daha çok yaşardı. (Nizami)

Nefsine uyma, yemeği az ye ki seni sırtında taşısın, eğer çok yersen, sen yemeği sırtında taşırsın. (Atasözü)

İnsanın düşmanı karnıdır. (Atasözü)

Nice yemekler vardır ki, yiyeni yemiştir. (Hukema)
-----
Güzel yemeklerin hazırlandığı mahallenin zengin konağında bir yemek veriliyormuş. Nasıl olmuşsa, Nasrettin Hoca'nın çağırılması unutulmuş veya kasten çağırılmamış. Hoca durur mu? Hemen bir zarf alıp, içine boş bir de kâğıt koymuş. Ne zarfın üstüne, ne de kâğıda hiçbir yazı yazmamış. Elinde bu zarfla çat kapı iftar verilen eve gitmiş, zarfı gösterip içeriye dalmış. Mektubu ev sahibinin eline verip, hemen sofraya oturup, bir güzel karnını doyurmaya başlamış.
Ev sahibi yemek boyunca, zarfı, mektup kâğıdını evirip çevirmiş, bakmış, birşeycikler anlayamamış. Sonunda Hoca'nın yanına gelip:
—Hocam, elime tutuşturduğunuz bu kâğıt nedir, bir türlü anlayamadım! deyince. Hoca:
—Efendim, herhalde bana gönderdiğiniz iftar devetiyesi olacak. Galiba zarfa benim adımın, içine de davet yazısının yazılması unutulmuş! cevabını vermiş.

Hoca, evinde ve mütevazi sofrasında yemekten kalktıktan sonra, hasisliğiyle bilinen komşusu, onu evine davet eder. Biraz oturduktan sonra ortaya bal ve kaymak gelir. Hoca dayanamaz,oturup sininin başına balı kaşıklamaya başlar.Ev sahibi bakar ki,bal bitiyor;
—Hocam, sade bal içini yakar,biraz da kaymak yesene! diyince, Hoca:
—Beni bilmem amma, galiba senin için yanıyor! cevabını verir.

Efendim, bir konaktan Hocayı iftara çağırmışlar. Top atılmış, sofraya oturulmuş. Tesadüf müdür, yoksa Hoca'ya muziplik olsun diye mi, herkesin önüne normal yemek kaşıkları konulduğu halde, hocaya gayet küçük bir kaşık düşmüş. Hoca'nın yanında oturan ev sahibi, her kaşıkta:
—Cooohh... Öldüm... Pek güzelmiş! diye çorbayı içmeye devam ediyormuş. Hoca bakmış ki tasta çorba azalıyor, elindeki küçük kaşıkla onlara yetişemiyor, dayanamamış, yanında oturan ev sahibinin kulağına eğilip:
—Aman efendi hazretleri,sizin şu kaşığı biraz bana verseniz de,biz de ölsek!demiş.

Anteplinin biri doktora gider. Kalbi ve kilolarıyla ilgili şikayetlerini iletir. Doktoru tavsiyelerde bulunur :- "Bundan sonra beyaz et salata türü yiyeceklere ağırlıklı beslen." Hasta sorar : - "Dediklerinizi yemekten önce mi sonra mı yiyeceğim?"

Son Düzenleme: viking20 ~ 25 Aralık 2008 20:31
ozanaab
25-12-2008, 20:44   |  #2  
Yıllanmış Üye
Teşekkür Sayısı: 0
1,434 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: May 2008

çok güzel sözler. felsefi ler bayaı :D
şnsanlar bunları da aklında tutmalı bence

Pierrs
05-02-2020, 22:20   |  #3  
Taze Üye
Teşekkür Sayısı: 1
1 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Şub 2013

Deve taze yaprak yemek isterse boynunu uzatır.

Bunu buldum konuya uygun :D kaynak: turkceatasozleri.com

Son Düzenleme: Pierrs ~ 05 Şubat 2020 22:21
Chıptansel
15-02-2020, 17:32   |  #4  
Chıptansel avatarı
Üye
Teşekkür Sayısı: 2
51 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Ara 2016

Ayvayı yemek:Oldukça kötü bir durumla karşı karşıya kalmak.

Birbirini yemek:Birisiyle sürekli olarak kavga etmek, didişmek.

Başının etini yemek:Aynı konuda birisine art arda aynı şeyleri söylemek, yakınmak.

Çiğ çiğ yemek:Birisine çok fazla kızmak, öldürecek kadar sinirlenmek.

Damga yemek:Bir topluluk ya da kişi tarafından bir konuda yaftalanmak, adının çıkması.