> Üç türlü aristokrasi vardır; birincisi yaş ve kıdem; ikincisi servet; üçüncüsü akıl ve bilgidir. En şereflisi sonuncusudur.
> Dünyanın en yoksul insanı, paradan başka hiçbir şeyi olmayandır.
> Her çocuk bir bakıma bir dahi ve her dahi bir bakıma bir çocuktur.
> Tüm sınırlamalar kişiyi mutlu kılar. Görme, etki ve temas alanımız ne denli dar ise o denli mutlu oluruz; ne denli geniş ise o denli sıklıkta kendimizi azap içinde ya da ürkütülmüş duyumsarız. Çünkü bu alanla birlikte kaygılar, istekler, ürkünç şeyler de çoğalır ve büyür...
> Herkes kendinde eksik olanı sever.
> Acı çekenler ile acı çektirenler aynıdır.
> Doğa, insan türünü ikiye bölerken çizgiyi ortadan çekmemiştir.
> Para deniz suyuna benzer, ne kadar çok içersen o kadar çok ona susarsın.
> Hayatın ilk elli yılı metin, geri kalanı yorumdur.
> Yanlış bir görüşü geri almak onu savunmaktan daha çok kişilik gerektirir.
> Sağlık her şey değildir, ama sağlık olmadan her şey bir hiç.
> Evlenmek, haklarını ikiye bölmek ve görevlerini ikiye katlamak demektir.
> Her mesele kabul edilene kadar üç aşamadan geçer: İlkinde gülünç duruma düşürülür. İkincisinde ona karşı mücadele edilir. Üçüncüsünde tabii sayılır.
> Her halk diğer halkları kötüler ve hepsi de haklı.
> Her aptal çocuk bir böceği ezebilir. Ama dünyanın bütün profesörleri bir böcek yaratamaz.
> Bana yapılan haksızlık bana hiçbir şekilde ona haksızlık yapma hakkını vermez.
> Birisi hayatı boyunca büyük bir çocuk gibi kalmayıp ciddi, makul ve mantıklı bir adam olursa, dünyanın çok işe yarar ve adamakıllı bir vatandaşı olabilir ama dahi olamaz artık.
> Nasıl gemide giderken ilerlememiz kıyıdaki nesnelerin geri çekilmesiyle, dolayısıyla da küçülmesiyle kendini belli ediyorsa, ihtiyarlamamız da büyük yaşlardaki insanların bize genç görünmeleriyle kendini belli eder.
> Yetenek başkalarının vuramadığı hedefi vuran nişancı gibidir; dahi ise başkalarının göremediği bir hedefi vuran bir nişancı.
> En büyük bilgelik şu andan zevk almayı hayatın en büyük amacı kılmaktır, çünkü tek gerçek budur, başka her şey düşünce oyunudur. Ama bunun en büyük budalalığımız oldugunu da söyleyebiliz, çünkü yalnızca kısa bir süre için var olan ve bir rüya gibi kaybolan içinde bulunduğumuz bu an asla ciddi bir çabaya değmez.
> Gençliğimizdeki neşelilik ve karamsarlığa kapılmama hali, kısmen hayat tepesine tırmanıyor ve tepenin öteki tarafındaki ölümü görmüyor olduğumuz gerçeğine dayanır.
> Hayat bir parça nakış işlemesine benzetilebilir. Hayatının ilk yarısındaki herkes işlemenin ön tarafını görür, ikinci yarısında ise tersini. ikincisi o kadar güzel değildir, ama daha öğreticidir, çünkü iplerin birbirine nasıl bağlandığını görmemizi sağlar.
> Insanoğlu benden hiç unutamayacağı birkaç şey öğrendi.
~ Arthur Schopenhauer